Yaşar Kemal'in Üç Anadolu Efsanesi  adlı kitabında, aziz  Türkçe'min eşsiz lezzetine vara vara, Karacaoğlan efsanesini okuduğumu bugün gibi hatırlıyorum. Sana bir şey söyleyeyim mi, Karacaoğlan'a bayılırım. Şairdir bir kere... Hımm... Sonra... Of!.. Şahane bağlama çalar. Hey!.. Maceracıdır. "Etme,  eyleme, uyma şeytan sözüne. Gurbet elin kahrı zehirden acıdır. Senin  başındaki kavak yelleri gelir geçer... Sazının üstüne saz yok, sözünün  üstüne söz yok.... Obadan ayrılma. Gitme gurbet ellere." demişlerdir demesine ama gençtir Karacaoğlan. Yüreğinde bir top ışık, bir ateş harmanı, çiçek açmış o bahar dalı...  Yeni yüzler, yeni dünyalar görmek, yeni yeni insanlarla tanışmak, yeni  yeni sözler duymak, söylemek onu çeker.  Yolundan döndüremezler. Aşığın birine  sormuşlar. "Vatanın nere?" diye... Sazını göstermiş. "Bura," demiş. O  hesap. Aşıktır. Bir yerlere sığamaz Karacaoğlan. Sazı sırtında,  yine, yeni, yeniden yollara düşer.  İlk defa gurbete çıkmıyordur ki  üstelik... Daha önce defalarca uzun uzun ovaları, yolları, belleri,  dağları yürümüştür. Ayrıca nereye gittiğini, neyle karşılaşacağını  bilmemesi  her daim hoşuna gider. 
Büyük usta Yaşar Kemal'in anlatımıyla okuduğum bu efsane, Karacaoğlan ile Elif'in  kederli aşklarını anlatıyordu. Sana bir şey söyleyeyim mi, bu efsane var ya,  beni hiiç  mi hiiiç etkilememişti biliyor musun? Hiiç. İki sevgili ayrılıyorlardı tamam mı? Bir sevda  hikayesi daha ayrılıkla bitiyordu yani. Ve ben var ya... İnanamıyorum.... Tık yoktu bende. Bir nebze bile etkilenmemiştim. Yooo... Elif'in saflığına kızmıştım kızmasına...  Sonradan pişmanlık duymasına biraz hislenmiştim doğrusu.  Ama Karacaoğlan  için var ya... İnan zorlamıştım kendimi... İnan bana...  Hani oyuncuların  rol gereği ağlaması gibi, ben de  Karacaoğlan'ın durumuna  efsane gereği  ya da ne bileyim sırf Yaşar Kemal'in o nefis anlatımı sebebiyle üzülmek  istemiştim.  Olmamıştı yeminle. Yalan söyleyecek değilim. Dinlemiştim yüreğimi. Karacaoğlan'a  karşı hiiç acı hissetmiyordu yüreğim... Gerçekten. Hiiçç.  Kendime  üzülmüştüm bu kez. Yoksa ben artık vicdansız, merhametsiz, hissiz, taş yürekli biri mi olup  çıkmıştım? Ne fena! Ben bu vaziyetime şaşırmış dertlenirken... Biri  parmaklarını şıklatmış da  illüzyondan çıkmışım gibi, aniden kendime  gelivermiştim. Tabii ya... Anlamıştım durumumu...  Bak şimdi... Bir aralar  şiirlerinde en fazla sevdiği kadınların ismi geçen şairlerle ilgili bir  yazı hazırlamak niyetine girmiştim, tamam mı?  Tarihçi Cemal Kafadar'ın  yazılarında ne okumuştum biliyor musun? Meğer bizim Karacaoğlan  acayip çapkın  biriymiş. Yoo... Yaşar Kemal'in yazdığı efsanede, Elif'in biraz kabahati  vardı Karacaoğlan'ın tekrar yollara düşmesinde. Amaaa... Bakar mısın Karacaoğlan'ın  şu dizelerine? Bak.. Bak.. Hem de ayrılıp karalar bağladığı Elif için  söylediği sözlerden sonra...  Sıraladığı kız isimlerine bakar mısın?   "...Elif'i der isen nazlıdır nazlı... Esme'yi dersen sırf ala gözlü... Söyletme Şerife'yi bülbül avazlı... Söylüyor Zilha'nın dilleri güzel - (Allahım! Dayanamayıp devamını yazacağım) - Emine'yi der isen incedir ince - Bağdat'ın Mısır'ın gülleri konca- Eşşe'nin kaşı da kalemden ince -Sevmeye Hörü'nün belleri güzel- Döne güzelliğin halka bildirir -Kamer pınardan kabın doldurur -Eşşe yürüy'şünde beni öldürür -Sevmeli Cennet'in boyları güzel -Karadan da Karac'oğlan karadan- Sürün çirkinleri çıksın aradan -Herkesi sevdiğ'ne vere Yaradan- Sevdiğim Meryem'in  benleri güzel..."  Pes!.. İlk kez bu dizelere denk geldiğimde "Yok artık! Nedir bu böyle?" demiştim kendi kendime...  Şimdi   Karacaoğlan'ın bu vaziyetlerini bilen benim gibi biri  efsanedeki Karacaoğlan'a üzülebilir mi? Asla üzülmedim, ne  yapabilirim yani? Bilirsin, Karacaoğlan'ın sadece üç derdi vardır, birbirinden  geçilmez... Hatırlasana Ersen ve Dadaşlar söylerdi hani... Aaa!  Ben şu  şarkıyı bulayım da dinleyeyim bari... Neymiş o dertleri? "Bir ayrılık,  bir yoksulluk, bir ölüm."  Hey gidi Karacaoğlan... Ve sevdalandığı... Ve  de sevdaya bıraktığı kızlar... Efsane mefsane... Ruhlarına rahmet.   Düşünebiliyor musun kimler yaşamış, ne sevdalar yaşanmış yeryüzünde...  Bu bizim bildiklerimiz tabii... Haydi gel Karacaoğlan dizeleriyle sual  eyleyelim bizden evvel gelenlere... "Kimler var idi, biz burada yoğ  iken?" 
Aaa! Gitmeliyim. Saat gece yarısını geçti. Uyumalıyım. Sahura kalkacağım. Yarın çook işim var... Çook... Dipdiri uyanmalıyım.
NOT: Diyorsundur ki bu yazıda Marilyn Monroe'nun işi ne? Vaktim yoktu konuyla ilgili resim bulmaya... Yazıyı Karacaoğlan'ın "Kimler var imiş biz burada yoğ iken?" sözü ile bitiriyorum ya.. Ne var? Bir vakitler biz burada yoğ iken güzeller güzeli Marilyn Monroe da vardı, öyle değil mi? İnkar et istersen... Yok muydu? Vardı tabii.... Hayat böyleyken böyle işte. Kötülük yapılır, kötü olunur mu şu yalancı dünyada? Bir varmış... Bir yokmuş... Biri varmış... Biri yokmuş.... Aynen efsaneler gibi!
Aaa! Gitmeliyim. Saat gece yarısını geçti. Uyumalıyım. Sahura kalkacağım. Yarın çook işim var... Çook... Dipdiri uyanmalıyım.
NOT: Diyorsundur ki bu yazıda Marilyn Monroe'nun işi ne? Vaktim yoktu konuyla ilgili resim bulmaya... Yazıyı Karacaoğlan'ın "Kimler var imiş biz burada yoğ iken?" sözü ile bitiriyorum ya.. Ne var? Bir vakitler biz burada yoğ iken güzeller güzeli Marilyn Monroe da vardı, öyle değil mi? İnkar et istersen... Yok muydu? Vardı tabii.... Hayat böyleyken böyle işte. Kötülük yapılır, kötü olunur mu şu yalancı dünyada? Bir varmış... Bir yokmuş... Biri varmış... Biri yokmuş.... Aynen efsaneler gibi!


 
 
Merhabalar,
YanıtlaSilKaracaoğlan'ın bu deyişini hep dinlerim. Bizim yöremizde, Karacaoğlan'ın bu güzel deyişini abdallarımız çok güzel icra ederler.
Paylaşımınız için teşekkürlerimi sunarım.
Selam ve dualarımla.
İncecikten bir kar yağar tozar elif, elif diye.
YanıtlaSilDeli gönül abdal olmuş gezer Elif, Elif diye.
Yar sana hayran, can sana kurban...
Karacaoğlan'ı da anlamak lazım. Her erkek Mecnun olamaz ki sevdiğinin peşinde. Hem aşkta hüsrana uğrayan erkeklerin bir daha gerçek manada aşkı yaşadıklarını zannetmiyorum. Elif'den sonrakiler gönül eğlendirmedir, bana kalırsa, Bana kalır mı?
Merhaba Recep, Karacaoğlan memleketimin zenginliğidir. Keşke gelip dinlesek sizin yörenizdeki abdallardan. Ben teşekkür ederim.
YanıtlaSilMerhaba Rabia, Elif ilahisine var ya bayılırım. Sarhoş edeer beni öyle böyle değil:)
YanıtlaSilValla niye size kalmasın:) Gayet güzel anlatmışsınız. Belki dediğiniz gibi, Karacaoğlan aşkta hüsrana uğradı, dağıttı kendini:)
Belki de aşık ruhlu biri ya,içinde fenalık yok, herşeye, herkese sevdalı. İyi ki yazmış ama bu deyişleri değil mi? Hem yazana hem yazdıran güzellere selam ve rahmet olsun:)
eee bu dizelerin yazılması için aşık olmak lazım...
YanıtlaSilKaracaoğlan'ın Elif'i bilirdim. Diğer kızları şimdi öğrendim:)
YanıtlaSilHMG, bilmiyorum ki. Kimi yaşayıp yazıyordur, kimi hayalinden belki:)
YanıtlaSilEvet Oya, ben de okuyunca şaşırıp kalmıştım:)
YanıtlaSilBaşarılar Teşekkürler...
YanıtlaSilTeşekkür ederim Disney Channel:)
YanıtlaSil