Gece. Uykum kaçtı. Kaçan uykumu tutup kolundan yakalayamadım. Usulcacık yataktan kalktım. Işığı yakmadım. Sevdiğim bir müziği dinlemeye niyetlendim. Bilgisayarın tuşuna bastım. İşte bu aryayı ben hep dinlerim. Bizet'in İnci Avcıları operasının en güçlü aryasıymış. Müziğin hüzünlü notaları odaya dolmaya başladı. Sözlerini anlamıyorum. Gene de şarkıcının dupduru sesle söyledikleri başımı döndürüyor. Ne diyor acaba? Bilmiyorum. Hayret! Acaba sözlerini neden merak etmedim? Oysa her dinlediğimde yüreğime yine yeni yendien tesir eder. Hemen gugılladım. Aryanın adı Je crois entendre encore. Odanın loş ışığında oturduğum yerde hem salınıyor hem şarkının çevirisini arıyorum. Buldum. Şarkının adı; "Hala duyduğumu hayal ederim" demekmiş. Ne hoş! Tüm hevesimle çeviriyi okumaya devam ettim.
Hala duyduğumu hayal ederim
Palmiyelerin altında gizlenen ben
Kürek çekenlerin şarkısını andıran
Onun yumuşak ve tınılı sesini
Ey büyüleyici gece
İlahi cazibe
Ey tatlı anı!
Çılgın sarhoşluk!
Tatlı rüya!
Yıldızların ışığında
Hala onu uzun peçesini aralarken
Gördüğümü hayal ederim
Ilık akşam rüzgarında
Ey büyüleyici gece!
İlahi cazibe!
Ey sevgili anı!
Çılgın sarhoşluk!
Tatlı rüya!
Tatlı hatıra!
Aryayı kaçıncı dinliyorum kim bilir? Uyumalıyım... Şarkının masal alemine dalmalıyım... Ey büyüleyici gece.. İlahi cazibe... Ey tatlı anı... Çılgın sarhoşluk.. Rüyalar alemine çek beni....
çeviri/burada
Bazen uykumuz kaçar ve herkes uyurken gecenin büyüleyici gizemiyle baş başa kalırız. Zaman durur, zamansız bir anda geçmiş gelecek birbirine karışır. İşte o anı güzel bir müziğin notalarının taçlandırması ölümsüz ve doyumsuz olur.....
YanıtlaSilO, nuit enchanteresse,
Divin ravissement,
O, souvenir charmant.......
Evet, uykum kaçtığında hep yazmak istiyorum... Geceyi seviyorum.
SilUzun bir hasretlik mektubu yazmak istiyorum aslında.