4 Mart 2010 Perşembe

Cemre Düştü Ya Toprağa, Yazmazsam Deli Olacağım Galiba!

Cemre önce havaya, sonra suya, en sonunda düştü toprağa... Eee! Bu durumda... En sevdiğim mevsim güz ve peşi sıra gelen kış, artık bana el sallayıp veda ediyorsa... Hani doğa pembe beyaz baharlıklarını alelacele giyiyorsa... O zaman Sait Faik düşmeli aklıma... Selam vermeliyim şimdi "Bir insanı sevmekle başlar herşey" diyen bilge insana... Hele son günlerde "Yazma, bu kadar yazma bir daha!" diye kendi kendime söz verip, bir türlü kendime verdiğim sözü yerine getiremiyor, kendi kendime mahçup oluyorsam mesela... Sahiden Sait Faik düşmeli aklıma! Ne der büyük yazar kitabında: "Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da hırstan başka ne idi ? Burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. Hırs hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kağıt kalem aldım, oturdum. Ada'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım." Bende de aynı durum var işte... Bahar geliyor ya.... Yazmazsam deli olacağım galiba!..



4 yorum:

  1. yaz dostum yaz5 Mart 2010 01:50

    Selam Dost
    Siz yazmasanız .. var ya.. haberim olmayacak cemrelerden. ne zaman neyin ne olacağı nasıl bilinir bilmem..yani artık kar yağmayacak mı.. gittike ısınacakmı herşey..hava tekrardan sogumayacakmı..Ne faydası oluyor bu cemrelerin.
    Kıştan yaza doğru girerken havaya,suya, toprağa düşüyor da..
    Yazdan kışa girerken tersine topraktan sudan havadan gerimi çekiliyor.
    Diye düşünürken çok yaşlı olan anne ve babama;
    - cemrelerin hepsi birden düşmüş..düşecek cemre memre kalmamış gari dedim.
    Aman bir sevindiler bir sevindiler. Hatta birbirlerine zafer işareti yaptılar
    bu kadar önemsemelerine şaştım doğrusu hem de 18 likler gibi davranmalarını yadırgadım.
    Bu sevinç tezahürat ve işaretleşmelerden sonra biraz durulunca..
    -Tamam dediler. BU KIŞI DA ATLATTIK.
    Ya dost!! bu yazdığınız yazının enerjisi, benim tüm itirazkar tavrıma rağmen iki yaşlı kişinin hayatlarına güç kattı.
    Yaz dostum yaz..senin güzel yazıların dağları aşsın..ihtiyacı olana ilaç olup..ömür katsın.

    YanıtlaSil
  2. Bahar gelirken ölüm de neyin nesi.Yazı yazmak ise yeniden doğmak gibi birşey.Kutlarım.

    YanıtlaSil
  3. Ah, kardeşim! Yaşlılar için cemrelerin düşmesi, baharın müjdelenmesi ne mühimdir kim bilir? Soğuklar bitecek, doğa canlanacak, bir mevsim daha yaşamış olduğunun farkında olarak şükür etmek, ilkbahara kavuşmak kim bilir ne hisler yaratıyordur yaşlılar üzerinde? Hiç aklımıza yaşlılar gelmiyor ki! Özledim annecinle, babacını... Geleyim bari. Hazır yüreğimde cemreler horon oynuyorken,önce sana sarılır söyle iyice sarsarım bilirsin:)) Ayol, sen neden sarılmayı hiç sevmezsin:) Bak domuz gribi falan da yok üstelik... Sonra tutarım ellerinizden horon oynarız hep beraber:))
    Geleceğim, bekle...

    YanıtlaSil
  4. Teşekkürler Ramazan bey. Ölümden konuşmak, hayatın farkında olmak demek değil midir, dert etmeyin. Hep yaşayacakmışız gibi yapacağımıza, öleceğimizi bilerek yaşamak daha özgür kılmaz mı insanı? Daha cesur kılmaz mı? Yazmak ise sanıyorum öleceğinin farkında olan insanın yaptığı bir eylem. Farkında olmadan arkada kalıcı bir şeyler bırakma çabası belki. Kim bilir? Sağolun.

    YanıtlaSil