13 Ağustos 2010 Cuma

Sıradan Hayatımı Sırlayan Sırlardan Biri Daha...

Bu sabah tuhaf bir şey oldu.. Nasıl anlatsam bilmiyorum.. Dün gece üzerine afiyet, yemekten sonra o kadar uykum geldi ki.. Nasıl olduysa erkenden uyumuşum.. Sonra gece 4 gibi uyandım.. Oruç tutacağım ya bir şeyler atıştırdım.. Allahım.. Canım nasıl reçel istiyor.. Ama yok.. Ne Oya ne de benim kardeş daha göndermediler ki.. Çaresiz bekleyeceğim.. Ben mi? Ben neden yapmıyorum reçel öyle mi? Yooo... Yapamam... Yapmam yani.. Niye ben yapacağım ki? Alıştırdılar beni.. Ben reçel meçel yapmam.. Öylesi güzel olmazzz.. Böylesi güzel.. Arkadaş ya da kardeş dediğin; sevgiyle reçel yapacak.. Sonra sana vercek.. Yiyeceksin.. Hem bandıra bandıra yiyeceksin.. Hem de "Oyy! Ellerine sağlık! Şahane yapmışsın!" diyeceksin.. Böyle işte.. Yapmam.. Göndermezlerse de beklerim, satın falan da alamam.. Hazır reçellere ömrümde ağzımı sürmem.. YA PA MAM!! Bende durumlar bu merkezde..
Neyse.. Sanki ben günlerdir uyumamışım.. Nasıl uykum var anlatamam.. Sahur yaptıktan sonra gene yattım.. Kafayı vurduğum gibi yastığa, güm diye uyumuşum.. Sabah kalktım.. Gazeteyi almak için kapıyı açtım.. Gazeteyi aldım.. Baktım yerde bir paket.. Küçük bir naylon torba.. Ağzı renki kurdela ile büzülmüş.. Gazetenin verdiği promosyon bir şey zannettim.. Mutfağa geçtim.. Paketi açtım.. Aaaa! O ne? Bir kavanoz reçel! Aaaa! Gazete mi verdi Ramazan nedeniyle acaba? Amaa.. Amaa.. Bu kavanozun üzerinde bir not var.. Tükenmez kalemle yazılmış.. Şöyle.. "Pamuk Eller.. Çilek Reçeli:)-" Nasıl yani? Allahım bu ne şimdi? Kim koydu bu reçeli? Hemen apartman görevlisini aradım.. "Muttalipcim kapıya reçeli siz mi koydunuz? "dedim.. "Yok abla, ben koymadım.. Ben gazeteyi bırakırken zaten orda o paket vardı." dedi.. Hoppala! Kavanozu elime aldım.. Gözlerimle, kulaklarımla, tüm merakımla tekrar tekrar baktım.. Bu nedir şimdi? Gene bir abraka dabra vaziyeti mi? Biliyorsun sadece ağlama duvarı yok bu dünyada.. Gülme Duvarı var ya bizim mutfakta.. Kafamı dayadım bizim mutfağın duvarına.. Güldüm katıla katıla.. Bu çilek reçelini var ya.. Bu gece yiyeceğim iftarda.. İyi ama.. Bu reçeli kim yaptı ve kim getirdi ki bizim kapıya? Öğrenebilecek miyim acaba? Bu olay sıradan hayatımı sırlayan bir sır büklümü gibi mi kalacak yoksaaa?

9 yorum:

  1. Bu sabah reçel buldum ya bizim kapıda.. Tek tek bütün arkadaşlarıma sordum.. Önce komşularım Dilek ve Şeraza'ya.. Yok onlar değiller.. Sonra Oya'ya.. Nasıl hasta.. nasıl hasta anlatamam.. Bronşit olmuş.. Sesi bile çıkmıyor.. Bi çorba pişir götür değil mi? Nerdee? Ben halen kıza soruyorum benim reçelim nerde? Oya da yapmamış tabii reçel meçel.. Kardeş desen, mümkün değil.. Taa Kerpe'de.. Hımm.. Ruhan olabilir.. Çünkü çilek tarlası var ve her yıl çilek reçeli yapar.. Mutlaka verir bana.. Bu yıl vermedi.. Aaa! Çilek de getirmedi.. Şimdi aklıma geldi iyi mi? Aradım Ruhan'ı.. Sordum.. Bu yıl çileklerle uğraşamamış.. Yani çileği kapıya koyan Ruhan da değil.. Mualla.. Olabilir mi? Yok, aradım o da değil..Sabah sabah kapıma bu esprili notuyla bir kavanoz çilek reçelini kim koydu ki acaba?
    Lütfen çıksın ortaya.. Bu şimdi iyilik mi oldu sanıyor bana? Yooo.. Ben yiyemedim ki bu reçeli iftarda.. Duruyor karşımda.. Elleyemiyorum ki..
    Bana mı geldi, yanlışlıkla mı bizim kapıya kondu bilemiyorum ki.. Lütfen kim koyduysa çilek reçelini, söyleyebilir mi? Lütfen.. Eziyet oldu bana valla.. Aaaa!

    YanıtlaSil
  2. Dayak buldunmu kaç, yemek buldunmu ye derler. Ben de diyorum ki reçel buldunmu yumul :)
    Hele de çilek reçeli ise ve de biraz sulu yapılmışsa..sulandırıp içmesi pek hoş olur. İçine iki buz atmak serbete kahkaha attırır. Afiyet sağlık olur.
    Reçelini ye.. sahibini sorma kardeş.
    sevgiler sana..yarasın :)

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Pamuk Eller,
    Yoo.. Ben böyle terbiye almadım ki.. Dayak buldum diyelim.. Kaçmam.. Epeyce Zagor dövüş tekniği bilirim.. Eğer gerekiyorsa hemen girişirim..
    Yemek bulursam, nefsime hakim olurum.. Yemeğin nerden geldiğini bilmeden hemen girişemem..
    Yani nerden geldiğini bilmediğim reçele gözüm kalsa bile girişemem.. Duruyor öyleee tezgahın üzerinde.. Az sonra kapıya koyacağım elim titreye titreye.. Sabah istersen gel geri al.. Üzgünüm ama böyle işte:(((

    YanıtlaSil
  4. aa..okadar da emek verdim..hatta kapagını kapalı bırakınca ocağa taştı, taşmakla kalmayıp yerlere süzüldü.

    Geçtiğin yerleri komşudur deme
    Tanı.
    Düşün oçaklarda pişen yüzlerce
    Nebatı.
    **
    İnci gibi dişleriii
    Vildan bilir işiiii
    Ufak bir snff..snff
    Rrintintinvariiiiii
    buldurur Vildana
    pişen reçelleriiiii.

    Pamuk eller.. afiyet olsun derler

    YanıtlaSil
  5. Yooo.. İnanmam... Greta Garbo hem Türk kahvesi pişirmeyi biliyor hem de Türk usulü çilek reçeli pişirebiliyor öyle mi? Yooo... Yok artık.. Olamaz.. Demek ellerinizin pamuk gibi olduğunu düşünüyorsunuz öyle mi? Anladım.. Siz gerçekten Greta Garbo olmalısınız.. Bu kadar da beğenir mi insan kendi ellerini:)))Canımsın Dilek.. Hemen yumuluyorum reçele... Oh! yaaaa! Teşekkür ederiiimmm!

    YanıtlaSil
  6. Afiyet olsşun kardeş. aslında pamuk eller değil..dolma parmaklar acemi çilek reçeli demeliydim. ihi..ihi.iiii:)))))

    YanıtlaSil
  7. Dilek bak ne anlatacağım.. Geçen hafta Masakuni san'ın bloğuna gene böyle bi gece yarısı girmiştim.. Masakuni-san pilav hakkında bir yazı yazmış bloğuna tamam mı.. O gece yarısı ben o pilav yazısını okuyunca,kalktım pilav pişirdim ve yedim iyi mi:)) Şimdi.. Reçel muhabbeti yapıyoruz ya.. İnşallah okuyan birinin gözü kalmaz valla.. Hayır pilav pişirmek kolay.. Reçel pişirmek kolay mı değil mi bilmiyorum ki:)) Kimse yoktur inşallah, blogda yemek yazısı okuyup da aklı kalan benim gibi biri:))Reçel kavanozunun dibini buldum Dilek.. Acaba devamı var mı diye sorsam ayıp olur mu ki:)))

    YanıtlaSil
  8. alırız..buluruz..yaparız..bizde yok sozü kullanılmaz..idare ettiiririz..duruma bir bakalımda ..bir çözüm düşünürüzzzzz...zzz..

    YanıtlaSil