Bugün keçeyle ilgili bir belgesel seyrettim.
Keçe pişirmek, keçe tepmek, keçe nakışlamak, keçeye desen atmak... Bu
terimleri filmde keçeyi anlatan Cemalettin Usta'dan öğrendim. Babası da keçeciymiş. Hatta
dededen toruna intikal etmiş. Ne hoş! Eğmek, kırpmak, boyamak,
hallaca götürmek, taramak, desen işlemek, keçeyle konuşmayı öğrenmek, keçenin sırlarını dinlemek, keçenin dilinden anlamak, keçeye söz geçirmek... Öyle anlattı ki, keçe resmen yüreğimden vurdu. Belgeseli tüm merakımla seyretmeye devam
ettim. Usta, keçenin serüvenini insanın olgunlaşma serüvenine benzetiyor. Önümüzdeki hafta bu efsunlu keçelerden ilham almayı denesem, bu yolla parmak uçlarımdan içeriye süzülerek, yüreğimle konuşmayı, yüreğimin sırlarını dinlemeyi, yüreğimi anlamayı ya da yüreğime söz geçirmeyi becerebilir miyim ki? Du bi... Deneyeceğim.
Keçeyle çocuklarla etkinlik yaparken tanıştık. Çok işlevsel. Ne çok şeye dönüşüyor.bakı, toka, oyuncak, mutfak eşyası, hediyelik eşya,...
YanıtlaSilÖyle gerçekten Anne... ne şahane keçeye dokunmak. ve hikayesini bilmek.
SilDoğrusu ben de izlemek isterdim. Keçe ile yapılan işler bir başka. Daha sıcak, daha sevimli geliyor insana. Emekle, özenle yapılıyor.
YanıtlaSilSevgiler.
Du bi Makbule. Bulayım o videoyu. Sevgiler benden.
SilÇok haklısın Aysan. Keçe ile yarenlik yapmak hoşmuş.
YanıtlaSil