Allahım yarabbim! Ne kadar ballı bir teyzeyim. Üniversite
ikinci sınıfa giden bu genç adamın, akranları dururken, hoşuma gideceğini
düşündüğü filmlere birlikte gitmeyi teklif etmesi şahane!.. Yeminle
öyle. Emir üniversitede Tarih okuyor. Lakin sadece tarih okumakla
kalsa iyi, adam resmen insanın içini de okuyor. Baksanıza hangi filmlere bayılacağımı nasıl iyi biliyor. Kız kardeşim aksiyon filmi hiiç sevmez. Balık burcudur. Tatlı, minnoş bir romantiktir. Sinema öncesi buluşuruz. Hep birlikte hasbihal ederiz. Sonra kardeş vitrin bakmaca, biz Emir'le marş marş sinemaya dalmaca:)
Bi dakka ya... Harbiden, vurdulu kırdılı, aksiyon, gerilim filmlerini neden acaba bu kadar çok seviyorum? Hele o vurdulu kırdılı, aksiyon, gerilim filmi, bi de intikam filmiyse var ya... Off... Resmen kanatlanarak sinemaya gidiyorum. Niye ki? İlla insanın karakter örgütlenmesinin düzeyi ile intikam fantazisinin doğası arasında bir ilişki vardır öyle değil mi? Acaba bilinçaltımda hangi acımasız duygular gizleniyor? Ön bilincim dışarıya renk vermezken, bilinçaltım kimlere diş biliyor, kimleri affetmiyor, niye acaba teskin edilmiyor?
Bakar mısınız, intikam filmi seviyorum diye kendime ettiğime... Şimdi vaziyetimi kafama takıp, bu konuda psikanaliz okuma yapsam falan var ya... Freud'un yazdıklarına baksam mesela... Durumumu anne memesinden mahrum bırakıldığım güne bağlayabilir. Ya da ne bileyim? Abim ve kızkardeşim arasında... Ortanca çocuğum... "Arada kalmışlığın hikayesini bilinçaltına kazımış olabilirsin," diyebilir. Olabilir mi? Olur mu olur valla:)
Amaaan!.. O değil de arkadaşım, bilumum intikam filmlerini seyretmiş biri olarak oldukça donanımlıyım. Kafamı attırmayın... İcabında intikam fantazilerinin kitabını beni kızdıranın üzerine kazırım. Öyle işte!!!
Ortanca çocuk vaziyeti:) Böyle buyrunuz: BİR ARADA KALMIŞLIĞIN HİKAYESİ:)