Bu yıl üniversite sınavına girdim.
Oysa çoktan üniversiteyi bitirmiştim. İşimi kurmuştum. Pandemi başından beri ofisçe evlerimizden çalışıyorduk. Sonunda evden çalışmamız onaylanmıştı. Ofisi boşaltmıştık. Evden çalışmak, yaşamlarımızı, işlerimizi, müşteri ilişkilerimizi olumlu etkilemişti. Çalışan kadınlar olarak, evden çalışmanın keyfini çıkarıyorduk.
Ayrıca, İstanbul Üniversitesi - Sosyoloji uzaktan eğitim üçüncü sınıftan terktim.
Eee! Ne aranıyordum di mi? Hayalim, bir yabancı dilin, edebiyat bölümünde okumaktı. İspanyol Dili ve Edebiyatı, Rus Dili ve Edebiyatı, İtalyan Dili ve Edebiyatı gibi... Ne şahane olur diye hayaller kurmuştum.
İlk aşamaya, TYT, yani temel yeterlilik testiyle, ertesi gün dil sınavına girdim. Ayıptır söylemesi, kazanma kaygım olmayınca çok eğlendiğimi söyleyebilirim. Sınavların son saniyesine kadar uğraştım. Sonuçlar geldi.
Dil puanım, ancak, İstanbul'da gitmeyi hiç düşünmeyeceğim bazı özel üniversitelerin yüzde elli burslu bölümlerini tutuyor. Şöylee kurucularına, akademisyenlerine baktım. Maddi manevi gereksiz çaba olacaktı. Dil faslını kapattım.
İlk sınavla sadece iki yıllık ön lisans bölümler olabiliyor. Neler var diye baktım. Heyooo! Seramik ve Cam Sanatları Tasarımı ilgimi çekti. Puanlarına ve sıralamasına baktım. Şahane. Düşünemediğim bir terslik olmazsa havada karada tutturabilirim. Yaşasın. Çok sevindim.
Büyükannemden bir Gürcü sözü öğrenmiştim. Hayatımın sözü diyebilirim:)
Şöyle:
- Sevuğuni alacaksun. (sevdiğini alacaksın)
Devamı şöyle...
-Sevduğuni alamaduysan, alduğuni seveceksun:) (sevdiğini alamadıysan aldığını seveceksin)
Dil'den kazanamamıştım. Fakat Seramik ve Cam Sanatları Tasarımı olabilirdi. Bu bölümün olabilme ihtimalini düşündüm. Üstelik bu evrensel bir dil değil miydi? Sanat dili:) Heyyoo! İşte buna bayıldım.
Önce seramik ve camın tarihi ile ilgili bir kaç video seyrettim.
Sonraa... Evdeki cam ve seramikleri karşıma alıp seyrettim.
Ben hayallerimin olabilme ihtimalini sevdim☺
Not: Başlık, Yılmaz Erdoğan'ın " Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum." dizesinden uydurma:)
İkinci üniversite keyifli oluyor, ben felsefe okumuştum aöf ün. Üstelik giriş sınavsız. Bitirince aklıma sanat tarihi takıldı, Allahtan o bölüm açık üniversitelerde açılmamıştı :)))
YanıtlaSilNeden sınava girdim tam emin değilim Enis. Felek; kim bilir niye beni bu sınava soktu, kim bilir ne maceralar bekliyor beni:) Hep heyecanlıyım:))
SilBen de bu yazının sevincini, hayallerini, coşkusunu ve çok sevimli çabalarını sevdim:)
YanıtlaSilBuraneros, "Tanrım bu çoşku beni hiç terk etmesin" diye her daim dua ederim:) Şimdi "Çoşkum yazıların arasından zıplayıversin, bulaşsın gözü bu yazılara değenlere" deyivereyim:))
SilÇok çok tebrik ederim şimdiden :)
YanıtlaSilDu bakalım dlkgzr, önden çok havaya girdim:))
SilÇok tatlısınız imrenmemek elde değil sizin adınıza çok sevindim bakış açınız da çok tatlı ...bana gelecek olursak iş safhasını atlatamadim ki hayal kurabileyim....
YanıtlaSilİş safhası da hayalsiz olmaz ki:) Ne diyoruz, hayal et, olur elbet:))
Silben bu yazıyı kaçırmışım, çok tebrikler harika bir bölüm bence, size de çok yakışır. <3
YanıtlaSilDu bakalım Küçük Joe, hayal kurdum. Olursa:)) Teşekkür ederim.
Sil