5 Nisan 2009 Pazar

Nick Hornby, Kitapları ve Filmleri



Gene son kitapçı ziyaretlerimden birinde, baktım ki Nick Hornby'ın "Düşerken" diye yeni bir kitabı çıkmış. Nick Hornby kitaplarını çok severim. Öncelikle eğlencelidir ve kolay okunur. Ayrıca yazdıkları kitaplar genellikle filme çevrilir. Okuduğum kitapları beyaz perdede seyretmek bana acayip keyif verir. Sabahtan beri ara ara okuduğum ve yarıladığım bu kitap için diyorum ki; öyküsü kesinlikle bir yönetmen tarafından sinemaya uyarlanacaktır. Hoş bir konu! Bir yılbaşı gecesi intihar etmek niyetinde olan dört kişinin, tesadüfen İngiltere'nin en yüksek binalarından biri olan Toppers Binası'nın çatısında dek gelmeleri. Hepsinin niyeti kendilerini çatıdan aşağıya atmak ve yaşamlarına son vermektir. Her birinin ayrı ayrı intihar nedenleri vardır. Konuşmaya ve tanışmaya başlarlar. Hikaye akıcılıkla devam eder gider...



Nick Hornby modern İngiliz Edebiyatı’nın en iyi yazarlarından biri. Kitapları dışında, müzikle ve futbolla da ilgili olması yazarı daha hayattan, daha sempatik kılıyor. İlk okuduğum kitabı “Ölümüne Sadakat”ti. Kitap bir plak dükkanı sahibi otuz yaşını süren kahramanın, kız arkadaşının kendisini terk etmesiyle geçmişteki ilişkilerini sorgulaması ve hatalarını bulmaya çalışması ile ilgiliydi. Kendisini terk eden sevgilerinin bir listesini yapar ve tek tek her birini aramaya başlar. Bu kitabın filmi de çevrildi. Kitapta olaylar Londra’da geçerken, filmde Chicago’da geçiyordu. Ama çok mühim bir değişiklik değildir ki bu. Aynı olaylar İstanbul yada İzmir’de de geçebilir. İnsana ait duygular sözkonusu olunca, coğrafyalar değişse de, hissi durumlar değişmeyebiliyor. Ayrıca filmin müzikle içli dışlı olması filmin keyfini arttırıyor.



Nick Hornby'ın bir de “Futbol Ateşi” adında bir kitabını okumuştum. Aslında erkeklerin futboldan ne anladıklarını çözmek için kadınların okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Küçükken babasıyla birlikte Arsenal maçlarına gitmeye başlayan kahramanımızın yaşamında futbol ve Arsenal maçları büyük bir yer tutmaya başlar.Yaşamının önceliği bu maçlardır. Yıllık planlarını bile Arsenal maçları üzerine kurar. Bu öyle tutkulu bir fanatiklik durumudur ki hiçbir kadınla ilişkisini devam ettirmesi mümkün olmaz. Sonunda bir öğretmenle tanışana kadar. Bu kitabın da sinemaya uyarlanan filmi şahanedir gerçekten. Benim tekrar tekrar seyrine doyamadığım filmlerden!


Son olarak “ About A Boy“ adlı filminden bahsetmeden geçemeyeceğim. Kitabını okumadım ama filmine bayılırım. Bu kez kahramanımız Londra’da yaşayan, zengin, mirasyedi, sorumsuz bir adamdır. Günlük ilişkiler peşinde koşmuş ve hayatında hiç çalışmamıştır.Çocuk sahibi, boşanmış bir baba durumundaymış gibi, kadınlarla tanışmak için boşanmış anne babaların katıldığı toplantılara gitmeye başlar. Burada boşanmış bir ailenin çocuğu ile tanışır. Çocukla kahramanımız arasında bir arkadaşlık başlar. Bu arkadaşlık yeni dünyalar ve duygular keşfetmesine neden olacaktır.Sıcacık bir romantik komedidir bu film. Bu tarz sevenler için kaçırılmaması gereken filmlerden!

Bu yazıma başlarken amacım, okuduğum kitapta intihar durumu sözkonusuydu ya, intihar ederek yaşamlarını sona erdiren ünlülerden bahsetmekti aslında... Virginia Woolf, Sylvia Plath, Kurt Cobain, Ernest Hemingway mesela... Ama kitaplar ve filmler derken, gene konu konuyu açtı. Yazamadım bu şöhretli intihar vakalarını... Bir dahaki sefere insallah:)

6 yorum:

  1. Vildan Hanımcığım kararım kesin: yok ben sizin enerjinizi yakalayamayacağım.Bir de aktif, enerjik, yerinde duramayan tipim diye geçinirdim. I ıhh yanlışmışım. Ne okuduklarınıza ne seyrettiklerinizi ne de gittiklerinizi yetişmem söz konusu bile olamaz. Ama sıkı takipteyim sizi. Bu da bir şey değil mi? Nick Horby okumam lazım da Kocaeli'nde ben kitapçı göremedim ki daha...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Neslin beni tam can evimden vurmuşsunuz! Çünkü gerçekten İzmit'te adamakıllı bir kitapçı yok maalesef. Ne yazık ki İstanbul'dan alıyorum genelde kitaplarımı.Bir kaç yıl önce, Carrefour'da şu anda Akbank olan yer İnkilap Kitapevi'ydi. Bayılırdım oraya. Bir gün bir baktım tüm kitaplar kolilenmiş ve kapanıyor. Oturdum ve ağladım biliyor musunuz yerine banka açılıyor diye.. Ne yazık ki,iyi bir kitapçı yok.
    Bu da İzmit'in çok büyük ayıbı gerçekten. Bir Belsa da var. Pasajın 2. katında bir de Sanat Sokağında pasaj içlerinde 2. el satan kitapçılar var.

    YanıtlaSil
  3. selam vildancığım .. yine o sevgi dolu anlatımınla kimbilir ne güzel dillendireceksin o kişilerin intihar eylemlerini.. Biz de yüzümüze yayılmış bir tebessümle ne güzel güzel okuyacagız..hayran kalıp heves bile edeceğiz belkide kimbilir. Diyecegim ki ben de intihar etseydim acaba vildan bunu nasıl anlatırdı..belkide deneyecegim..:) Sonrada arkamdan gelenler bana elbet anlatırlar diyecegim .. hahahaha...hiihihi..Vala bilemiyorum kardeş. Sen yaz hele bi..ben okiyim de sonra karar veririm nasılsa. :P
    sevgiler..
    Dilek kardeş.

    YanıtlaSil
  4. Hımm! Değişik intihar yöntemleri yazmalıyım öyleyse...Beğen beğenebildiğini:)

    Hem ölünce Cennete gitmek var, hem de heves edip erken gitmek isteyenler cezalandırılacaklar:)
    Enteresan bir durum değil mi gerçekten!..

    YanıtlaSil
  5. Curt Cobain değil Kurt Cobain!!

    YanıtlaSil
  6. Çok teşekkür ediyorum bu düzeltme için. O kadar çok hata yapıyorum ki anlatamam. Sonradan farkettiğim çok hatalarım oluyor. Böyle düzeltmelere ihtiyacım var.Sağolun.

    YanıtlaSil