Artık üç topu en fazla on kere falan döndürebiliyorum. Jonglörlük yapmayı deli gibi seviyorum. Hatta eve kim gelse, hiç utanmadan gösteri yapmaya bayılıyorum.
Bugün öğle molasında bizim semtin pazarına gittim. İnsanlar nasıl mutsuz görünüyorlardı anlatamam. Her gün şahit olunan iç karartıcı olaylar... Bitmek bilmeyen savaşlar.... Pahalılık... Soğuk... Ayıca, hani bir söz vardır ya... Herkesin bir derdi var, durur içerisinde vaziyeti... Kim kimin içerisindekini bilebilir ki?
Di mi?
Tam mandalina tezgahının önüne geldim. Kaptım üç mandalinayı. Döndürmeye başladım. Sonra limoncuda kaptım üç limonu döndürmeye başladım. Sonra portakal... elma derken. Dayanamadı biri "Abla, nerden biliyon öyle yapmayı?" diye soruverdi.
Resmen zihnimde bir şimşek çaktı. Gülümsedim. "Küçükken bir süre sirkte çalışmıştım" deyiverdim.
Sonra ne oldu bilin bakalım? Kendi söylediğime kendim inandım. Gerçekten sirkte çalıştığımı hatırladım. Hatta ip üstünde yürüyordum, inanın. 😅
Pazardaki insanlar bana hep güldüler. Ben de güldüm.
Che Guevara mı söylemişti? Aslında, gülmek devrimci bir eylemdi.
Harikasın Hayalkahvem :)
YanıtlaSilsen böyle yazınca utandım pelin pembesi:)
Silhahhahaahahaha hiç güleceğim yoktu, çok yaşa sen! Adını da bilmiyor, "öyle yapmayı" diyor. Ne güzel bitmiş yazı. Hakikaten herkesin canı burnundayken insanları tebessüm ettirebilmek bir devrim sayılır.
YanıtlaSilküçük joe, sana kahkaha attırmışım ya ne mutlu canıma:)
SilBen de gülümsedim okurken :) Teşekkürler :)
YanıtlaSilmanxat, okurken gülümsemişsin. ben teşekkür ederim:)
Sil