Hem yürüyorum hem Seval Şahin'in Açık Radyo'daki Günün ve Güncelin Edebiyatı adlı programınıda Ayfer Tunç'la yaptığı söyleşiyi dinliyorum. Onlar tatlı tatlı muhabbet ediyor. Kendimi yanlarında hissediyorum.
Seval Şahin'le ilgili duygularımı daha önce yazmıştım. LİNK
Ayfer Tunç'a gelirsek. Abartmıyorum. Yayınlanan bilumum videolarını seyrettim. Söyleşilerine gittim. Yazılı röportajlarının bizzat peşine düştüm. Harbi ve hasbi muhabbetinin hastasıyım.
Seval Şahin söyleşisinin başlarında şöyle diyor: "Ayfer Tunç edebiyatı denildiğinde, Türkçe'de ilk akla gelen şeylerden birisi, aslında acı demek istemiyorum... Her yazarın, şairin ruh halini, durumunu anlatması tabii ki farklı... Ama mesela hani Birhan Keskin kendisi için keder demişti. Ya da keder demeyi doğru buluyorum. Ya da Tanpınar hatta Orhan Pamuk için de hüzün kelimesini kullanırlar ama ben senin edebiyatında hani acı, keder, hüzün değil de azap mesela... Azap kelimesinin tam da senin edebiyatına çok uygun bir şeymiş gibi geldi." diyor.
Ayfer Tunç: "Doğru olsa gerek ki Kırmızı Azap yaptım kitabımın adını" diye gülüyor. Adımlarım muhabbetin ritminde ilerliyor. Eve giriyorum. Ayfer Tunç'un cümleleri zihnimde uçuşuyor:
"Azap bizi rahatsız eden, içimizi tırmalayan bir şey. Keder içimize sızar. Oturur. Ama azap sürekli dışarı çıkmak ister. İçimizi yırtan bir şeydir."
Size bir şey itiraf edeceğim. Ayfer Tunç'un yazdığı tüm kitapları satın aldım. Hiçbirini okumadım. Ne tuhafım di mi? Öyle işte... Her şeyin bir vakti zamanı vardır, derim. Alırım. Acele etmem. Yıllar yılı davet beklerim.
Şimdi içimi yırtan bir azap hissediyorum. Son kitabından mı başlasam acaba? Osman. Yoksa Aşıklar Delidir'le mi başlasam? Ya Kırımızı Azap... Du bakalım. Hangi kitabı davet edecek beni okumaya... Bekliyorum
Memleketimin iki şahane kadını. Seval Şahin ve Ayfer Tunç'u sevgi ve muhabbetle izliyorum.
ben de yazarın hiç bir kitabını okumadım osmandan başlayım dedim ama ilk önce kapak kızı ve yeşil gece perisini okumak gerekiyormuş. Hemen notumu aldım koha.ekutuphane.gov.tr sitesinden bulunduğum şehirdeki kütüphaneden yazarın kitaplarını kontrol ettim. Kapak kızı kütüphanede mevcut ordan alacağım. Yeşil gece perisini de sepete attım geçen gün geldi . Keyifli okumaların olsun.
YanıtlaSilAyfer Tunç deyince "akşama müsaitseniz..." cümlesi gelir aklıma.. ne tuhaf.. :) hadi Ayfer' i Osman' ı, Seval' i alıp gelsen de azaplı bir sohbet etsek..
YanıtlaSilBelli bir yaşa gelmiş kadın yazarlarımızın hayat görüşleri, fikirleri, sohbetleri, eyvallahları olmayışı çok hoşuma gidiyor. Ben de sık sık özellikle dinlemeler yaparım kendilerinden.
YanıtlaSilOff...Sabah sabah içimin yağları eridi, günüm aydınlandı, şu hayat denen çarkıfelekte en çok ne yapmayı sevdiğimi hatırladım, teşekkürler Hayal Kahvem.
YanıtlaSilbayıldığım yazarlarla aramda garip bir ilişki var benim , söyleyeyim de gül bir tarafında :) asla söyleşilerini okumuyorum,takip etmiyorum,hatta nasıl bir insanmış diye bakmıyorum:) o yüzden elena ferrante daimi kraliçem :) istesem de bulamıyorum :) ayfer tunç'u gençlik çağımdan beri okuyorum ama ilk defa Osman^dan sonra denk gelince söyleşilerine falan gördüm onu, kadın tam bir queen değil de ne :) Ah bak bu bir post konusu oldu. ilham için çok kalp Canım Hayal Kahvem:)
YanıtlaSilAyfer Tunç her kitabıyla beni büyüleyen bir yazar, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi ve Osman üçlemesiyle başlardım ben olsam ya da uzun öykülerinden biri, Aziz Bey Hadisesi gibi. Sevgiler.
YanıtlaSil