Ev için satın aldığım papatya buketi hazırlanıyordu. Çiçeklere hayranlıkla göz gezdirdikten sonra, çiçekçinin yanında durdum. Arkamızdaki saksıyı, omuzumun üstünden değil, çiçek görmesin diye omuzumun önünden baş parmağımla işaret ettim. Fısıltıyla konuştum.
"Duymasını istemem ama bu çiçeği nedense sevmem" dedim.
Ben böyle çiçek hakkında gizli saklı söz sarfedince, çiçekçi tebessüm etti.
"Haklısınız, dikkatli olmak lazım. Çiçekler canlılar, onlar da duygulanıyorlar," dedi."Mesela şu çiçek var ya... Adı Salon Sarmaşığı. İnsanlar plastik mi acaba düşüncesiyle bazan tırnaklıyorlar. Baksanıza şu yaprağının yırtığına... İnanın çiçeğin ağladığını gözlerimle gördüm. Resmen yaşları pıt pıt damladı. Şükür ki hemen toparlandı. Kendini tamir etmeye başladı," dedi. "Keşke insanlar çiçeklerin bu durumu bilseler," diye sözlerine devam etti.
Şeyy... Aranızda belki hangi çiçeği sevmediğimi merak eden çıkabilir. Üzgünüm ama bilmediğim sebeple hoşlanmadığım o çiçeğin adını buraya yazmam mümkün değil.
Düşünsenize... Ne olur ne olmaz... Ya kulağına giderse... Ya "Ben ona ne yaptım ki beni sevmiyor" diye aklından geçirirse. Haklı yeminle...
Söylemem Söyleyemem. Heey! Çiçeğin üzülmesini asla istemem.
NOT- Başlık/ Küçük Prens'ten
Yaaaaa ne kadar incesin. :) Ben de çiçeklerimle konuşur onları usul usul okşarım. Yaprakları düşerse acıktın mı seeen derim koşa koşa su getiririm. Hamdolsun güneşten mi yerlerini sevdiklerinden mi esasen bilmediğim bir hikmetten mi bilmem gayet de güzel büyürler. Belki birazı da hissettikleri sevgidendir olamaz mı olabilir :)
YanıtlaSilEyvallah Şeyma:) Elbette olabilir.
YanıtlaSilÇok tatlı:) Kesinlikle hak veriyorum.
YanıtlaSilDi mi Klio'nun Şarkısı? Sağolasın.
Sil