2 Eylül 2010 Perşembe

Şu Ahir Ömrümde Kaç Kuş İsmi Öğrenebildim Ki?

Şu ahir ömrümde eğer balık ve kuş isimlerini öğrenmişsem, sebebi Sait Faik öyküleridir. Ünlü bilgenin “Bir Sonbahar Akşamı” adlı öyküsünün içinde o kadar çok kuş ismi geçer ki! Yazısının başında İstanbul’da bir sonbahar akşamını tasvir ederken mesela, minareden minareye asılı kırmızılıklar, portakala, Trabzon hurmasına benzer yemişler sarkıtan sonbahar akşamlarında bir kuşu hatırlar sevgili yazar. Hangi kuşu peki? Bıldırcın! Bıldırcını hatırlar! Hani şimdi sonbahar mevsimine giriş yaptık, Eylül ayındayız ya… Hiç bıldırcın kuşu gelmiş miydi aklına? Bakıyor muyuz ki hiç kuşlara? Her geçen gün çevremizde azalarak uçuşan bu kuşlardan hangisi bıldırcındır ki ? Şu ahir ömrümde kaç kuş ismi öğrenebildim? Kaç kuşun hangi kuş olduğunu bilebilirim ki acaba?

(baykuş) (tavuskuşu)

(florya)(iskete)

Yazara göre sonbaharda bulutlar turunç renklidir. Sonbaharda yapraklar konuşur. Lodoslu İstanbul denizi ne baş döndürücü şeydir! Bir lodoslu günde vapura atlayıp Adalara gidip gelir Sait Faik. Akşamüstü bazen Köprü´nün ortasında durup Sultan Selim´in arkasındaki bulutlarda kırmızı rengin oyunlarını seyreder.

(atmaca)(saka)

Sait Faik serçeleri, atmacaları, saka, florya, isketeleri de sever, hattâ uzak memleket kuşlarını rûyalarında görür, bazan şiir yazacak gibi olduğu zamanlarında, papağan, tavuslar, cennet kuşları da görür gibi olur. Bütün bunları okuyunca insan düşünür bu durumda: Bu kuşları en son ne zaman gördük , bildik de fark ettik ki biz?

cennet kuşu kırlangıç

Ama bıldırcın! Bıldırcın, bizim göklerimizin muhacir kuşudur der Sait Faik. Bıldırcını sevdiği, bıldırcına yakın olduğu kadar, ne baharın müjdecisi, dostumuz, âdeta köylümüz gibi olan kırlangıçları; ne de o kızıl gagası, muhteşem kanatları, ince uzun, sırım gibi bacaklarıyla leyleği, bıldırcına tercih eder.

(leylek)

(serçe)

Bıldırcını, bir şiiri sever gibi sever ünlü yazar. Neden olduğunu bilmeden, yahut hafif hafif, içinde bir şeyler belirerek. Sanki bir gün, sihirli bir ağız: "Kuş ol, güzel insan!.... Senin bu topraktan yapılmış çirkinler kafilesinde yerin yok! Kuş ol!" demiştir. Bıldırcın, böylece insanken kuş olmuştur. Onu rüzgârlar getirir; yağmurlar atar, memleketimize. Etlerin en güzeliyle, kokuların en bayıltıcısıyla gelir, ışıklarımıza dökülüverir Sait Faik'e göre.

Şimdi sonbahara giriş yaptık ya hani. Eylül! Fark ediyor muyuz dünyayı? Kuşları? Kaç kuş ismi biliyoruz ki? Kaç kuşu bilip tanıyoruz peki? Bıldırcın! Bizim göklerimizin muhacir kuşu! Neredesin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder