Hay canına sayın
seyirciler! Bakar mısınız, İstanbul Film Festivali'nin 37.si yine yeni yeniden benim
doğum günüme denk geldi.. Festival yetkilerine en derin saygılarımı
göndermeliyim.. Sağ olsunlar.. Var olsunlar.. Böyle olunca ne hayal ediyorum biliyor musunuz? Sanki ben doğdum diye film festivali yapılıyor.. Üstelik film festivali en sevdiğim şehir İstanbul'da yapılıyor.. Üstelik bir gün değil, iki gün değil, tam on iki gün kutlanıyor.. Ne kadar zahmet değil mi? Denk getiren feleğe teşekkür ederim..
Benim gibi taşrada yaşayan birinin İstanbul Film Festivali'ni bilmesi, bilse de cesaret edip gitmeye niyetlenmesi, bir zamanlar Tersninja'da festival yazıları yazan Numan Serteli sebebiyledir.. İşte 2010 yılında yazdığı yazıda kendisi de söylemiş.. Çok haklı.. Yazar, yılın bu günlerinde, "festival sinemaları önündeki bilet kuyruğu" yazıları yazardı.. Bir sinemasever olarak bu acayip kuyruk hikayelerini okur hem feyz alırdım, hem de güle oynaya hoşça vakit geçirirdim.. Ne günlerdi? Tesadüf bu ya.. Bir keresinde, aynı filmi aynı salonda yazarın hemen arka çaprazındaki koltukta izlemiştim.
Henüz bilet almadım.. Niyetine girdim.. Bu kez festival sinemaları önünde bilet kuyruğuna gireceğim.. Du bakalım.. "Festival sinemaları önünde bilet kuyruğu" yazıları yazmayı deneyeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder