19 Ağustos 2010 Perşembe

Bağladım Canımı Zülfün Teline, Sen Beni Bıraktın Elin Diline!

Hiç unutmam, geçen kış bağlama kursuna gitmeye niyetlenmiştim.. O hevesle satın aldığım bağlamamla ilgili başımdan geçenleri Hayal Kahvem'e hikaye etmiştim.. İşte burada.. Benim kardeş okuyunca bağlamamla ilgili bu hikayemi… Dayanamamıştı tabi… Telefon edip, aramıştı beni… Telefon edip araması yetmemişti, o hızla atlayıp arabasına bizim köye geleceğini söylemişti. Kardeş gelene kadar ne yapacağımı bilememiştim. Ayaklarımı toplayıp, beklemeye karar vermiştim.. Bir ara nasıl olduysa içim geçmiş.. Uyumuşum.. Bir rüya görmüştüm.. Şöyle.. Kocaman bir konser salonundayım. Büyük kadife perde usulca açılıyor.. Salon tıklım tıklım dolu.. Sahneye bakıyorum… Ben… Evet ben!.. Sahnenin ortasında oturuyorum. Üzerimde siyah uzun elbisem… Elimde bağlamam… Ayağa kalkıp, zarif bir reveransla seyircileri selamlıyorum. Yer gök alkıştan inliyor.. Eteğimi tutarak, tekrar yerime oturuyorum. Bağlamamı kucağıma alıyorum. Çalmaya başlıyorum. İnanamıyorum. Ne güzel çalıyorum!.. Hatta bir ara kendimi kaptırıyorum, müziğin ritmine göre, aynı Arif Sağ gibi saçlarımı yüzüme yüzüme attırıyorum… Halim o kadar komik ki, rüyamda kahkahalarla güldüğümü bugün gibi hatırlıyorum.. Kendi kahkahamın sesiyle uyanmıştım… Baktım kardeş kapıda değil mi? Beni görür görmez gülmeye başlamıştı… İnan bir süre gülmekten konuşamadı… Kendine geldiğinde dedi ki:
- Abla, bağlama aldığını duyunca hayalimde ne canlandı biliyor musun? Ablam şimdi bir çalar, bir çalar bağlamayı.. Kaptırır kendini… Arif Sağ gibi yüzüne yüzüne attırı attırıverir zülüflerini... Hahhaha! Abla.. Kusura bakma ama, yolda halin hayalimde canlandıkça, gülmekten öldüm vallaha!..

"Pes yani!" demiştim içimden.. Gözlerimi kısıp yüzüne tuhaf tuhaf bakmıştım.. Hayret edilecek şey! Yememiş içmemiş, bu lakırtıları etmek için üşenmemiş bizim köye gelmiş diye düşünmüştüm.. Gitmiştim içeri. Saçımı sımsıkı arkadan bağlamıştım. O yetmemişti. Saçımı iki taraftan da tokalamıştım. Hem ben rüyada görüp, hem kardeş aynı şeyi söyleyince, korkmuştum! Sahiden bağlama çalarken, acaba saçlarımı yüzüme yüzüme savurur muyum ki? O zaman ne yapacağımı henüz bilmiyordum.. Şimdi cevabını verebilirim sanıyorum.. Evet.. İnanmayacaksın ama.. Gerçekten bağlama çalarken kendimi bir kaptırıyorum.. Saçlarımı yüzüme yüzüme attırıyorum.. Neden ama biliyor musun? Aaa! Kardeşimi mahcup eder miyim sanıyorsun? İnan ki sırf kardeşimin hayali gerçek olsun diye yapıyorum. Ne? İnanmadın ve gülüyorsun öyle mi? Lütfeeen!

2 yorum:

  1. Eh alemsiniz vallahi Hayal Kahvem, demek saçlarınızı döküp Arif Sağ gibi türkü çalıyorsunuz. Tarih tekerrürden ibaretmiş. Ağustos ayında da uygun düşer bu iş sanırım. Hani bilmesek her işe yetiştiğinizi; sizi ağustos böceği ile karıştırabilirdim.

    YanıtlaSil
  2. Ehem.. Ühem.. Yalandan kim ölmüş:) Günün sözü:))

    YanıtlaSil