Bilirsiniz, oyun kurmak kolay bir iş değildir. Her oyunun kuralları, stratejileri, kazananı, kaybedeni olacaktır. Daha önce bilmediğim bir oyun olduğu için, öncelikle oyunumun kurallarını yazmalıyım:
1- Öfkelendiğim anı yakalayacağım.
2- Öfkemin 5N 1 K'sını çıkaracağım.
Neye öfkelendim?
Neden öfkelendim?
Nerede öfkelendim?
Nasıl öfkelendim?
Ne zaman öfkelendim?
Kime öfkelendim?
3- 5N 1K'yı tespit ederken, tarafsız olacağım. Öfkeme, adeta bir süpermarket kamerası gibi bakacağım.
4- Asla kolaya kaçıp karşımdakini veya durumu yargılayıp, suçlamayacağım.
5- Disiplinli oynayacağım, hiçbir öfke pasını kaçırmayacağım.
6- İlk beş kuralı beceremezsem, deneyeceğim. Gene deneyeceğim. Daha güzel deneyeceğim.
Vay canına! Zor bir oyun kurdum sanki. İşleyecek mi göreceğim. Duruma göre oyunun kurallarını iyileştireceğim.
Şimdi... Bir oyun icat ettim. Oyunun kurallarını belirledim ya.. Hoppala! Niyeyse Orhan Veli'nin Dalgacı Mahmut şiiri aklıma geldi. Hani, "İşim gücüm budur benim" diye başlar ya... Şiirinin sonlarında "Dalga geçerim kimi zaman." der. Hani şiirini "Ne halt edeceğimi bilemem" diye bitirir.
Ben böyle kendi kendime oynayacağım oyun bulurum. Oyunun kurallarını koyarım.
Şeyy... Nasıl desem? Sonraa... Ne halt edeceğimi bilemem.
Öyle işte.
Ben de oynayacağım bu oyunu!
YanıtlaSilBunu kırgınlık için de yapabiliriz. Sanırım benim öfkem kolayca kırgınlığa evriliyor.
YanıtlaSil:) Bazı terapi yöntemlerimizi, bu sanatı hiç okumamış insanlar içlerinden bir aydınlanmayla bulduklarında, inanılmaz heyecanlanıyorum! Çok doğru yoldasınız, sadece gözlemlemek, anlamaya çalışmak.
YanıtlaSilEndişe için de kullanılabilir ve tedavinin de %80'lik kısmıdır. Bol şans!