26 Mart 2012 Pazartesi

Kahve Molası - Ey Aşk, Geldinse Üç Kere Vur!


"Güncel Türk edebiyatının değerli isimlerinden Murat Gülsoy, Yekta Kopan ve Ayfer Tunç ile İKSV Salon’da edebiyat günleri devam ediyor. Can Yayınları işbirliğiyle gerçekleştirilen Ubor Metenga Buluşmaları’nın üç öykü ustası, Tomris Uyar’ın Dikkat Kırılacak Eşya adlı öyküsünü özümleyecekler. 27 Mart 2012, Salı gecesi saat 20.00'de gerçekleşecek bu oturum da her zaman olduğu gibi tüm edebiyatseverler için ücretsiz!"

Az önce  yukarıdaki haberi  okuduğumda yüreğimde acayip bir ürperti hissettim. Tomris Uyar'ı çok severim. Ayfer Tunç, Murat Gülsoy, Yekta Kopan'ın düzenlediği bu edebiyat ortamına, Ubor Metenga Buluşmaları deniyor ya... Oğuz Atay'ın kitaplarını okumadım ben... Bu sebeple kendimi suçlu hissediyor olabilir miyim? Ubor Metenga Oğuz Atay'la ilgili tabii... Oğuz Atay'ın bütün kitaplarını satın almıştım. Seneler senesi karşıdan karşıya bakışıyoruz. Arada elime alıp sayfalarının arasında usulca dolanıyorum. Okumuyorum. O gün gelecek elbet. Bekliyorum. Özel bir süreç olacak. Biliyorum. Tutunamayanlar bana elini uzatacak. Okumaya davet edecek. Kitap anlıyor beni.  Vaziyetimin farkında. Henüz hazır değilim. Öyle hissediyorum. Biraz daha pişmeyi bekliyorum. Oğuz Atay'ın sadece Beyaz Mantolu Adam adlı öyküsünü bir ay önce okumuş, çok etkilenmiştim. Hatta, daha önce okumadığıma nasıl sevinmiştim anlatamam. Seneler senesi yaşamı hakkında denk geldiğim her yazıyı okuduğum, fakat kendi yazdığı hiç bir kitabını okumadığım yazardı Oğuz Atay. Okur olmanın cilvesi belki. Bazı kitapları kendi yüreğimde demlenmeye bırakıyorum. Acele etmiyorum. Haz alarak okumak istiyorum. Ne olacak ki? Şu fani dünyanın hangi nesnesinden haz alabilmeyi becerebiliyorsam, kıymetini bilmeliyim. Bak, yıllardan sonra, özlemini çektiğim bir öyküsünü okudum işte... Oh, nasıl güzel geldi, anlatamam. İyi ki sabretmiş, iyi ki kitaplarını hemen okuyup bitirmemişim. Gene de içimin bir yanı suçluyor beni. Resmen gözümü korkutuyor. Yüreğimi hoplatıyor. "Okunacak o kadar kitap var ki, ne demek beklemek? Elindekileri oku, bitir, tüket!" diyor. Babasından çok korkan gene de inatçılık yapmaktan geri durmayan afacan bir kız çocuğu gibi direniyorum. Bekleyeceğim.



Cemal Süreya, Turgut Uyar ve Edip Cansever...  Benim şairlerim!... Üçünü de nasıl severim!.. Bu üç şairimin ilham perisi kim peki? Elbette, Tomris Uyar. Ayrıca... Fena halde öyküsever biriyim. Memleketimin sevdiğim öykücülerindendir Tomris Uyar. Ubor Metenga Buluşmaları bu kez Tomris Uyar için yapılacak öyle mi? Acaba gitmeyi hayal etsem mi? Bakma bana sen... Gitmekten çok, gitmeyi hayal etmeyi severim. Hey!.. Yüreğim bir kuş kanadı gibi pır pır etmeye başladı bile...  İyi de... Gitmeyi hayal edince bile... Gene nedensiz acayip bir korku hissettim. Acaba niye?

"Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
Her şey naylondandı o kadar
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı
Ama geğikli geceyi bulmadan önce
Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk."

Biliyorum, eğer Tomris Uyar nedeniyle Ubor Metenga Buluşmaları'na gidebilirsem... Gece orman olur üzerime... Bu yazıda adı geçen sevdiğim şairler ve yazarlar geliverirler... Düşüveririm peşlerine... Kimsenin ruhu duymaz gecenin ormanını... Korkuyu kovarım Turgut Uyar'ın Geğikli Gece şiirinin dizeleriyle...

"Geğikli geceyi hep bilmelisiniz
Yeşil ve yabani uzak ormanlarda
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan
Hepimizi vakitten kurtaracak."

Elimdeki kahve fincanından son yudumu koklayarak içiyorum.  Kahve molamı bitirmeden hayal kuruyorum. Eğer gidebilirsem var ya... Geğikli Gece'nin son dizesi gibi... 

"Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum."

4 yorum:

  1. Ooooo sen iyi sabretmissin ben hayatta sabredemem,dediğin gibi hemen okuyup bitirmek isteyenlerdenim ben:)

    YanıtlaSil
  2. Selam Gülümse, acayip sabırsız biriyimdir. Ama bazı hallerim vardır ki... Hiç acele getirmem... Hiiçç... Oyun oynamak var ya bir kere bünyemde. Bu yaptığım kitaplarla oyunlarımdan biri belki. Bazı kitaplarla böyle senelere yayılan bir ilişkim var. Birbirimizi biliyoruz. Onu okumayı çok arzu ediyorum. Ama hemen okursam bitirip bir kenara koyacağım. Oysa,niyetim bu değil. Niyetim özlem hissetmek. Ve elbette kitaba hazır olabilmek:)

    Beni Oğuz Atay'la bu oyuna sevkeden, yazarın "Ben buradayım sevgili okuyucum, sen nerdesin acaba?" cümlesi olabilir. Arada saklanıp arada ortaya çıkıyorum.

    İşte Beyaz Mantolu Adam'ı belki on yıldan sonra okudum. Oğuz Atay'ın ilk okuduğum öyküsü. Daha önce okusaydım, şimdiki yüreğimle anladığım gibi anlamayabilirdim diye düşünüyorum.İyiki beklemişim.

    Değişik bir haz bu Gülümse. Bunu ancak yaşarsanız anlayabilirsiniz sanırım. Ve dilerim ki ömrünüzün bir yerinde sabırla okumayı beklediğiniz, özlemle okumayı arzu ettiğiniz kitaplarınız olsun.

    Uzattım. Afola:)

    YanıtlaSil
  3. oğuz atay la ilgili yazdıklarınızı okuyunca gülümsedim. benim de çok benzer duygularım var. yaşam öyküsü, yaşama bakışı, duruşu her zaman ilgimi çekmiş ve en çok sevdiğim yazarlar arasındadır ama ne yazıkki bende hiç bir kitabını okumadım. bende de kitapları duruyor. bir ara tutunamayanlara başladım pek sarmadı devam edemedim. başka bi zamana bıraktım. artık o zamanki ruh hali kafa yorgunluğu v.s nedenler mi bilmiyorum.

    YanıtlaSil
  4. Selam Serkan, Ubor Metenga sebebiyle Oğuz Atay'ın kitaplarını misal gösterdim. Oysa çok var:)

    En tazelerinden birini söyleyeyim. Murathan Mungan'ın son kitabı var ya Şairin Romanı, beklettiğim kitaplardan bir diğeri:)Kimbilir kaç yıl sonra okuyacağım:))

    YanıtlaSil