Dilek öleli kaç yıl oldu acaba?
Hesaplamıyorum. Çok olmadı sanki. Öyle hissediyorum. Komşumdu. Arkadaşımdı. Aniden öldü. Ölüm haberini aldığımda yurt dışındaydım. İlk uçakla geldim. Hoca ve Şeraza'yla birlikte yıkadık, beyazlara sardık. Namazını kıldık. Bir çiçek gibi usulca toprağa ektik.
99 depreminde, Gölcük'te aynı binada altlı üstlü oturuyorduk. Bizim bina sağlam çıkmıştı. Hasarsız atlatmıştık. Etrafımız göcük evlerle çevriliydi. Günlerce çadırlarda kalmıştık. Sigortacıyım. Durumu tahmin edersiniz. Ortalık feciydi. Hemen kolları sıvamıştım. Tüm poliçelerimde deprem teminatı vardı. Sigortaladığım yerlerin nerede olduğunu güçlükle tespit ederek eksperlerle birlikte saha çalışmalarına başlamıştım. Zor zamanlardı.
Epeydir deprem günlerine ait yüzlerce anı zihnimin içinde cirit atıyor. Az önce deprem zamanı Dilek neredeydi diye düşündüm? O zamanlar yaşıyordu çünkü. Zorladım kendimi. Deprem döneminde Dilek'le ilgili tek anı aklıma gelmedi. Korktum. Hemen Eser'i aradım. Dedim: "Siz depremde nerdeydiniz? Niye hatırlamıyorum Dilek'i?" "Biz arabaya bindiğimiz gibi Bursa'ya dayımlara gittik." dedi.
"Hey! Yaşasın!" diye çığlık attım. Şaşırdı tabii... "Hayırdır?" dedi. "Dilek ve deprem zamanıyla ilgili hiçbir anı hatırlamayınca, donakaldım biliyor musun? Eyvah, zaman geçiyor. Dilek'le ilgili anılarım mı siliniyor diye kederlendim. Meğer Dilek'li anılarım silinmemiş, deprem döneminde Dilek'li anım birikmemiş." dedim.
Niye yazdım buraya acaba? Belki de... Bir tutam sevindim ya, paylaşmak istedim.
Bilmiyorum muhterem okur... Öyle işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder