1 Eylül 2009 Salı

Merhamet ve Paylaşma Duygularımızı Kışkırtmak Lazım..

Sonbahar geldi diye niye bayram yapıyorum? Anladım şimdi. Ben balık seviyorum. Eylül itibariyle balık mevsimi başlamadı mı? Başladı tabii… İlk siftahı bu akşam iftar yemeğinde yaptık bile. Bir balık pişirdik, fırında, şahane oldu hem de şahane! Fotoğrafını da çektim çekmesine de, bloğuma koymaya tereddüt ettim. Ramazan günü oruç tutan var tutamayan var, öyle değil mi? İnsanları heveslendirmeyeyim şimdi.

Bizim dönemin terbiyesinde başkalarının yanında yemek, yiyemeyecek olanları özendirmek ve imrendirmek ayıptı. Günahtı hatta. Sokakta yemek hiç uygun görülmezdi. Elinde çikolata ya da muz yiyeceksin mesela, yanındaki çocuğun ya gözü kalırsa, bu hiç doğru bir şey değildi. Ya yiyeceğini paylaşacaktın, ucundan azıcık verecektin arkadaşına ya da tek başına yiyecektin. Böyleydi bizim zamanımızın terbiyesi. Mühim mesele aslında çok mühim de, zamanımızda çok dikkat edilmiyor sanırım bu durumlara.

O zaman “Orhan Kemal”in “Çikolata” adlı öyküsünü hatırlamak gerekiyor galiba. Abla, kardeşi ve yoğurtçunun kızı bu öykünün üç kahramanı. Yoksullar her üçü de. Nerden anlıyoruz? Bir şekerci dükkanının önündeler. Abla kardeş, ancak paralarını birleştirip tek bir çikolata almaya niyet ederler. Daha önce yemişlerdir çikolata. Tadını bilirler. Yoğurtçunun kızı ise hayatında yememiş. Yoksul ama gururlu. Söylemiyor daha önce hiç çikolata yemediğini güya. Abla kardeş tahmin ederler tabi kızın hiç çikolata yemediğini. Onun yanında yemek istemezler. Alacakları çikolata ancak ikisine yetecektir çünkü. Gitse bir yanımızdan diye düşünürler. Kız bir türlü gitmez. Yanında yiyip de kızı imrendirmek istemezler. Üç çocuğun şekerci dükkanı önündeki konuşmalarını Orhan Kemal inanılmaz etkili bir üslupla kaleme almıştır. Yoğurtçunun kızı hiç çikolata yememiştir yememesine, gene de burnundan kıl aldırmaz. Belli etmez. Kışkırtır çocukları. Canı istemiyor havalarına yatar. İstese zaten alabilecekmiş pozları atar. Bedava verseler bile yemeyeceğini söyler. Bunun üzerine iki kardeş alırlar çikolata ve yerler kızın yanında. Öykünün son bölümü insanın yüreğini yakar. Çocuklar yedikleri çikolatanın parlak kağıdını top yapıp yere atarlar ve giderler ki yoğurtçunun kızı bekler de bekler bir süre… Sonra yerden eğilip alır gümüş kaadı… “Topmuş gibi, buruşuk kaadı havaya attı,tuttu,attı,tuttu. Atıp tutarak bir sokak, bir sokak daha, daha sonra daha bir başka sokak. Yer yer pislenmişti, sidik kokuyordu sokak.” İşte öykünün hiç unutulmayacak son cümlesi şöyledir: “Gümüşten topu açtı, çikolata bulaşıklarını yaladı yaladı.”

15 Eylül 1914 yılında Ceyhan’da dünyaya gelen ve 1970 yılında yitirdiğimiz,Türk edebiyatının toplumcu gerçekçi yazarı Orhan Kemal'in bu ayın 14'ü 95. doğum günü. Bu ay bloğumda bol bol Orhan Kemal’i anmalı. Merhamet ve paylaşma duygularımızı kışkırtmak için bol bol Orhan Kemal kitapları okumamızın tam zamanı. Tam zamanı.

7 yorum:

  1. Peki annecigim, guzel soyledin, madem cikolatalari paylasmak, ucundan kardeslere de vermek lazim, yillardir eve gelen cikolatalari gizleyip gizleyip neden kendin yedin bize kaptirmamak icin soyle bakalim;) Bize de yazik iki kardes hep o jelatinleri yalamak kaldi...

    Hehe, biraz dramatize ettim sanirim:) Ne guzel yazmissin yine canim anam, selamlar..

    YanıtlaSil
  2. Bu sabah yorumunu okuduğumda inan gülmekten katılıyordum!

    Bu bana bir öyküyü hatırlattı. Bak dinle sen de hatırlarsın… Hani zamanın birinde iki oğluna mütemadiyen şakalar yapan bir anne varmış. Bu annenin hayatı oyunlar üzerine kuruluymuş. Ayak üstü aklına gelip yaptığı numaralara inan ki kendisi de şaşarmış. Çocuklar bildikleri halde annelerinin şakacı olduğunu gene de her defasında annelerinin numaralarına kanarlarmış. Galiba bu çocuklar sahiden çok tatlılarmış. Ama anneee var ya o anne oyun yapacam diye çocuklarına neler neler yapmış. Anlatsam mı yaptıklarını diye düşünüyorum. Sonra vazgeçiyorum. Çünkü zaten bilenler biliyormuş. Ne oluyormuş ki bu şakalar sonunda… Sonunda hep gülünüyormuş. Yada ortalık hareketleniyormuş. Rutin bir ev hayatı değil de sürprizli bir hayat. Fena mıymış? Arada anne çocuklarına soruyormuş… “Değişsem mi ben de! Olsam mı normal anne? Yapmasam mı şaka size?” diye… Çocuklar “Yooo! Yap anne! Yap anne! Değişme!” diyorlarmış.. Ne yapsın, kırsın mı yani çocukların kalbini... Devam etmiş anne de…

    Şimdi çocuklar büyümüşler. Her biri şahane çocuklar olmuşlar. Ama annelerinin yaptıkları oyunları unutmamışlar. Arada yakalayınca açığını böyle,
    - Al işte sana anne! Sen ha! Bana ha! Yıllarca şaka yaparsın ha! Al bakalım sana yazayım da bir yorum… İstersen onaylama!” demiş büyük çocuk. Annesinin yazısının altına acıklı bir yorum yazmış. Bu yorumu ancak şakacı annenin şakadan anlayan şakacı oğlu yazarmış.

    Eline sağlik evlat! Çok tatlı yazmışsın … Lafı tam gediğine koymuşsun yani.. Helal olsun!
    Canımsın benim canımsın! Gelirken fındıklı üzümlü çikolatamı unutma… Vermezsem size sakın şaşma:)

    YanıtlaSil
  3. vildan teyzecim gelirken ben size hangi tur cikolata getireyim:)))

    YanıtlaSil
  4. Tamam Kübracım... Ama sizlerle çikolatamı paylaşmazsam ne yazıyor, ne yapıyor demeyin bana olur mu? Çikolataya aşırı zaafım var da:) Saklarım ve ucundan azıcık vermem de gizli gizli yerim...Üzgünüm:)

    YanıtlaSil
  5. afiyet seker(cikolata) olsun derim ben de vildan teyzecim...selamlar ve sevgiler:))

    YanıtlaSil
  6. Kübra kart göndermişsin ya aman ne sevindim. Postacıdan mektup ya da kart almayalı çok oldu sanıyorum. Hakan da senin gibi gittiği ülkelerden posta yoluyla kart atar bize. Çok hoşuma gider. Postacılar hep fatura getiriyorlar ya bazen anlamsız yere kin besliyorum adamlara.. Oysa onlar ne yapsınlar değil mi? İnsanlar göndermiyorlarsa artık, hasret dolu kartlar, aşk dolu mektuplar, sevinç dolu telgraflar postacılar ne yapsınlar? Hem içinde harika cümleler olan kartın için hem de postacıları eski işlevlerine kavuşturduğun için teşekkür ederim Kübra:)Bu arada daima içinde fındık ve üzüm olan çikolataları tercih ederim. haberin olsun:)

    YanıtlaSil
  7. karti almaniza sevindim vildan teyzecim, hos bir enstantene benim icin de kartpostallar...´´eskilerden kimler kaldi´´ dedirtecek ve ilk dokunusta cocuklar denli sevindirecek cinsten hem de:))tariflerinize ve damak tadiniza uyan lezzetli cikolatalara insallah onumuzdeki hafta kavusursunuz...gorusmek dilegiyle:))

    YanıtlaSil