Telefonun ekranına baktım. Whatsup'tan fotoğraf yollamış.
-Abalammmm, baakkkk, diye yazmış.
Resmin olduğu kareye işaret parmağımın ucuyla tıkladım. Sonra... Hani bilirsiniz ya o hareketi... İşaret ve baş parmaklarımızla... Hani telefonun ekranındaki fotoğrafı büyütmek için yaptığımız o hareket...
Hahha! Şimdi tarif etmeye çabalarken Cem Yılmaz aklıma geldi. Elleriyle o hareketi yapar ve der ya hani:
Hahha! Şimdi tarif etmeye çabalarken Cem Yılmaz aklıma geldi. Elleriyle o hareketi yapar ve der ya hani:
-Beş sene önce biri birine bu hareketi yapsa, oğlum sen manyak mısın, derdi. Bu hareketi nasıl bulduysa o firma? Bu hareket nerden alınmadır biliyorsunuz di mi? Hani iplikle kıl alınır ya böyle... Ah! Steve Jobs! Sen yok musun? Gez burda berberlerde fikri kap hemen, diye nasıl tatlı anlatır....
Kardeşimin gönderdiği fotoğrafı o hareketle büyüttüm ve dayanamadım kendi halime güldüm.
Fotoğrafa iyice baktım. Bu ne? Rengarenk kapaklı iki kitap, uzanmamışlar mı bir ağacın gölgesine... Eee... Neymiş ki? O hareketi yapmayı sürdürdüm. Fotoğrafı iyice büyüttüm.
Antika Titanik... Yeminle duymamıştım. Heyy! Bu Murat Menteş'in son kitabı... Delirdim delirdim! Hastasıyım! Durur muyum?
- Aaa! Harika! Nerden aldın? Ben de isterim, diye yazınca,
-İyi ya işte. Aldım sana. O kardeş kardeş duran iki kitabın biri senin biri benim, diye yazdı.
Ne tatlı kız yarabbim!..
Ne yazsam ki şimdi ona? Teknoloji hayatımızı kolaylaştırdı ya derhal pratik bir çözüm buldum.
"Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlarda kullanılan " Ya seni yerim" emojisini yolladım.