"En derin uykulardan uyanırken, bir rüyanın örümcek ağını yırtarız.
Ama bir kaç saniye sonra, o ağ öylesine zayıftır ki, rüya gördüğümüzü bile hatırlamayız.
Baygınlıktan ayılırken iki aşama vardır: Birincisi, zihnin ve ruhun hissetmesi;
ikincisi de fiziksel olarak varolduğunu hissetmektir. Muhtemeldir
ki ikinci aşamaya vardığımızda ilk aşamanın izlenimlerini
hatırlayabilseydik, bu izlenimleri öteki boşluğun anıları arasında
etkili şekilde görebilirdik. Peki o boşluk nedir? En azından onun karanlığını mezarın karanlığından nasıl ayırt edebiliriz. Ama
benim ilk aşama olarak adlandırdığım dönemin izlenimleri, hatırlamak
istemese de uzun bir süre sonra çağrışım yoluyla kendiliğinden
gelmiyorlar mı? Bu arada biz de nereden geldiklerine şaşıp kalmıyor
muyuz? Hayatında hiç bayılmamış olan kimse korlaşan kömürlerde tuhaf
saraylar, çılgınca tanıdık yüzler bulamaz. Birçoklarının
göremeyebileceği havada, yükseklerde uçuşan hüzünlü rüyaları göremez.
Taze bir çiçeğin kokusu üzerinde düşüncelere dalamaz..."
Edgar Allan Poe - Kuyu ve Sarkaç'tan
Çeviri - İpek E. Menekşe
Bitkindim.
Yüreğim anlam veremediğim bir yangın alarmıyla sabahtan beri titreşiyordu.
Sanırım hafta sonu tatili süresince tembelleşen bünyem, ikinci
çalışma günümün ağır kıvamlı temposuna daha fazla dayanamamış, gün gelipte bir
işe yarayabileceğine asla aklımın kesmediği imdat çekicini kendime geleyim diye
başıma indirmişti. Bir anne şefkatiyle beni bağrına basan eflatun kadife
koltuğumun kollarında yorgunluktan bayılıp kalmışım. "Şimdi şu patika
yoldan sağa kıvrılacağım, sonra ilk sola dönüp dümdüz gittiğimde o yüzyıllık
çınarların bulunduğu meydana çıkacağım." diye içime söylüyordum.
Yürüyordum ben... Ilık esen ilk sonbahar rüzgârı omuzlarıma dökülen kestane rengi
saçlarımı usul usul havalandırıyordu. Üzerimde duman rengi elbisem vardı.
Ortalıkta kimsecikler görünmüyordu. Sadece patika yolun başındaki, üzerinde D.
Belediyesi yazan, beyaz boyası yer yer döküldüğü için nuh nebiden kalmış bir
sandal görünümü veren bankın üzerindeki kuş korosu aklımdan geçen Just Like a
Woman adlı şarkının melodisine eşlik ediyordu. Cıvıltılar efsunluydu. İçinde
yürüdüğüm mekan yüreğime huzur veriyordu. Patika yoldan sağa kıvrıldım. Sonra
ilk sola dönüp dümdüz yürüdüm. Ama yolun ucu o yüzyıllık çınarların bulunduğu
meydana çıkmıyor, bambaşka bir yere açılıyordu. Karşımda bir marangoz atölyesi
vardı. Çok şaşırdım... Olduğum yerde öylece kalakaldım. Nerede olduğumu
soracak hiç kimse görünmüyordu. Yapayalnızdım. Kaybolmuştum ben. Kapısı demir
kepenkli marangoz atölyesinin talaşlı camında korkmuş kendimi gördüm. Ürkek
gözlerle içime baktım. Hiç tereddüt etmedim. Bağıra bağıra ağlamaya başladım.
"Bir gün parkta gezerken hayretten donakaldım.
Bir sürü gözü olan tuhaf bir kıza rastladım.
Epey hoş bir kızdı hem de sarsıcı baya'a!
Baktım ağzı var, başladık laflamaya.
Çiçeklerden bahsettik, onun şiir kursundan...
Ve gözlük takarsa bir gün yaşayacağı onca sorundan.
Öyle bir kız tanımak hoş bir sürü gözü olan.
Epey hoş bir kızdı hem de sarsıcı baya'a!
Baktım ağzı var, başladık laflamaya.
Çiçeklerden bahsettik, onun şiir kursundan...
Ve gözlük takarsa bir gün yaşayacağı onca sorundan.
Öyle bir kız tanımak hoş bir sürü gözü olan.
Ama ağlamaya başladı mı baya' ıslanıyor insan."
Şiir/Çok Gözlü Kız - Tim Burton
2011
Karanlık sardı etrafımı yazıyı okurken.. Buhramlaştı birden içim.
YanıtlaSilAmaa... Bi aglamaya baslarsam var yaa:)
YanıtlaSilama siz yine de ağlamayın hayal kahvem :)
YanıtlaSilAğlamak güzeldir Delal:)
Silmutlaka öyledir ama ... insan yine de ağlayan birini görüp , bilince üzülüyor nedense.
YanıtlaSilBi keresinde ağlayan yüzümle aynada karşılaştım. Bi insan ağlarken bu kadar çirkin olur mu diye daha yüksek sesle ağlamaya başladım:)
SilAcı sebebiyle ağlayan insan görmek insanın yüreğini sızlatır sahiden.
Fakat ağlamak neticede insanidir. İnsana dairdir ya güzeldir.
ağlamak güzeldir :) kendine kendini açmak gibi bir şeydir...
YanıtlaSilÖyle Salyangoz İzleri:)
Silhahaha hayal kahvem çok güldüm yaa ne garipsizinz :))
YanıtlaSilbide insan ağlarken göz rengi daha koyulaşıp belirginleşiyor değil mi :)
evet oldukça insani hemde .
Delal, tuhaf olduğumu hep söylerim.
Silİlk kez bir başkası samimiyetle garip olduğumu söylüyor.
Teşekkür ederim:)
Sahiden hem garibim hem garipim:)
Aslında itiraf etmeliyim ki, feciyim!
:)) tuhaflık ve gariplik çok artistike bir durumdur .
YanıtlaSilayrıca ben teşekkür ederim samimi olduğumu hissettiğiniz için.