Ben anlatanların yalancısıyım. Günlerden bir gün Aristoteles felsefe okula gider. Derste cebinden meşe palamudu çıkarır. Geleceğin büyük düşünürleri olacak sınıf arkadaşlarına elindekinin ne olduğunu sorar. Meşe palamudu olduğunu söylerler. Aristoteles gülümser. Oysa cevap meşe ağacıdır.
"Aristoteles'e göre her nesneye ait, ondaki değişimi mümkün kılacak bir potansiyel vardır. Değişme bu durumda, nesnede varolan potansiyelin aktüel hale geçmesi anlamına gelecektir. "
İşte bu cümleleri ders notlarımda okuyunca, biriktirdiğim tohumlar aklıma geldi. Bakar mısınız şunların güzelliğine. Üst sağdan başlayacağım. Kavun, bezelye, keçiboynuzu ve bakla çekirdekleri. Bu çekirdeklerin içinde Aristoteles'in dediği gibi onlardaki değişimi mümkün kılacak potansiyel var. Toprağa ekilip varolan potansiyel aktüel hale geçecek. Minnacık meşe palamudundan nasıl koskocaman, görkemli bir meşe ağacı aktüel hale gelecekse, benim çekirdeklerimin içlerinde sırlanmış potansiyeller aktüel hale geçecek ve kavun, bezelye, keçiboynuzu, bakla formuna değişecekler. Müthiş değil mi? Büyüleyici.
Peki, bunların ne olduğunu tahmin edebilir misiniz?
Şimdi... İzninizle bir hayal kuracağım.
Diyelim ki, MÖ 364 yılındaymışız. Hayal bu ya... Kadın erkek ayırımı yapılmıyormuş. Atina'daki Platon'un Akademisi'ne gidiyormuşum.
Nanananoom! Bilin bakalım, sıra arkadaşım kimmiş? Aristotales tabii. Lütfen gülmeyin. Dedim ya... Mesela.
Siz Aristotetes demelisiniz. Lakin bizim muhabbetimiz ilerlemiş. Tahmin edersiniz ki, ha babam de babam felsefe yapıyormuşuz.
Benim Aristoteles dememe gerek yok ki. Can ciğer arkadaşız. Mehmet nasıl bir süre sonra Memo, ibrahim İbo oluyorsa, ben de artık kendisine Aristo demeye başlamışım.
Heyecanla avucumun içindekileri göstermişim:
- Hey Aristo, demişim, bil bakalım bunlar ne?
Aristo önce elime sonra gözüme bakmış. "Çekirdeek." deyivermiş.
İşte bu cevaba çok gülerim.
Durur muyum?
- Bunların içinde sırlı bir potansiyel var Aristo, diyormuşum. Bu potansiyel aktüel hale geçince kıpkırmızı domates yetişecek. Buna inanıyorum. Çünkü bu çekirdekleri bir domatesten ben çıkarmıştım. Bu gerekçelendirilmiş doğru bir inanç. Nasıl desem? Sen dersin ya hani... Bu bir bilgi. Çünkü, bir şeyi bilmek onun nedenlerini bilmektir, öyle di mi?
Ex nihilo nihil fit! Bak, bu senin sözün Aristo. Bilirsin, hiçlikten hiçlik doğar. Oysa bu tohum potansiyel domatestir. Henüz domates olmamış domatestir. Şeylerin şey olmak için imkanı vardır, öyle değil mi Aristocum. Neticede, hepimiz kendi potansiyelimizi taşıyoruz yani, di mi?
Hey! Du bi... Ben hayal diye başladım. Daldım gidiyorum. Kokoca Aristoteles'e önce Aristo sonra Aristocum demeye başaldıysam, bu yazıyı burada kesiyorum:)
Aristo'lu hayaller... Ne güzel!
YanıtlaSilBen de Aristo dedim bu arada:)
Yeri gelmişken, mutlu bir 2021 dilerim.