4 Temmuz 2010 Pazar

Aylardan Şubat Bloğundan Bir Öykü Aşırdım.




Kimi zaman sevdiğim blogları duyurmak istiyorum. İşte romantik yazıları ile, bize bu yaz sıcağında şubat esintisi hissetiren bir blog Aylardan Şubat. Ben çok seviyorum yazılarını okumayı. Mutlaka bloğuna ziyaret etmenizi öneriyorum. İşte bayıldığım küçük öykülerinden biri.. Buyrun, birlikte okuyalım:

ÇOK UZAKLARDA

Buralara çok çok uzak bir kasabada, senden ayrı on gün geçirdim. Issız ve suskun ev önce bana seni hatırlattı. Her ona döndüğümde sapasağlam, çok tanıdık ve bir okadar da yalnız. Bıraktığım yerde kalıyor; bir sonraki buluşmamızda niye gelmedin? diye sitem etmiyor. Odalarından birinde unuttuğum kolyemi aynı yerde saklamış, uzak bir şehirde başka işler ile meşgul bir kış geçirirken, ona döneceğimden habersiz tatil planları yapmışım. Oysa işte burdayım.

Kaz Dağlarının eteklerinde, zeytin ağaçlarının altında ve binlerce kişilik çekirge orkestrasının son senfonisini dinliyerek güne uyanıyorum. Dışarısı o kadar sessizki, tek bir insan yok. Yalnızca benim soluğum ve doğanın kendi sesi. Aslında bayılıyorum seslerine. Yalnız bir şartla bir tane olmayacak ; kora halinde hoşuma gidiyorlar.Saatlerce dinliyebilirim onları. Hatta bazen eşlik de ediyorum.

Bilgisayar yok,ev telefonu yok,bulaşık makinesi yok,bir iki kanal gösteren küçük bir televizyondan başka bir şey yok. En yakın internet kafeye gitmek için , zeytin ağaçlarınının içinden en az yarım saat yürümek lazım. Sadece kitap okumak istiyorum.Okumak ve seni düşünmek. Hayatta en sevdiğim ikili.

Akşam üstleri otların üzerinde uzanmış hayal kuruyorum. Güneş gözlüğüm gözümde olduğu halde sıcaklığın yakıcılığını hissedebiliyorum. Güneş kremi kokusuna karışan çimen ve kekik kokularını algılıyorum. Sıcakta bir ara serap görüyorum. Sen uzaktan yürüyorsun. Acele ile dirseğimin üzerinde doğrulup bakıyorum , bol cepli bir pantolon giymiş ve gömleğinin kollarını dirseklerine kadar kıvırmışsın. Yürürken, ensendeki saçların da Ege rügarında hafifçe sallanıyor. Ağaçlarının arasında yavaş yavaş kayboluyorsun.

Kumsalda hayal çocuk ile kumdan kaleler yapıyoruz. Denize girelim mi? diyor. Elele tutuşup yürüyoruz. Taşları geçince denizin dibi kum. Birbirimize su atıp,gülüyoruz . Deniz tuzlu ve güzel. Burayı seviyor musun? diyor. Gözlerimi sıkıca kapayıp açıyorum.

YAZAN- AYLARDAN ŞUBAT

4 yorum:

  1. Aaaaaa...
    Çok mutluyum, dokunmayın bana. İçimden bilmediğim halde çello çalmak felan geldi.Siz bir melek misiniz insanları hep sevindiren?

    YanıtlaSil
  2. Güzelmiş gerçekten de. Yazan arkadaşın ellerine sağlık. Size de çok teşekkürler Vildan Hanım.

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Mit,
    Hikayemi beyendiğiniz ve güzel yorumunuz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  4. vavvv ,bu hikaye aylardan agustos sicakliginda olmus:+))))

    YanıtlaSil