6 Aralık 2013 Cuma

İlla Denizlere Çıkmaz, Bazan Sinemaya Çıkar Sokaklar



Müşterim, seyahate çıkacağını, hemen görüşmek istediğini söyleyince, dün öğleden sonra ışık  hızıyla  İstanbul’a gittim. Görüşmem fevkalade verimli, son derece keyifli geçti. Müşterimin işyerinden çıktığımda güneş batmak üzereydi. Köye dönmek zor geldi. İstanbul’da kalmaya karar verdim. Arabama bindim. Önceden düşündüğüm bir programım olmayınca, ilk denk geldiğim tabelanın yolundan gitmeye niyetlendim. Pekii… Tek başına Edirne tabelası çıksaydı karşıma ne yapacaktım? Hey! Basacaktım gaza… Yeminle gidecektim. 

Ama bakma… Edirne’nin yanında Üsküdar tabelasını görünce çocuk gibi sevindim. Bazan ben bile kendimden korkuyorum biliyor musun? Olur mu olur… Dellenip kendimi Edirne Ciğercisi’nde bulabilirdim. Neyse… Daldığım Üsküdar tabelasının sonrasında denk geldiğim her tabelanın yoluna amaçsızca girdim. Meğer Üsküdar’ın arnavutkaldırımlı ara sokakları ne kadar darmış. Meğer binalarının duvarlarında ne çok tabela varmış. Du bi… Batarken Üsküdar’daki evlerin camlarını tutuşturan güneşten bahseden Necip Fazıl mı yoksa Yahya Kemal miydi? Düşündüm.  Bilemedim. Denize bi ulaşabilsem var ya… Kıyı kıyı gidecektim. Yok! Yoktu… Koskoca denizi kaybettim. Ah!.. Deniz… Murathan Mungan öyküsündeki yolkesen bir Bizans eşkıyası gibi bile çıksaydı  önüme sözgelimi…Tutup   öpecektim..

Neyse… Üsküdar’ın hep sahilini bilirdim. Fena mı? Bahaneyle ara sokaklarında gezindim. Elbette yürümeyi tercih ederdim, fakat arabamın tepesindeydim. Araba ve insan trafiği nasıl keşmekeşti anlatamam. Yayalara yol vere vere yokuş çıktım. Yokuş indim. Baktım Altunizade’deydim. Aklıma Başka Sinema geldi. Kasım ayı başından beri yerli ve yabancı bağımsız filmleri bazı sinemalarda göstermeye karar veren yeni bir oluşum var ya hani… Ne yalan söyleyeyim, kaçırdığım festival filmlerini seyredebilme fırsatı verdiği için Başka Sinema’yı yürekten desteklemekteyim. Tamam.  Çok taze bilgi ya… Hatırladım. Kadıköy Rexx, Beyoğlu Beyoğlu ve Altunizade’de Capitol’de Başka Sinema’nın filmleri gösterilmekteydi. Geçen hafta Başka Sinema’nın gösteriminde  Kadıköy Rexx te Sen Aydınlatırsın Geceyi adlı filmi seyretmiştim. Şimdi… Kısmetime ne denk gelirse, dedim. Capitol’e girdim.


Nanananoom! Denk geldiğim seansta Yozgat Blues yok muymuş? Ne güzel! Bu film var ya bizim şehre kolay kolay gelmez. Baktım, biletler çoktan satılmış. Sadece önden iki sıra kalmış. Vazgeçmedim. İlla Yozgat Blues'u seyretmekti niyetim. Biletimi aldım. Filimin başlamasına vakit vardı. Ohh! Kendime mükellef bir çorba ısmarladım. 

Sinema biletinde 3. salon yazıyordu. 3. salonun kapısını açtım ki, başka bir film oynuyordu. Biletçi çocuk yanıma geldi. Yozgat Blues’un gala gecesi olduğu için, salonun  değiştirildiğini söyledi. Gözlerimi koca koca açtım. Sahi mi, diye bağırdım. Hey! Allahım, ne ballıyım!.. Felek gene yapmıştı yapacağını… Şaşırtmıştı. Ömrümde hiçbir filmin gala gecesine katılmamıştım. Ve ben tesadüfen o sinemadaydım.  Salona girdiğimde, bir anons yapılıyordu. Film bitince salondan ayrılmamamız rica ediliyordu. Filmin yönetmeni, senaryo yazarı, oyuncular ve emeği geçenler salonda olacaklarmış. Vay canına sayın seyirciler, dedim. Koltuğuma oturdum. Ceketimi çıkardım. Yerdeki sırt çantamın üstüne koydum.  Işıklar söndü.  Film başladı. 


Bak şimdi… Beyaz perdedeki ilk görüntüde,  sırtı dönük bir adam  Fransızca şarkı söylemekteydi, tamam mı? Kim olduğunu çıkaramadım. Derkennn… Adam başını hafifçe döndü. Hey!  O ne? Yozgat Blues, Türk filmi değil miydi? Yoksa bu filmde George Clooney mi oynuyor?  Hem de Cohenvari edayla  şarkı söylüyor. 

Niye böyle oldu ? Yazının en heyecanlı yerini anlatacaktım ki… Uykum geldi. Ama… Henüz ne filmi… Ne de galayı anlatmadım ki! İyisi mi, şarkıyı dinleyip  uyuyayım şimdi.

 


  

6 yorum:

  1. ekmeğin içine bir şey koymuşsundur , ekmeği yer yer yer bitirmeye yakın en ballı en şehvetli en şiddetli ve en vurucu lokmayı hani sona saklarsın sonra o en hacimli parça düşer ve alabildiğince mutsuz olursun ... :) böyle bir son oldu hayal kahvem :)

    YanıtlaSil
  2. delal, bu yorum yazısından sonra bir blog açınız lütfen.

    bu film anlatılmaz, illa seyredilmelidir.:))

    YanıtlaSil
  3. hayal kahvem blog benim için sorumluluk olur , öyle hissederim . tembelim ayrıca , üzerimdeki atalet bin yıllık sanki ... :)
    umarım bir gün bir yerde seyretme imkanı bulurum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım seyredersiniz. Değişik bir öykü anlatıcılığı, değişik bir Türk filmi... Sevdim.

      Sil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Ne olacak Dedimdinlemedin mi? Güzel oyunculuk, güzel bir film seyrettim.
    Yani sonrası, iyilik... güzellik:)

    YanıtlaSil