1 Eylül ise bugün.. Hani “Yaz bitti! Heyy, yaşasın! “ Dediğim gün… O halde Sonbahar’a girişi kutlamalı… Peki kimin dizeleri ile yapmalı? Tabii ki Oktay Rıfat olmalı… Oktay Rıfat: ““Koca bir yaz geçirdim / şimdi yorgunum biraz” diyor ya o güzeller güzeli dizelerinde.. O halde Oktay Rıfat şiirlerine bir göz atmalı. Şair nasıl geçirmiş acaba koca yaz'ı? İnanamıyorum! Benim gibi aynı. Onun için mi yorgun hissediyorum kendimi? Bak şimdi.. Oktay Rıfat'ın "Koca Yaz" adlı şiiri:
"Koca bir yazı çekirdek içleyerek / sinamalarda geçirdim. / taban teptim sokaklarda / tırnak yedim uyudum, / denize baktım usanmadan ölüme inandım, / güzel çok güzel olduğunu düşünerek, / Güzelim, düşünerek, çekirdek içleyerek, / Güzelim, çekirdek içleyerek koca bir yaz geçirdim, / şimdi yorgunum biraz."
Oktay Rıfat 1914’de Trabzon’da doğdu. Bu dünyadaki yolculuğu 74 yaşına kadar sürebildi. 3 “Garip” ten biriydi. Orhan Veli ve Melih Cevdet Anday ile birlikte Türk şiirine damgası vuran Garip akımının öncülerindendi. Neydi Garip akımı peki? Dilde sadelik, söylemde özentisizlik, biçimde serbestlik, konuda basitlik… Ayrıca bolca yergi, alay ve mizah… Gelenekselleşmiş, alışılagelmiş şiir ölçülerini yok sayan Yeni Şiir akımı şairlerindendi Oktay Rıfat.
Oktay Rıfat “Tecelli” adlı şiiri ile hayatını bak nasıl tatlı tatlı anlatmaktadır:
“Nedir bu benim çilem / Hesap bilmem / Muhasebede memurum / En sevdiğim yemek imam bayıldı / Dokunur / Bir kız tanırım çilli / Ben onu severim / O beni sevmez”
İçinde İstanbul olur da hayran olunmaz mı o şiire… Oktay Rıfat’ın şiirinin adı da "Hayranlık"… Hayret!...
“Ne güzel enseyi geçmemesi saçların / Alnımızda bitmesi /Tane tane olması kirpiklerin / Tel tel olması kaşların / Ne güzel insan yüzü / Elmacık kemiği ve on parmak / Ya dünyamız bütün bu mevsimler / Bulutlar telli kavak / Ya İstanbul”
Şair’in bu şiirinin adı "Son Söz" olsa da son vermeyeceğim bir şiir daha yazacağım. Şimdi okuyalım insana yaşam şevki veren bu şiirini de:
"Boğazından lıkır lıkır geçen / Şu suyun kıymetini bil /Nedir ki bu mavilik deme / Pencerenden görebildiğin kadar / Göğün kıymetini bil / Kıymetini bil çiçek açmış bademlerin /Beyazın siyahın yeşilin / Pembenin kıymetini bil / Dirilik öyle birşey yürekte / Sevinçler çırpınır / Kavak yelleri eser insanın başında / İnsanoğlu kızar öfkelenir savaşır / Halk için girişilen savaşta / O korkulu sevincin / Öfkenin kıymetini bil /Bil ki bu / Budur işte / Güneş yalnız dirileri ısıtır / Güneşin kıymetini bil"
Oktay Rıfat “Koca bir yaz geçirdim / şimdi yorgunum biraz.” Demişti ya yazımın başında.. Adı "Ayna" olsa da yaz mevsimi hakkında yazdıklarını aynadan izlemeye ne dersin? Yaz böyle uyutur dünyayı işte. Ne yani sen Şair'den daha mı iyi bileceksin?
"Öyle durgun, sıcak saatler vardır ya / Hani kararmış tahtalar, nikel, bakır / Işır karanlık odalarda, kanarya / Susar, kedi uyur, yazdır. / Hani yaprak kıpırdamaz, çakıl yanar / Bir böcek sesi gelir bahçeden, fincan / Düşlere götürür sizi, kesik kanar / Emersiniz, yazdır akan / Öyle durgun, öyle sıcak saatlerde / Sessiz bir bahçe görünür aynadan / Nerde bu gök, dersiniz, bu ağaç nerde / Ne Uzay kalmış ne Zaman! / Camdan duvarlara sıçrar da Yeşil / Parlar kararmış tahtalar, nikel, bakır / Kanarya susar, kedi uyur, bir gül / Dalı pencerede, yazdır.
Yaz Bitti! Artık Sonbahardır!
(1.fotograf- Numan Serteli Fotoğraf Arşivinden alınmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder