21 Eylül 2010 Salı

Tam Özerk Hayal Film Şirketi Nedir?



Kimi yazılarımda "Aaa! Nedir bu? Tam Özerk Hayal Film Şirketi için film mi çeviriyoruz ayak üstü?" diye bir cümle yazıyorum. Sen de bana "Tam Özerk Hayal Film Şirketi" nedir diye soruyorsun ya... Hım.. Bu deyimi Sadık Yemni'den aşırdığımı itiraf etmeliyim. Bir ara her Pazar günü Tersninja'da Sadık Yemni'nin öyküleri yayınlanıyordu. Ben de büyük bir keyifle okuyordum. Sonra romanlarını sırayla okumaya başladım. Önce Muska sonra Öte Yer ve Yatır. Peki bu romaların türü nedir diye sorarsan eğer, hemen cevap veremem biraz düşünmem gerekir. Ne korku, ne bilimkurgu ne de fantastik diyebilirim. Sadık Yemni'nin kendine has kelimeleri hatta bu kelimeleri açıklayan sözlüğü vardır, biliyor musun? O halde Sadık Yemni'nin roman ve öykülerinin türüne, yazarın kendi üslubuyla "trildeme türü" diyebilirim. Yazılarında esrarengiz olayları dile getirirken aslında asıl korku yaratanın insanın kendi aklıdır sonucuna vardıran bir tarzı vardır. Sonra genelde bilimkurgu ya da fantastik roman ya da öyküleri yabancıların anlatımıyla dinleriz. Oysa Sadık Yemni bizim insanımızın dünyasından olayları anlatınca yazdıkları daha da keyifle okunuyor biliyor musun? Misal kitaplarında bir kahraman vardır. Adı Sarp Sarpmaz. Memleketimin çocuğu. Sarp Sapmaz'la tirildeme tarzında maceradan maceraya koşmak o kadar haz veriyor ki insana... Hem de memleketimin coğrafyasında... Sırf bu nedenle bile Sadık Yemni okunmalı mutlaka.



Peki Tam Özerk Hayal Film Şirketi nedir? Resmen tek kişilik bir film şirketidir. Şöyle... Beynimiz vücudumuzun %2 sini kaplıyor. Beyin bu kadar küçük alana sahip olduğu halde vücuda giren oksijenin ise %25 ini kullanıyor. Ama bunun karşılığını da istersek fazlasıyla geri veriyor. Düşünsene... Beyin sayesinde keşifler, icatlar yapılıyor. Yürek titreten besteler, şiirler yazılıyor. Devasa köprülerin, binaların projelerini hazırlatan da beynimiz değil mi? Evet, beynimizin sayılamayacak kadar çok işlevleri var. İşte Sadık Yemni beynimizin bir özelliğinin daha farkına varmamızı sağlıyor. Ve şahane bir tespit yapıyor bence... Beynimizi oksijenle çalışan dev bir film stüdyosuna benzetiyor. Düşünsene bu durumda hepimiz birer film yapımcısıyız. Ve yapımcı, yönetmen, oyuncular hepsi beynimizin içinde. Hepimiz birer film yapımcısıysak, düşünsene dünyada altı küsür milyar şahsi film yapımcı var demektir. Bunları okuyunca o kadar hoşuma gitmişti ki anlatamam. Benim gibi hayal kurmaya meyilli bir bünye üstüne atlamaz mıydı böyle bir düşüncenin? Zaten Tam Özerk Hayal Film Şirketi'nde film çekebilmek için önce bir fikir hayal etmek gerekiyor. Bunun için rüyalarla, her türlü efsane anlatılarıyla, okuduğumuz kitap ve öykülerle seyrettiğimiz filmlerin alengirli yorumlarıyla ya da ne bileyim uydurma her türlü anlatıyla besleyebiliriz beynimizi. Sonra kendi filmimizi kendimiz çevirebiliriz yani. İstediğimiz tarzda hem de... Böyle düşünmek hoş değil mi? Sadık Yemni insanların bu kabiliyetlerinin farkına varmasını istediği için Tam Özerk Film Şirketi demiş işte. Hepimizin beyni bir hayal film şirketi. Sadık Yemni son zamanlarda insanların fazlasıyla antidepresan kullanıyor olmalarının veya Hollywood'un imal ettiği birbirinden kötü filmlerin ve özellikle kasıtlı yaratılan bilgi kirliliğinin insanlığın bu yetisini köretmesinden çok korkuyor. Bize düşen ne bu durumda? Beynimizi güzel bilgi ve görsellerle beslemek. Veeeee... Bol bol hayal etmek. Sonra Tam Özerk Hayal Film Şirketi için canımızın istediği, içimizin çektiği gibi hayali filmler çevirmek. Sana bir şey söyleyeyim mi? Sen ne düşünüyorsun bilmiyorum ama bana göre sağlıklı olmaktan hemen sonra insanın en kıymetli hazinesi nedir biliyor musun? HAYAL ETMEK.

1 yorum:

  1. Hiç böyle düşünmemiştim. Küçükkenden beri hayali olmayı..romantikleşmeyi..duygularını açık etmeyi bir zayıflık olarak hissettirdiler bana. Küçümsediler..ince alayla utanmama sebep oldular. Galiba önce kendileri utanıyorlardı ki bilmeden bana da geçirdiler. Ne kötü değilmi. En ufak bir zayıflığımda;
    alarm-alarm-alarm
    Oto kontrol-oto kontrol-oto kontrol
    Acil durum devrelerim çalıştı.
    Şİmdi bakıyorum da ne cok şey kaybetmişim insan olmak adına.
    Acaba çok mu geç kaldım hayal kurmak konusunda.
    Bilmiyorum yani. Bilemiyorum.

    YanıtlaSil