29 Mart 2012 Perşembe

Zagor Ve Sakın Sen Onlara Uyma


"Sakın sen onlara uyma!" Bugün bir kez daha anladım ki bu cümle mıh gibi işlenmiş hafızama. Tamam. Elbette felek her daim kıyak yapmaz insana. İşte o nedenle gülümseyen  günlerin kıymetini biliyorum. Felek bana gülümseyen bir gün ikram ediyorsa... Heyy! Bünyemde abartma huyum var zaten... Duygularımı abarttıkça abartıyorum. Felek gülümsüyorsa, ben  kahkalarla gülüyorum. Bugün... İyi bir gün geçirdiğimi söyleyemeyeceğim. Yorgunum. Bitkinim. Önemli değil. Beden yorgunluğu ne olacak ki?  Dinlenirim. Tekrar eskisinden daha canlı olabilirim. Ama hayal kırıklığı denen vaziyet var ya... Hani durup dururken lapa lapa kar yağar  güvendiğin dağlara... İnancın sarsılır insanlığa. Feci bir histir bu.... Çocukken salıncak sırası bendeyken,  çelme takıp düşüren, benim yerime salıncağa oturup sinsi sinsi gülen arkadaşlarım olurdu. Üzülür için için ağlardım. Aslında çelme takıp düşürdükleri için ya da ne bileyim benim sıramı kaptıkları için üzülmezdim. Söyleselerdi zaten sıramı verirdim. Bunu niye yaptıklarını anlamadığım için ağlar, kederlenirdim.  Bu hallerde annem "Sakın sen uyma onlara!" derdi.


Bu akşam işten eve dönünce Zagor okumayı çok arzu ettim. İlla Zagor'un en amansız düşmanı Profesör Hellingen'li maceralarını okumalıydım ama... Hangisiydi? Korku Adası. Hani Hellingen'in, kendi icadı olan dev robot Titan ile Erie Gölü kenarındaki Ottawa adasında yerlileri ezip un ufak ettiği macerası. Böyle bir yaratığı hayatlarında ilk kez gören insanların şaşkınlığı...  Yaşadıkları korku ve panik nedeniyle  kendilerini koruyamamaları... Bir böcek gibi robot Titan'ın demir ayakları altında ezilip ölmeleri...  Bütün bu olan biteni odasındaki ekranından seyreden, Titan'ı uzaktan kumandayla kendi elleriyle hareket ettiren  Profesör Hellingen'in,  bu güç gösterisi ve vahşilik karşısında her bir çizgi roman karesini  mutlulukla çınlatan kahkaha efektleri... Zagor ne yapıyor peki? Hellingen haince bir tuzakla yakalamış, labaratuvarına kilitlemiş olduğu için, Zagor'un  eli kolu bağlı.


Her işin kendine göre zorlukları var. Ben bir sigortacıyım. Benim işimde serbest tarife sistemi işliyor. Asla şikayet etmiyorum. Biliyorum ki rekabet müşteriye avantaj getiriyor. Ama hani para kazanmak hırsıyla irili ufaklı dolaplar çevriliyor, saçma sapan gülünç hileler  tasarlanıyor, itişiliyor, kakışılıyor, çelme takıp iş kapmak isteniyor ya... Sonra karşı karşıya gelince hiç bir şey olmamış gibi şirinlik sergileniyor. Alışamadım. İşte o zaman fena halde üzülüyorum. Her işin bir yolu yordamı olması gerekmez mi? Ezen ya da ezdiğini sanan insanların, küçük kurnazlıkları, hakkaniyetsiz davranışları karşısında her defasında karşımda ilk kez  dev robot Titan'ı görmüş gibi şaşkınlıkla bakınıyorum. Aynı şekilde karşılık versem mi, diye bir an düşündüğümde, çocukluğumda duya duya hafızama mıh gibi çivilenmiş cümle aklıma geliyor... "Sakın sen onlara uyma!"


Zagor'un Profesör Hellingen ile karşılaştığı ilk maceranın sonunda, Zagor kendini kanıtlar. Elini kolunu bağlasalar da adaletsizlik karşışında gücü iyice bilenir. Zincirlerini kırar. Robot Titan'ın Erie Gölü'nün sularına gömülmesini sağlayarak masum insanları daha fazla ezilmekten ve ölmekten kurtarır. Laboratuarda yangın çıkar. Zalim Profesör Hellingen alevlerin içinde kalır. Macera böyle sona erer. Bu macerayı okumak bana iyi geldi.  Kötüler öldü. İyiler kazandı. Peki Profesör Hellingen'li macera burada bitti mi? Elbette hayır. İlk macerada yaralı kurtulan Hellingen tekrar tekrar Zagor'un karşısına çıkacak, güçlü olduğunu dünyaya ispatlamak için kötülükler yapmaya devam edecektir. Aynı yaşadığım dünyada adaletsizliklerin bitmeyeceği gibi... Ama her defasında Zagor kazanır.  Zagor yardıma ihtiyacı olanın her daim yanındadır. Resmen sürünüyordum. Şimdi daha iyiyim. Sanki Zagor bana elini uzattı. "Sakın sen onlara uyma!" dedi.  Ne diyeyim? Anne sözü dinler gibi masum... "Peki." dedim.


13 yorum:

  1. Herkes kendine Zagor fakat Hellingen'ler daha
    güçlü.

    YanıtlaSil
  2. reklam filmindeki gibi: iyiler her zaman kazanır:) üzülme tatlım bu tür adamlar her işte var. bak bana bu 4. işim,tecrübeyle sabit,hepsinde arıza tipler oldu:))

    YanıtlaSil
  3. hayal kahvem,
    bilgisayarda gezinirken gözüme yazınız takıldı.Kendimi bir anda yazınızın içinde buldum.İyiki okudum ilaç gibi geldi.Yüreğinize elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Yooo, Zaman! Ben Zagor'a inanırım:)

    YanıtlaSil
  5. Gülümse, yorumunuzla gülümsettiniz beni:)

    YanıtlaSil
  6. Berna, bugünü en iyi bilenlerden biri sensin:) Ne diyelim, "sakın biz onlara uymayalım!" Sağol canım.

    YanıtlaSil
  7. Ben uzulerekte olsa gerceklere inanırım.
    Ama fantastik olanda hayatımızın gökkuşağı.
    Yazın başarılı ve keyifle okunuyor.
    Mürekkebin hiç kurumasın...

    YanıtlaSil
  8. Zaman! Eriyor, gerçek nedir? Kime göre gerçektir:)

    Ben sevinerek söylemeliyim ki başkalarının gerçeklerine değil, yüreğimin gerçek dediklerine inanırım.

    Çok teşekkür ederim nazik yorumunuz için. Sağolun.

    YanıtlaSil
  9. Bugün bi yardım eli uzatacak Zagorda bana lazım :):)öyle yoğunki işler Matrıx gibi hissetmeye başladım..Gözlerimin önünden rakamlar , geçiyor :):) Zagor gelsin "Sakın sen onlara uyma desin" bende "ollldu"..diyim :):):)

    YanıtlaSil
  10. böyle sıkıntılı zamanlarda zagor'un ahyaaak diyerek baltasıyla kötülerin üzerinde saldırdığını hayal etmeli. :))

    YanıtlaSil
  11. Hop dedik Sessiz Prenses, yooo... Olmazz:)

    YanıtlaSil
  12. Tamam Kara Kitap hayal edilir tabii.
    Sessiz Prenses "bir Zagor da bana lazım" demiş ama bilmiyorum ki...
    Çok cimri biriyim! Of ya!

    YanıtlaSil
  13. (Bu hallerde annem "Sakın sen uyma onlara!" derdi.)

    Allah'ım rahmet etsin, bütün o zarif güzelliği ile nasılda gözümün önünde canlandı şimdi. çok severdim ben halamı.

    ve evet, biz uymayalım onlara...kimsenin ettiği yanına kalmıyor nasıl olsa.
    ismim müstear

    YanıtlaSil