16 Mayıs 2010 Pazar

Kocaeli 2.Kitap Fuarı Etkinlikleri Bugün Başladı.

Hey, bu sabah uyandım ki o ne? Oy, oy,oy! Misss gibi, buram buram bir koku... Ben bu kokuya asla dayanamam. Ne kokusu mu? Çiğ börek kokusu olacak değil ya, kitap kokusu kitaaap! Kocaeli 2. Kitap Fuarı bugün açılacak. Tamam, biliyorum Kitap Fuarı İzmit'te. Ben oturuyorum İzmit'in bir köyünde. İlla abarttığımı sanıyorsun değil mi? Abartmıyorum işte! Dün akşam acayip bir lodos vardı. Eee! Anlaşılan, kamyon kamyon gelip fuara istiflenen kitapların kokusu, şehrimin her yanındaki kitapların kokusuyla birleşerek, rüzgarın esintisinin içinde yüzmeye başlamışlar. İşte kimi kulaç atarak, kimi sırt üstü yüze yüze, kimi dalmış derinlere, nereye gittiğinin farkına varamamış olmalı ki, gelmiş gelmiş taa varmış bizim köye. Ne olacak ki? Olmuş işte! Usulca kalktım yatağımdan, pencereyi açtım. O ne? Gözlerime inanamadım. Baktım sihirli bir değnekle dokunulmuşcasına herşey değişiyordu sanki. Yapraklar dans eder gibi ahenkle hareket ediyordu. Kuşlar daha önce görmediğim hızla kanat çırpıyordu. Çiçekler renklerinden taşıyordu. Asıl önemlisi insanların üzerindeki kederler pıtır pıtır dökülüyordu yere. İnan bana böyle hissettim. Hemen giyindim. Yelkovan kuşlarının peşi sıra gider gibi, gitmeliydim kitap kokusu peşi sıra... Of! Hayat nasıl elini kolunu bağlıyor insanın... Sabah yapmam gereken başka işler vardı... Onları halletmeliydim. Hallettim. Benim Kitap Fuarı'na varmam akşamın 4'ü oldu. İlber Ortaylı'nın sohbetini kaçırdım. Kısmet... Şimdi sırada Kürşat Başar vardı. Toplantı salonunu buldum. Bir plastik sandalyeye oturdum.

Kürşat Başar'ın sohbet konusu Başucumda Müzik adlı romanıydı. Ben bu romanı okuduğumu hatırlıyorum. Sanırım 2000 li yılların başıydı. Kitap yeni çıktığında okumuştum. Bir dönem romanıydı. 1950 li yıllar. Aslında roman o dönemin Dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile gizli aşkı Vesamet Hanım'ın ilişkisinden yola çıkılarak kurgulanmış. İsimler değiştirilmiş. Yazar kendine göre kurgulamış ve kadının dilinden kaleme almış. Kitabı hızlı okuduğumu hatırlıyorum. Kürşat Başar'ın televizyon programlarını izlemem. Yazılarını takip etmem. Üstelik okuduğum ilk ve son kitabı Başucumda Müzik. Bir daha yeni kitap çıkardı mı acaba diye merak da uyandırmamış olmalı ki, toplam 7-8 tane kitabı olmasına rağmen hiç birinin adını duymamışım. Son derece bakımlı, ince, iyi görünümlü bir adam. Son günlerde Zara ile türküler üzerine bir çalışma yapıyormuş. Kürşat Başar'ın bugünkü sohbeti, halimde bir farklılık yaratmadığını ifade etmeliyim. Gene bende diğer kitaplarını bulayım gayreti doğurmadı. Yazar salondan çıktı gitti. Sadece keyifli ve samimi bir sohbetti. Okadar.

Sonra benim kardeşle buluşacaktık. Bir saat gecikeceğini söyleyince programa baktım. Şiir Üzerine Aykırı Doğaçlamalar sohbet konulu, H. Hüseyin Yalvaç ve Hakan Sürsal'ın söyleşisine girdim. Hayal Kahvem'e yazmaya başladıktan sonra şiirlerin menzilinde daha derinden dolaşmaya başladığım için bu sohbet bana iyi geldi diyebilirim. Ancak hiç şiir okunmayan bir sohbet olduğu için içimde bir eksiklik hissettiğimi söylemeliyim.

Kitaplara bakmaya vaktim olmadı ne yazık ki. Sadece tam çıkışa doğru eski kitap satan bir stantta Turhan Selçuk'un o güzelim Abdülcanbaz'larından bulunca hemen kaptım. Yanına üç tane Akbaba dergisi aldım. Baktım Akbaba'nın 50. Özel dergisi biri. Tarih 22 Aralık 1971. Yani 40 yıllık mizahi yazılar ve çizimler. (Abdülcanbaz 3TL, Akbaba 2TL)
Yarın ola hayır ola... Bugünlük Kitap Fuarı maceram ise böyleyken böyle işte... Şimdi şöyle bir derinden kitapları koklayacağım. Sonra kitaplarla dolu bir rüyanın içine dalacağım.

4 yorum:

  1. "Yazarınız kitap fuarından bildiriyor" temelli keyifli bir yazı olmuş Misiz Vildan Abla. Ben ne zamandır gitmiyorum kitap fuarlarına. Okuyunca yazını gidesim geldi valla.
    Bekliyoruz devamını :)

    YanıtlaSil
  2. Canımsın Tuğba:) Haklısın aynen dediğin gibi, yazarınız kitap fuarından bildiriyor gibi olacak bu gidişle... Tamam,hafta içi gideceğim bellediğim yazarların sohbetlerinde fakat iş,ev,yazarlar üzerine bir de hayal kahvem'e yazı yetiştirmem pek mümkün olamayacak:))
    Keşke Numan Serteli gibi yazabilsem:))Hani yazıyor ya uzun uzun.. Ben yazamam ki.. Off! Bak gene kıskandım valla:))

    YanıtlaSil
  3. Batı ülkelerinde ‘audiobook’ olarak bilinen ve oldukça rağbet gören sesli kitaplar şimdi de Türk okuyucusun hizmetinde. 
Yolculukta, ev işi yaparken ya da yürürken sevdiğiniz bir hikayeyi, şiiri, sesli kitaplar sayesinde dinleyebilirsiniz. Yurt dışında uzun yıllardır uygulanan bu yöntemi, Epsilon Yayınevi kapsamlı bir çalışmayla Türk kitapseverlerle buluşturuyor.

    YanıtlaSil
  4. Meraklı Melahat17 Mayıs 2010 01:54

    Ben de ilanını gördüm ama inceleyemedim.
    Umarım okuyan diksiyon dersi almıştır.
    Acaba erkek sesinden bayan sesine dönüşen ayar kısmı varmı. Ya da lehçe secenekleri ayarı. Bunlar çok önemli bence. Kimse hoşlanmadığı bir ses tonundan koca kitabı dinlemek istemez bence. Ama Türkçe okunmuş olanlar esasında görme özürlü vatandaşlar için hazırlanmış olabilir.
    Merak ettim iyice.
    Saygılar

    YanıtlaSil