31 Temmuz 2010 Cumartesi

Hangi Kitabı Çeksem Şiirler Çıkıyor Arasından!

İlhan Berk'in Kült Kitap'ını okuyasım geldi. Hani "Ölü Bir Ozanın Sevgili Karısını Görmeye Gitmek" başlıklı bölümü var ya.. Özellikle o bölümünü nedense.. Dinle..


Behçet Necatigil ölmüştür. İlhan Berk Halikarnassos'tadır. Cenazesine gidemez. İlhan Berk'in "yazdıkları en çok üstüne başına benzeyen ozan dediği, o sevgili ozanlardandır Behçet Necatigil. Hiç kimseye yapmamıştır. Ona da yapmaz. Baş sağlığı dilemez. Aslında Necatigiller'in evi, İlhan Berk'in girip çıktığı birkaç sevdiği evlerden biridir. Nihayet ölümünden bir süre sonra, bir yaz öğle sonu, cenazesi kalkmamış gibi üstelik, büyük bir ıssızlık içindeki apartmanın merdivenlerini çıkar. Kapıyı çalar. Issızlığın içinde açılan kapı, şairi daha büyük bir ıssızlığa atar, bırakır. Salonda her zaman oturduğu yerde oturur. Elindeki üç beyaz gülü masaya bırakır. Evi inceler. Hiçbir eşya sanki yerinden kıpırdamamış gibidir. Kedileri ezikçe gelip İlhan Berk'e sürünürler. Behçet Necatigil'in her daim yaşam dolu sevgili karısı Huriye hanım yanına geldiğinde, birden ölümü görür İlhan Berk. Necatigil'in her zaman gördüğü odasını ölümünden sonra da görmek ister. Odaya girer. O yoktur. Huriye Hanım, İlhan Berk'i çivileyen cümleyi söyler: "İşte, der, hangi kitabı çeksem şiirler çıkıyor arasından!" İlhan Berk'e göre, bir ozanın karısı, geride başka neler bulabilirdi ki? Şiirler olacaktı tabii.. Çıkar odadan.. Necatigil'i ve ölümü aşan bir şay kalır İlhan Berk'in üzerinde.. Sonra her şey silinir gider. Yeniden Halikarnassos'a döndüğünde, birden Behçet Necatigil'in karısının sözleri gelip vurur İlhan Berk'i: "İşte, hangi kitabı çeksem içinden şiirler çıkıyordu!". Sonra "Ölü Bir Ozanın Sevgili Karısı'nı Görmeye Gitmek" adlı şiirini yazar.


ÖLÜ BİR OZANIN SEVGİLİ KARISINIGÖRMEYE GİTMEK
'Kâğıtlar, kitaplar, dedi, nereye elimi atsam.
Kiminde yarım kalmış, nasılsa bitmiş bir şiir
Kiminde.
Hem her şey şiirlerde değil miydi?
Bir gök şiirde ağar, bir sokak şiirlerde
Gider gelirdi.
Böyle yaşayıp gidiyorduk.'
Sesi,
Sanki çok ötelerden gelirmiş gibi
Ezik, suskun odaları dolaştı durdu.
Masada açık duran bir kitabı gösterdi sonra
Ölünün, son kez elini sürdüğü ve kaldığı.
'Burada işte oturmuş şu kitabı okuyordu,
Elinden kitabın düştüğünü gördük sonra.
Hepsi bu.'
Böyle dedi, yüzüne kapayıp ellerini
Alınmış gibi bir bulutun yer değiştirmesinden.
İlhan BERK

8 yorum:

  1. Güzel bir yazı. İstifade ettik.

    YanıtlaSil
  2. Vay gidene mi .. vay kalanlara mı.

    YanıtlaSil
  3. Sahi... Blogun bu şeklini beğendim. Bu yazıyı da. Her ne kadar şiirlerle pek haşır neşir olmasam da :)

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim Profösör.. Özlemiştik sizi..

    YanıtlaSil
  5. Artık nasıl düşünürsen Dilekcim.. Nasıl düşünürsen öyle..

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim Aşkın.. Epey bi uğraştırdı beni blog.. Halini değiştireyim azıcık derken, kapkara bir şey oldu.. Neyse ki hale yola girdi galiba.. Ben de sevdim bu yüzünü Hayal Kahvem'in:)

    Eğer şiirle haşır neşir değilseniz gerçekten,
    http://sagdansoldanestarabim.blogspot.com/p/sesli-dusunuyorum-deposu.html ' adresindeki sesli şiirleri dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim:)

    YanıtlaSil
  7. içimi acıttı. işin garibi canımı yakan yazılarınızı seviyorum. :)

    YanıtlaSil
  8. Heyy! Bu yazı İlhan Berk'in cümleleri ile yazıldığı için daha etkili olmuştur sanıyorum Jane Jones:) Hımm.. Yorumunuz hoşuma gitti gene de.. Teşekkürler!

    YanıtlaSil