Sahaflarda gezinirken, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Yahya Kemal için yazdığı kitap elime geldi. Yahya Kemal Beyatlı Ahmet Hamdi Tanpınar'ın hocası. Ne güzel, di mi?
Durur muyum? Elbette hemen satın alıyorum. Cümlelerinin içinde atlaya zıplaya dolanmaya başlıyorum.
Ahmet Hamdi Tanpınar, "Mahkum bir neslin çocuklarıydık." diyor mesela. "Bununla beraber gençtik, şiiri seviyorduk." diyor. "Çok zalim ışıklar arasında olsa bile istikbale ait büyük ümitlerimiz vardı." diyor.
Okurum bu kitabı. Dalarım hemen... İlla okurum. Hey... Durun bi... Hoca sınıfa giriyor. Şşşıııthh!
"Birdenbire kapı açıldı. Orta boylu, toplu, yuvarlak çehreli, güzel, derin bakışlı bir adam içeriye girdi. Herhangi bir mesleği namus ve haysiyetiyle kabul edecek genç bir adamdı bu. İyi ve otoriteli bir memur olabileceği gibi, sekiz asır cemaatimizin bel kemiği olan, o temiz işçi ve rahat vicdanlı zanaatkarlardan biri de olabilirdi. Hususi hiçbir istisnası yoktu. Temiz traş olmuş, temiz giyinmişti. İlk işi fesini çıkarıp masaya koymak oldu. Saçları sonuna kadar, olduğu gibi ikiye taranmıştı. Güzel tombul işçi elleri vardı."
Yahya Kemal Beyatlı'nın görüntüsünü gugılladım. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, hocasının görüntüsünü sözcüklerle ne şahane resmettiğini anladım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder