27 Kasım 2011 Pazar

Yooo... Ben Demedim Ve Ben Çizmedim...


Yoo... Vallahi ben demedim.  Bak işte... Nietzsche söylemiş.   "Yetişkin her insanın içinde oyun oynamak isteyen bir çocuk saklıdır." demiş.  Koskoca Alman felsefeci yanlış söyleyecek değil ya?  Haydi  işine gelmedi. Bu sözü kulak arkası ettin. Pekii...


Sokrat'ın öğrencisi,  Aristo'nun hocası, Yunan felsefeci, matematikçi büyük Platon'nun şu sözüne ne diyeceksin? Düşünmüş taşınmış... Ölçmüş biçmiş....  Diyor ki:  "Hayat oyun olarak yaşanmalıdır." Yaa.. Böyle işte... Hayır, neden yazıyorum şimdi bu sözleri biliyor musun?  Arada sırada  bana "Çok oyuncu birisin... Kaç yaşına geldin yaramaz kız gibi davranıyorsun" diyorsun ya... Ben kendi kafama göre davranmıyorum ki! Ya Nietzche'ye  uyuyorum... Ya da Plato'na...  
 

Evet... Ben oyun seven biriyim. "Sebzelerden sevdiklerim: Havuç, domates, oyun.. Meyvelerden sevdiklerim: Elma, şeftali, oyun... Bence en iyi besin oyun... Çünkü, hiçbir şey yemesem bile bazen... Oyun oynarken doyuyorum." İnan bana işte aynen böyle hissediyorum. İyi ama bunlar benim sözlerim değil ki. Şair İsmail Uyaroğlu'nun bir şiiri. Şair de benim gibi düşünüyor işte, fena bir şey mi yani?


Ben genellikle kendi kendime oynamayı seven biriyim. Hayatın her safhasında, her mekanda kendime bir oyun uydurabilirim.  Koy beni ister dağ başına, ister ıssız çöl ortasına, ister  su kenarına... Hiç sıkılmam. Asla... Hani "canım sıkılıyor" diyen insanlar var ya... İnan çok şaşarım onlara... Benim canımın sıkılması mümkün değil.  Ama... Oyunlar icat ederken  farkındayım  şaşırtıyorum kimi defa...  Biliyorum benimle arkadaşlık hiç kolay değil.  Her an bir sürprizle çıkabilirim karşına.  Sizlerle oyun oynuyorsam bil ki sevdiğimdendir. Sevmediklerimle oyun oynamamam ben... Asla!

Fakat, ama, ancak... Abartmayı seven biri, bir de oyun oynamayı seviyorsa... Mesafe koy bence arana... Çünkü.... Gülten Akın yazmış benim şiirimi...  Deli Kızın Türküsü'nde dediği gibi...  "Yağmur yağar akasyalar ıslanır... Bulutlar uçuşur geceleyin... Ben yağmura deli buluta deli... Bir büyük oyun yaşamak dediğin... Beni ya sevmeli ya öldürmeli." Yok artık... Bu kadar sözden sonra... "Su olsam, ateş olsam... Göklerdeki güneş olsam... Konuşmasam taş olsam... Yine de oynar mısın benimle?" demiyeceğim.  Durumum böyleyken böyle...  Bilmiyorsan bil istedim. Niye acaba böyleyim? Ne bileyim? Edip Cansever'in dediği gibi... "Beni bir sardunya büyüttü belki." 


Gözlerimi kapatıp düşlere dalacağım şimdi.  Ve küçük kurbağayı tam dudaklarından öpeceğim belki. Düşlerin sonu gelmeden bir kahve molası vereceğim. Ve yanında bir dilim gökkuşağı pastasıyla, düşler ve gerçekler arasında yol alacağım G'nin dediği gibi:)

NOT: Bütün çizimleri G'nin bloğundan aşırdım:) Ben bu çizimlere bayılıyorum.
 http://dusgezegeni-gezgin.blogspot.com/


20 yorum:

  1. merhaba Vildan,

    enfes bir yazı :) lütfen sardunya ile konuşun ve bana da söyleyin sonra neden böyle diye :) sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Selam Nessuno, bilmiyorum ki:)
    Yazarlar ve çizerler bu vaziyete getirdiler galiba beni:))

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel olmuş eline sağlık kendimi de buldum oralarda :)

    YanıtlaSil
  4. Selam Gülnihâl,benim değil G.'nin marifeti:) Ne şeker çizimler değil mi? Şahane!

    YanıtlaSil
  5. yazı ve resimler bana küçük prensi hatırlattı.
    Hepimiz ilk bakışta anlamıştık onun fil yutmuş bir boğa yılanı olduğunu :)

    YanıtlaSil
  6. Selam Can, tam yazdığınız gibi. Biliyorum kimbilir bana ne çok gülen var. Hiç dert değil.

    Ben aynen sizin dediğiniz gibi, görüyorum fil yutmuş boğa yılanını:)
    gözlerimle değil, yüreğimle görüyoum hemde:))

    YanıtlaSil
  7. :)
    sen güzel yazıyorsun,bu kesin.:)
    Ben burdan öyle bakınca bir utandım gibi oldum.:)

    YanıtlaSil
  8. Heyy! G, gördünüz mü aşırdım sizin çizdiklerinizi:)

    O değil de, adınızı öğrenebilir miyim?

    Çizgilere devam:))

    YanıtlaSil
  9. Ne güzel anlatmışsıın, bayıldım :)

    YanıtlaSil
  10. sevda s. beğenmenize sevindim:)
    çizimler şahane değil mi? müthiş!

    YanıtlaSil
  11. sadece G diyelim,
    isme ve cisme bürümemek istemiyorum düş gezegenini:)
    çizgileri cin Ali mantığıyla çizmeye devam:))

    YanıtlaSil
  12. Çizimler de yazı da insanı başka diyarlarda gezdirip oralarda bırakıyor...
    Sıkılmadan oyuna devam Hayal kahvem;)

    YanıtlaSil
  13. Tamam G... Boşverelim:) İsim, cisim yok! Çizgiler, yazılar ve hayaller var:))

    YanıtlaSil
  14. Tamam Natalie.. Hayallere ve oyunlara devam:))

    YanıtlaSil
  15. çocuk kalmasan
    " Koskoca Alman felsefeci yanlış söyleyemiş olabilir mi?" diye sorardın...

    Platon da yanılmış olmasın;çünkü hayat oyun olarak yaşanılan değil,bize oyun oynayandır...

    oyun karın doyurur ama bu dili pek az kişi bilir...(ben bilmem mesela)

    çizimler ve yazı harika

    YanıtlaSil
  16. Infantulus, yorumunuzun sonunda "çizimler ve yazı harika" diye bi cümle gördüm ya.. Oh, dedim neyse:))

    Hayat bir oyun ve bize verilen rolü oynuyoruz demek istemiyorum Infantulus, hayat denen bu yolda oyun oynayarak oyalanıyorum demek daha az canımı acıtıyor.

    Sanki o zaman kendi iplerim elimeymiş de kendimi oynatan kuklacı başkası değil, ben oluyorum. İyi geliyor bu oyunlar. Devam ediyorum:)

    YanıtlaSil
  17. ama sen iyi niyetli iyi birisin
    çocuğun içinde çocuk ruhu olur mu?

    YanıtlaSil
  18. Infantulus, insan karşısında kendini görürmüş:) Ne diyebilirim bu yorumunuza? Eyvallah:))

    YanıtlaSil
  19. eyvallah güzel bir şarkıdır;
    ben karşımda dostlarımdan birçoğunu gördüm,kendimi değil;iyi dostların olması iyi olmak kadar güzel

    YanıtlaSil
  20. Bak bu yorum daha da "eyvallahlık" olmuş:) Ben geleyim sizin yazılarınız arasında bi dolanayım bakalım... Du bakalım?

    YanıtlaSil