29 Kasım 2011 Salı

Denemeyi Anlamayan Nesle Aşina Değilim. Asla:)



Az önce Füsun Akatlı'nın bir yazısını okuyordum. Allahım, ben var ya deneme kitaplarını okumaya bayılıyorum. Deneme kitapları nasıl bir his geçiriyor bana biliyor musun? Sanki deneme kitabını yazan yazarla... Ne bileyim, kimi zaman Oktay Akbal'la... Sâlah Birsel'le ya da...  Peki ya of! Melih Cevdet Anday'la... Veya Tomris Uyar'la...  Ya Orhan Pamuk'la... Hasan Ali Toptaş'la...  Hey!.. Ahmet Hamdi Tanpınar'la mesela... Ya da şimdi olduğu gibi Füsun Akatlı'yla... Karşılıklı oturmuşuk... Sanki bir çift yaprakmışık dalında yumuşacık... Sanki kahvelerimizi hüpletiyormuşuk... Sanki baldan tatlı dedikodumuzun dizini kırıyormuşuk... Düşmüşük yavaşça sakin bir derenin... Sanki içindeymişik... Sanki yeşilmişik... Sazmışık. 

Dizelerinden alıntı yaptığım şair Can Yücel'in ve günümü şenlendiren, fikrimi zenginleştiren tüm denemeci yazarların öleni de yaşayanı da nur olsun! Bak şimdi... Yahya Kemal, "Ruhumda vardı Byron'un bedbaht eden melâl" dermiş.  Ahmet Haşim'in ünlü dizesidir illa bilirsin. Der ki... "Melâli anlamayan nesle aşina değilim." Türk Dil Kurumu "melâl" için: "can sıkıntısı, usanç" demiş. "Tabii ki o kadar değil" diyor okuduğum deneme kitabında Füsun Akatlı. "Örneğin, yapılacak iş bulamamaktan, uğraşsızlıktan da canı sıkılır insanın; melâl değildir. Temizlik günü gündelikçi kadın gelmeyiverince de canı sıkılır ev kadınının; bu da melâl değildir. Mutsuzluk kaynağı olabilen, insanı içine döndüren ve içinde gördükleriyle baş başa bırakan, nedenleri derinde olan bir tür sıkıntı diyebiliriz. Umarsızlık da vardır içinde, "usanç"ı aşan bir bezginlik de... Giderek "melâl" den gelen "melûl"a bakarsak, boynu büküklük de vardır. "Melûl"le el ele veren "melûl - mahzun"a bakarsak, hüzün de!" Hoş değil mi bu yazılar sence?

Tabii yazısı burada bitmiyor. Devam edip gidiyor. Okuyup bitiriyorum. Başka bir yazısına geçiyorum. Diğer bir yazısı "Deneme, vakti olanlar içindir." diye başlıyor. Tabii ki sağ vurup sol gösteriyor. "Ekran, ekran, ille de ekran... Kâh televizyon ekranı olarak, kâh bilgisayar monitörü olarak; edebiyattan vakit, emek, muhatap ve rol çalıp duruyor. Yaygın olarak inanılıyor ki; görsel iletişim yoluyla beslenmeye alışan kuşağın dijital alımlama yetisi, artık "tuğla gibi" romanlara papuç bırakmayacak. Şiire programlanmış ruhlar, lirik ve epik girdilerle karşılaştığında pan yapacak." diyor.  Edebiyatın papucu dama atılmak üzereyken, hatta belki kendisi de papucunun derdine düşmüşken, deneme kim yazar kim okur diye soruyor Füsun Akatlı...

Her şeye rağmen Füsun Akatlı yazmış deneme yazıları.. İşte ben okuyorum.... Cümlelerini birbiri sıra tüm merakımla okumaya devam ediyorum. Yazısının sonlarına doğru "Deneme vakti olanlar içindir." diyor. Tıpkı felsefe gibi, bütün sanatlar gibi, edebiyatın öbür türleri gibi, aşk gibi, deneme de çok bol vakti olanlar içindir. Yaşamaya vakti olanlar için." diyor. Ben Byron hiç okumadım sanırım. Çünkü Byron'la ilgili hiç bir şey hatırlamadım. Sadece şair olduğunu biliyorum. O kadar. Az sonra biraz araştıracağım. Bakalım nerelere varacağım? Yahya Kemal misali, Byron'u bedbaht eden melâlin ruhumda  olup olmadığını henüz bilmiyorum. Buna karşılık  memleketim şairi Ahmet Haşim'in söz ettiği melâle aşina olduğumu çok iyi biliyorum. Deneme, vakti olanlar içinmiş öyle mi? Ne gam! Ben deneme kitaplarına.... Yakinen aşina olmak olmak istiyorum.

12 yorum:

  1. Yazdıklarınızı okurken, hayalini kurduğunuz güzelliği yaşadım.
    Denedim, gördüm ;-)

    YanıtlaSil
  2. Ecehan, deneme kitapları sahiden muhabbet etme hissi verir. Denemediyseniz denemenizi rica edeceğim:)

    YanıtlaSil
  3. "insanı içine döndüren ve içinde gördükleriyle baş başa bırakan, nedenleri derinde olan bir tür sıkıntı diyebiliriz. Umarsızlık da vardır içinde"
    Melal...tdk yine tutturamış,Avramı anıyorum,hak vermeye başladım...

    http://tr.wikipedia.org/wiki/George_Gordon_Byron
    bu mu?
    iyi geceler,
    uyku geldi
    ben gittim

    YanıtlaSil
  4. Edebiyata aslınada deneme yazıları okumak ve deneme yazarak başlmak en doğrusu sanırım. Deneme yazıları okumak ve dene meyazıları yazmak demek başlıbaşına insanın kendini bulması demektir.

    YanıtlaSil
  5. doğru sayılır. Akıp gidiyor Okurken fakat bir yanımizi da düşünmeye çağırıyor. Derine inmek de vakit gerektiriyor haliyle.

    YanıtlaSil
  6. selam infantulus, avram'la anlaşmanıza sevindim:) iyi geceler demeliydim. ama şimdi gün öğlen olmakta.. iyi günler dileyeyim:)

    YanıtlaSil
  7. selam profösör, deneme kitaplarını oturup baştan sona okumanıza gerek yok ya.. İlginizi çeken bir bölümden başlayabiliyorsunuz.. hiç düşünmediğiniz, hiç bilmediğiniz bir pencere açılıyor önünüze.. dalıp gidiyorsunuz.. deneme kitaplarına elinizi attığınız an, yazarıyla yepisyeni bir konuda muhabbete başlıyorsunuz.. yalan değil, çok seviyorum deneme kitaplarını:)

    YanıtlaSil
  8. selam firarî yolcu, denemeler, aslında felsefe kitapları gibi çok derine indirmiyor da belki kışkırtıyor. daha çok bir muhabbet havası hissediyorum ben.. denemeler, muhabbet ederken, "hımm" "ilginç" "enteresan" "vayy" "tuhaf" "komik" gibi tepkiler verdiren kitaplar bana göre:) ve sahiden fikre zenginlik katan, görgü, görüş kazandıran kitaplar... farkında değildim biliyor musunuz? çok sayıda deneme kitabına sahip olduğum yeni dikkatimi çekti. ve kitapçılarda deneme kitaplarının erafında daha fazla dolandığımı farkettim. yazdıkça kendini görür ya insan.. işte ben de yazdıkça neler okumuş olduğumu ve nasıl kitapları okumayı sevdiğimi yeni yeni keşfediyorum:)) kendimi bana tanıttığı için yazmayı çok seviyorum:))

    YanıtlaSil
  9. Denemeler vakti olanlar içindir.
    Bir sonraki adıma geçme hevesi barındırır. Başlanmış iş bitmiştendir gibi, insanı bitişe getirir. İnsan ilgi duymadığı bir şeyi denemek istemez. Ressamın esas tablosunu yapamaya geçmeden önceki araştırma renk ve çizgileridir demene. Eskizdir.Bazen esasından daha güzel çıkar.
    Ustanın yanındaki çırak cocuktur deneme. Bazen ustasını geçer gider.
    Ama aşka laf yok. Aşk vakit mekan tanımaz. Çünkü aşk pazarlık sevmez.
    Böyleyken böyle.
    Havalar da soğudu.
    Canım..bu da benim denemem olsun.
    Uysa da uymasa dane olur yane :P

    YanıtlaSil
  10. Mahmure, enfes bir deneme denemişsin:) Yüreğine sağilık. Pek bi sevdim:)

    YanıtlaSil
  11. Böyle samimi ve tutkulu okuma sevgisi olanları gördükçe kendimden utanıyorum, iyi bir okur sayılırım dediğim için kendime :(

    Devamı dileğiyle.

    YanıtlaSil
  12. N.Narda, estağfurullah:))
    Ve eyvallah:))

    YanıtlaSil