Oldukça debdebeli bir gündü. Eve geldiğim gibi koltuğa uzandım, hayallerimin dizinde uykuya daldım. Hayırdır inşallah... Bir rüya gördüm.
Ofisteki masamın önünde ayakta duruyorum. Masadaki üç kocaman kaseye tüm merakımla bakıyorum. İlkinde sıcak,
ikincisinde soğuk, üçüncüsünde ılık yazıyor. Bir elimi ilk kaseye
daldırıyorum. Çok sıcak. Diğer elimi ikinci kaseye daldırıyorum. Feci soğuk. Bir süre öylece duruyorum. Sonra iki elimi
çekiyorum. İki elimi birden ılık su yazan kaseye sokuyorum.
Bu su ılık mı gerçekten, diye ellerime soruyorum.
Az önce sıcak sudan çıkardığım elim:
- Soğuukk! diyor.
Soğuk sudan çıkardığım elim:
- Sıcaakkk! diyor.
Diyorum ki ellerime:
- İkiniz de aynı sudasınız. Niye farklı konuşmaktasınız?
Uyandım. Bilmeceli rüya mı bu? Şaştım.
İlginç :)
YanıtlaSilEvet. Rüyalar çok ilginç olabiliyor:)
SilEl cevap rüya tabiri: Sevgili Hayal Kahvem, gün içinde yaşadığınız bir olay sizi germiş anlaşılan.....
YanıtlaSilSizi rahatsız eden kişi sıcak, rahatsız eden kişinin rahatsız ettiği kişi soğuk, en çok rahatsız olan ve ortamı sakinleştirmek isteyen siz ise ılık suyu temsil ediyorsunuz.
Ilık su olmak iyi bir şeydir aslında lakin siz ne sıcağa ne de soğuğa yaranamamış hissetmişsiniz....
Ancak sıcaktan "yandım Allah" diyerek ılığa geçen el, ferahlar, kendini kesinlikle iyi hisseder ve asla "soğuk" diye çemkirmez.
Ben kendi rüyamı senden önce tabir etmiştim:)
SilDedim ki kendime,kendi ellerim bile aynı konuda birbirinden zıt kararlar verebildiğine göre, unutma tek bir doğru yoktur. Doğru dediğimiz şey nereden geldiğimize, neler yapmaya alışık olduğumuza göre değişebilir.
Subjektiviteyi (galiba öztürkçesi öznellik) bir insana daha güzel anlatamaz hiçbir örnek. Hayran olunası bir rüya.
YanıtlaSilSahi mi Küçük Joe? Subjektivite'ye çalışmalıyım şimdi:)
SilBence çalışmana gerek yok. Hepsini özümsemişsin. "Tek bir doğru yoktur". Öznel gerçeklik bu işte.
Sil"Tek bir doğru yoktur" demişsin ya, bunu Nasrettin Hoca ne güzel anlatmıştır aslında... Bilirsin değil mi o hikayeyi...
SilNasrettin Hoca kadılık yapmaktadır. Bir müşkülü çözmesi gerekmektedir. Birinci davalıyı dinler "haklısın" der. İkinci davalıyı dinler. Nasrettin Hoca ona da "haklısın" der. Bu durumu gören üçüncü kişi "Olur mu hocam? İkisi de haklı nasıl olur?" deyince, hoca bakar üçüncüye... "Sen de haklısın" der.
Nasrettin Hoca fıkraları komik diye düşünülür. Doğru. Haklılar. Sahiden güldürür. Lakin Nasrettin Hoca bir bilgedir aynı zamanda. Üstelik kuantumu çoktan fark etmiş zamansız bir bilgedir.
Bak şimdi nereden geldim buralara Küçük Joe. Konuyu dağıttım gene:)
Olsun dağıt. Biliyorum o fıkrayı evet. Ve Nasrettin hoca hikayelerini çok severim. Çok düşündürücü bulurum.
YanıtlaSilYanlış anlaşılmasın diye şu öznel gerçeklik konusuna açıklık getireyim. Öznel gerçeklik kişiye göre değişen gerçekliktir: kişinin beğenileri ve görüşleri öznel gerçekliktir. Bir yemeği bir filmi güzel ya da kötü bulması kendi öznel gerçekliğidir.tek doğru burada yoktur. Bunun karşıtı nesnel gerçeklik o tek bir tanedir mesela dünyanın yuvarlak oluşu. Kimse kalkıp bana göre yuvarlak değil diyemez. Bir masaya masa denmesi. Kimse pencere diyemez.
Ve bence senin rüya öznel gerçekliği Nasrettin hoca nın fıkrasında daha derin biçimde anlatıyor.
Sağol Küçük Joe. Rüyam üzerinden bu açıklamaların çok güzel oldu.
SilGerçekten de bilmeceli bulmacalıi tuhaf bir rüyaymış. Yalvaç Ural'a mı sorsak acaba tabirini? Zıpır Bilmeceler diye kitaplar çıkarırdı ya bir aralar hani... Bu işin içinden anca o çıkar gibi :))
YanıtlaSilZıpır bilmece tadında bu rüya diyosun yani Mit:) Özlemişim seni:)
Silçok güzel bir rüyaymış kıssadan hisse gibi :)
YanıtlaSil