19 Eylül 2015 Cumartesi

Filmekimi'nde Gidebileceğim Günlere Denk Gelen Filmleri Seçtim.


Yeni bir Filmekimi günlerine çok az kaldı. Çalıştığım için, her sene olduğu gibi bu sene de ilkin sinemaya gidebileceğim günleri ayarladım.  Biletler önce üyelere satışa çıkarılıyor, sonra benim gibi üye olmayan vatandaşlara... Tersninja'da Mert Tanöz'ün hazırladığı "Filmekimi'nde Ne izlesem?" başlıklı  yazı imdadıma yetişti.  Filmekimi'nde gidebileceğim günlere denk gelen seyretmek istediğim bir kaç filmin biletleri çoktan tükenmişti tabii... Seçtiklerimden bulabildiklerimi satın aldım. Bu yıl günde en fazla  3 film seyredeceğim. Du bakalım... Belki ek seanslarla dörtlerim:)

Tersninja'ya mahsus selam eder, film  seçimimi kolaylaştıran   Mert Tanöz'e  çok teşekkür ederim. Aşağıdaki film açıklamalarını Mert Tansöz'ün yazısından aldım.



Ixcanul:
17 yaşında bir kızın ailesine rağmen evlilikten kaçıp yanardağın ardındaki dünyayı keşfetme macerasını anlatıyor. Bu macerada kendini yarı yolda bırakan mevsimlik işçiden ayrılışıyla kendi kültürünü de yeniden tanımak durumunda kalan Maria’nın hikayesi bir Guatemala yapımı olduğundan dolayı vizyona gelmesi zor filmlerden. Hesse severlerin beğeneceği bir yapım.



Küçük Kız Kardeşim (Our Little Sister):
Büyükannelerinin evinde yaşayan üç kız kardeşin, babalarının cenazesinde küçük kız kardeşleriyle tanışırlar. Dört kızın dört mevsimde bir aile haline gelişini işleyen film, sakin ama dokunaklı bir aile dramı. Başka Sinema’ya gelmesini umduğum, ama festival programıma da ekleyecek kadar öncelik sahibi olmayan bir yapım.


 
Son Efsane (The Program):
Son dönemdeki birçok biyografiden biri de Son Efsane. Lance Armstrong’un yükselişine hem kariyeri hem de dahil olduğu program üzerinden değinen, madalyonun iki yüzünü birlikte işleyen bir yapım. Vizyona gelecek, ama ben yine de festivalde izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.




Sessiz Çığlık (Louder Than Bombs):
Annelerinin ölümünden üç yıl sonra yeniden aynı çatı altında buluşan oğullar ve babalarının gerilim dolu, karmaşık ilişkilerini anlatan etkileyici bir yapım. Norveç yapımı film Başka Sinema’ya gelecek gibi dursa da bu riski göze alınmamalı.




Saltanatın Mezarlığı (Cemetery Of Splendour):
Fantastik ve mistik boyutları olan film, bir grup askerin uyku hastalığına yakalanmasını anlatıyor. Kliniğe kapatılan askerler bu süreçte ölüm, vicdan ve acı kavramlarıyla sancılı bir temas kurar. Kaçırmayın.



Microbe & Gasoline:
Ergenlikle çocukluk arasındaki farklı karakterdeki iki gencin yaz tatilindeki yol macerasını anlatan bir macera filmi. Keyifli, eğlenceli fakat benzerleri olan bir yapım. Festival yoğunluğunu bir an olsun unutmak isteyenler için gülümseten bir film. Yine de festivalin zayıflarından.


Babam (Babai):
Annesini kaybetmiş, babasını da kaybetmek üzere olan Nuri’nin yaklaşmakta olan savaşa karşın babasının yanına, Almanya’ya yerleşme mücadelesini anlatan bir film. Dram dolu yapım vizyona gelmeyeceği gibi Başka Sinema’da da yakın tarihte göremeyeceğimiz filmlerden.


Paulina:

Paulina, Arjantin’in ücra bir köşesinde öğretmenlik yapmak için hayatını ve şehri geride bırakan bir kadının hikayesi. Köyde öğrencileri tarafından tecavüze uğrayan Paulina, yaşadıklarına rağmen öğretmenliğe devam ederek toplum yapısına ve değerlere karşı mücadele ediyor. Listemde en üst sırada.


3 yorum:

  1. Aaaa, bak ben onu unuttum. Hemen bakayım :)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba! Hatırlattığın çok iyi oldu ben de hemen bakıyorum :)

    YanıtlaSil
  3. Çok hoş filmler gözüküyor, takibe aldım. Bana da beklerim :))

    YanıtlaSil