Ellerimi yıkamak için musluğu açtığımda su şırıl şırıl akıyor ya, inanın gözlerimle kucaklıyorum suyu. Her defasında ödüm kopuyor çünkü... Feci korkuyorum. "Ya su tükenirse! Ya akmazsa!"
Suyu tüketmemek maksadıyla, idareli kullanmaya alıştırıyorum kendimi. Suyu açık bırakmıyorum. Daha kısa duş alıyorum. Çamaşırı makinesini, kirlileri biriktirerek ekonomik çalıştırıyorum. Elde bulaşık yıkamıyorum. Diş fırçalarken kullanmadığım zamanda suyu kapatıyorum. Koronavirüs sebebiyle ellerimi daha çok yıkıyorum ya, ellerimi sabunlarken hemen kapatıyorum suyu mesela... Hemen... Şöylee iyice sabunlayıp, avuç içlerimi, parmak aralarımı, tırnak uçlarımı temizlerken suyu akıtmıyorum. Çünkü aynı endişe dolanıyor yüreğimde gene... "Ya akmazsa! Su ya tükenirse!" Eyvaah!
Musluğun vanasını usulca çeviriyorum. Akıyor. Heyy! Ellerimi iyice yıkıyorum. Su akıyor ya nasıl mutlu oluyorum anlatamam.
Hani bazan mutluluk nedir, diye sorarlar ya... Mutluluk suyun hep akacağını bilmektir.
Hani bazan mutluluk nedir, diye sorarlar ya... Mutluluk suyun hep akacağını bilmektir.
Yok o noktaya gelmeyecek.. Gelmemeli.
YanıtlaSilMutluluk; varken, yokluğunu düşünüp kıymet bilmektir. Aynı sizin yaptığınız gibi, tebrik ederim :)
YanıtlaSilSon zamanlarda suyun aşırı tüketiliyor olması fikri beni de endişelendiriyor. Gereksiz harcamamak için çok dikkat ediyorum. Son cümleye yürekten katılıyorum:)
YanıtlaSilSuyumuzun akmasına da temiz olmasına da, dışarı çıkıp içimize çekebildiğimiz temiz havaya da şükür...
YanıtlaSil