OT dergisinde, Toplum Sözleşmesi Ne İşe Yarar? Hobbes, Locke ve Rousseau diye başlık görünce, yazıya balıklama daldım. Baştan sona soluksuz okudum. Sonra tekrar okudum. Durdum. Yazarına baktım. İlker Kocael. Her ay OT dersisi alırım. Yazılarını hiç okumamışım. Tanımıyorum.
Yazıyı üçüncü kez, cümlelerin üzerinden tek tek geçerek tekrar okudum. Harika bir yazı. Geçen hafta final sınavlarım vardı. Hobbes, Locke, Rousseau ve hatta Wittgenstein'ın düşünce dünyasında epeyce dolanmıştım. Lakin yeni öğrenmeye başladım ya, karıştırıyorum.
İlker Kocael'in OT dergisinde, Toplum Sözleşmesi üzerinden üç felsefecinin düşünceleri arasında karşılaştırma yapması, kafamda oturmayan taşları öyle güzel yerlerine yerleştirdi ki, şaşırdım kaldım.
Thomas Hobbes, John Locke ve Jean Jacques Rousseau 17. ve 18. yüzyılda yaşamışlar.
Daha geriye gidersem... 2.400 yıl önceleri yaşayan Sokrates, Platon, Aristoteles'den günümüze uzanan upuzun düşünür silsilesi, sayısız kitaplar var.
Çok merak ediyordum, ne diyor bu insanlar? Niye halen okunuyorlar? Toplum nedir? Devlet nasıl meydana gelmiş? Devlet ve toplum arasındaki ilişkiler hangi merhalelerden geçmiş ve geçiyor?
İlker Kocael OT'daki köşe yazısında Einstein'in çok sevdiği sıkça kullandığı biir düşünce deneyinden söz ediyor. Diyor ki; "Düşünce deneyi, gerçek hayatta gerçekleşmemizin mümkün olmadığı bir durumu hayal edip buradan belirli mantıksal çıkarımlar yapmamızı mümkün kılan bir araç." Yüzyıllar boyunca bu düşünürler, "Devlet ve toplum arasında ne tür ilişki olmalıdır" sorusu üzerinde sürekli düşünce deneyleri yapmışlar.
Okuldaki hocalarım duysa, şaşar kalırlar şu çalışkan halime... Yalanım yok... Felsefe tarihi, mantık, siyasal düşünce tarihi, sosyoloji okumaları yapmak, binlerce yıl öncesinden günümüze düşünürlerin dünyasında dolaşmak büyüleyici geliyor bana. Sahiden:)
Öte yandan çok başındayım. Zorlanıyorum. Yolumu açacak, okumalarımı dahası anlamamı kolaylaştıracak insanlara ihtiyacım var. İlker Kocael'in yazısını fark ettiğim için çok şanslıyım. Yazıyı dergiden kestim. Kitaplığımın camına yapıştırıverdim.
Bu düşünürleri anlamak için sağlam kafa gerekir ben o yüzden kendimi hiç yormadım, gerçi lazım da olmadı.
YanıtlaSilSize başarılar