1941 yılıdır. Refik
Halid Karay gazete idarehanesinde başmuharrir ile içinde bulundukları ikinci
dünya harbine dair konuşurlarken, içeriye genç bir gazeteci girer. Çok
enteresan bir röportaj yaptığını, vak'ayı bütün tafsilatile yazdığını söyler.
Röportaj pek iyi yazılmamış, sıralanmamış olsa da, mevzu gerçekten çok
ehemmiyetli, canlı, şaşırtıcı ve inanılmazdır. Aradan zaman geçer. Röportaj bir
türlü neşredilmez. Refik Halid Karay sebebini sorar. Hükümet izin vermemiş,
nüfuzlu bir adam meselenin ortaya atılmasını istememiştir. Harp
zamanıdır. Sulhu beklemek icab etmektedir.
Harp biter. Röportaj
unutulur. Bir daha kimse bahsini etmez. Refik Halid Karay emniyetten biriyle
meseleyi konuşur. Olayın doğruluğunu öğrenir. Kadınlar Tekkesi, işte bu
gerçek olayın romanlaşmış halidir.
Bu hafta sahaflar festivalinden satın aldığım 1956 basımı kitabın,
yazarı tarafından yazılmış ön sözünü henüz okudum. Sonra kapağını tüm
merakımla inceledim. Kitabın kapağının 1956 yılında çizilmiş olduğunu bilmesem,
ortadaki adamı günümüzde güzel kızları ve yakışıklı erkekleri grubuna katılmaya
ikna eden o "hoca" zannedeceğim. Olay günümüzden 74 yıl önce gerçekleşmiş. Çok
şaşırdım. Şimdi müsaadenizle okumama kaldığım yerden devam edeceğim:)
Merhaba,
YanıtlaSilBende bu kitabın yeni basımını aldım. Henüz başladım ama o zamandan bu zamana pek birşey değişmemiş:)
Yeni basımın kapağı nasıl acaba? Merak ettim:)
SilBizden önceki nesilleri ciddiye alamıyoruz.
YanıtlaSilCiddiye almalıyız.
Silhah haaa ağzımdan aldın A.hoca nın kadınları zannettim bende ..ah sahaflar festivali bu yıl gidemedim :/
YanıtlaSilValla Ceren. Şaştım kaldım:)
YanıtlaSilHakkaten o kapak resmi malum kişiyi çağrıştırıyor ;)) Kitapla ilgili yorumun ne oldu acaba, merak ettim...
YanıtlaSil