24 Aralık 2011 Cumartesi

Zamanın İçine Sıkışmış Kalmış Hisler Durağında İnecek Var!


KoÜ Edebiyat Kulübü'nün facebook'taki sayfasında görmüştüm. 23 Aralık cuma akşamı saat 19:00'de Leyla Atakan Kültür Merkezi'nde Şiir Dinletisi olacaktı.  Tema "Ayrılık"tı. Aman Allahım! Ben bu haberi duydum ya nasıl sevinmiştim anlatamam.  Son haftalarda hep İstanbul'daki üniversitelerin yazarlarla ilgili sempozyumlarına katılmıştım. Kadir Has Üniversitesi'nde Tezer Özlü Sempozyumu'na, Mimar Sinan Üniversitesi'nde Tomris Uyar Sempozyumu'na, Yeditepe Üniversitesi'nde Vüs'at O. Bener Sempozyumu'na, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde Öteki Dünyalar Edebiyatı adlı fantastik romanlar üzerine bir sempozyuma katılabilmek için işimi gücümü bırakıp İstanbul'a gitmiştim. Her defasında  daha fazla zenginleştiğimi hissetmiştim. Şimdi şehrimde bir şiir dinletisine katılacaktım. Şahane bir duyguydu bu. Zaten üzerine afiyet, bilirsin, abartma sanatında şöhret sahibiyimdir. Ben şehrimde yapılacak bu şiir dinletisi üzerine hayallerimi abarttıkça abartmıştım. Kimbilir hangi şairlerin şiirleri akacaktı dize dize? Kimbilir nasıl etkilenecektim? Mutlaka ağlayacaktım. Kimseye aldırmaz, ağlardım eminim... Hele dinleti "ayrılık" üzerineydi ya... Of, kimbilir hangi hisli dizeler bam telime değecekti? Bazı dizelerde biliyorum... Yüreğim resmen tir tir titreyecekti...  Attila İlhan'dan şiir okurlardı illa değil mi?. O güzeller güzeli dizeler okunmadan olur mu? "Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var... Çünkü ayrılık da sevdâya dahil..." Belki Cemal Süreya misali öperek uyandıracaktık  ayrılığı... Fırından yeni çıkan beklentiler satın alacaktık... Kırmızı mavi ekoseli yalnızlıklarımızı serecektik masaya... Bilirsin ya o şahane şiiri... Manzara denize sıfır olmayacaktı elbette... "Manzara ayrılığa sıfır!" Acılarımızla iki lafın belini kıracaktık... Olmadı ama... Bilsen daha ne çok şairler ve ayrılık şiirleri üzerine hayaller kurdum ben... Bugün Bursa'ya gitmeliydim. Çalıştığım sigorta şirketlerinden birinde öğleden sonra üç ile beş arasında toplantı vardı. Katılmam şarttı. Şiir dinletsi ise İzmit'te akşam yedideydi. Önce Bursa'ya gittim. Toplantıya yetiştim. Dönüşte boğazıma dizile dizile iskenderimi yedim. İzmit'teki şiir dinletisi için Leyla Atakan Kültür Merkezi'ne vardığımda saat yediyi on geçiyordu. Tüm merakımla ve heyecanımla hemen konferans salonunun kapısını açmaya davrandım ki içeriden bir genç kapıyı açtı. "Şşşttt! Şimdi prova var. Gösteri sekizde" dedi. Hımmm... İlk hayal kırıklı... Neyse... Belki daha iyi böylesi diye düşündüm. Yorgundum. Biraz kendimi toparlayıp sonra şiirleri dinlemem belki benim için daha hayırlı olacaktı. 


Hem bu arada kardeşimi de dinletiye getirebilirdim. Hey! Şiir dinletisinin ilandaki saatinde yapılmamasına kızacağıma sevindim ben. Hemen kardeşimi aradım. Durumu anlattım. "Tamam, gelirim." dedi. Atladım arabaya, kardeşimi aldım. Konferans salonuna zamanında vardık. Kalabalık toplanmıştı. Bir iki hanımla ayaküstü muhabbet ettik. Baktık ki ayrı telden çalıyoruz. Ben şiir diyorum. Onlar tiyatrodan bahsediyorlar. Ben Kocaeli Üniversitesi diyorum. Onlar memleketteki tüm üniversitelerden söz ediyorlar. Diyeceğim odur ki bu gece orada benim ilanını gördüğüm şiir dinletisi yoktu. Onun yerine bir tiyatro vardı. İkinci hayalkırıklığı... Ben şaşırdım kaldım. Kardeşle ikimiz öylece kalakaldık. Benim kardeş öğretmen kaşını kaldırdı... "Nereden buldun abla sen o ilanı." dedi. Tam o anda kaybolmuş, belki o zamanlar ne olduğunu anlamadığım için zamanın içine sıkışmış kalmış eski bir hissi hatırladım. Karşımdakinin kardeşim olduğunu unuttum bir an... Okuldaydım. Sınıfta.. Öğretmen ödevlere bakıyordu. Ben hem ödevimi yapmamışım hem defterimin kenarları kıvrılmış, sayfaları renkli kalemlerle alaca bulaca karalanmış. Öğretmen defterimin halini görüyor. Ödevimi yapmadığımı öğreniyor. "Nedir bu defterin hali?!" diyor. Öğretmenin yüzüne bakıyorum. Terliyorum. Terler sırtımdan aşağıya boşalıyor. Hiç haketmediğim bir yürek sıkıntısı hissediyorum. Hep böyle olur. Karşımdaki kardeşim bile olsa öğretmenler karşında her daim dilim tutulur, aklım karışır, bildiğimi bile söyleyemem. Çok eskilerde kalan, unuttuğum aynı hisler içindeydim... O zaman öğretmenime defterimi kardeşimin karaladığını, sayfalarını kıvırdığını söylememiştim. Şimdi kardeşim öğretmen ya, sorduğu soruya cevap veremedim. Derin derin baktım... Biraz daha kardeşimin öğretmen gözlerine  bakarsam, içli bir şiire  ya da efkârlı bir türküye dönüşecektim. Eminim. Kardeş anladı halimi.. Şefkatle saçlarımı okşadı. "Dert etme. Olur böyle şeyler. Gel biz kahve içelim." dedi. Eve dönüdüğümde hemen facebook'a baktım. Bir kaç gün önce KoÜ Edebiyat Kulübü facebook duvarına şunu yazmış... "23 Aralık Cuma günü Leyla Atakan Kültür Merkezi'nde yapılması planlanan Şiir Dinletisi elde olmayan bazı sebeplerden dolayı iptal edilmiştir. Affınıza sığınıyoruz..." Ben yoğunluktan bu haberi görmemişim tabii... Neyse... Böyleyken böyle işte... Yooo... Üzülmedim hiç... Hayallerim gene bana yetti... Bu gece kardeşle bir kafeye gittik.  Kahve içtik. Kardeş anlattı. Hiç sesimi çıkarmadım ben... Sessizce, uslu uslu öğretmen kardeşimi dinledim. 

8 yorum:

  1. aa ne şans! o kadar koştur sonra da olmasın.tüh ya...

    YanıtlaSil
  2. Yooo.. Şahane bir geceydi Buket:)
    Zamanın içine sıkışıp kalmış hisler durağında indim. Çok eskiden ne olduğunu anlayamadım, gizlediğim hislerimle gezindim. Kabahatim olmadan canımı acıtan hisler...O zamanlar niye öyle olduğuma anlam veremezdim.Şimdi ne olduğunu öğrendim:))

    Sen de öğretmensin ya... Üstelik ünlem işaretli yorum yazmışsın. Tüh ya... filan demişsin... Şimdi şiir dinletisine gidemedik. Ve ben
    birden gene kendimi kabahatli hissettim. Çocukça belki ama demek zamanın gizli bir yerlerinde bu hissi biriktirmişim:)
    Tuhaf!

    YanıtlaSil
  3. Mahmurenin incileri24 Aralık 2011 01:43

    Amann boşver be Vildancığım.
    Düşünsene yorgun argınsın.. bir de duygulanıp kahırlanacaksın. Ya da gözlerin sulanacak..aslına şiiri bahane edip hürngür hürngür ağlayacaksın. Çünkü annen gelecek aklına. sussan susamazsın..hüngürdesen çok gürültü olur salonda..üstelik burnun akar. salya sümük yani.
    Mecburen salondan dışarı çıkıp hava alıp açılacaksın . Derken söyleşi bitmiş.
    Ben olsan hemen bir romantik komedi film bulur giderdim.
    Ardından da bir işkembe çorbası çeker, tatlı tatlı uyurdum.
    Alemmsin kardeş be yaa..:))

    YanıtlaSil
  4. Selam Mahmure, o kadar büyütülecek bir şey yok ki...

    Ben şehrimde yapılacak olan Şiir Dinletisi'ne gidebilme ihtimalini seviyorum:))

    İster inan ister inanma, sonunda hayal kırıklığı olsa bile
    hayali ziyadesiyle güzel:))

    Evet, çok alemimdir Mahmure:)

    YanıtlaSil
  5. Vildan,

    Merhaba,

    Kocaeli Universitesi Meslek yüksek Okulundan mezunum ben. Severim izmit i. epeyidir gelmiyorum o ayrı.

    yazı çok uzun okuyamam dedim, çok güzel yazmışssın.

    Ne duygular neyi getiriyor, ne olaylar insanı nerelere atıyor değil mi?

    Kaderi kısmet dedikleri bu olsa gerek.
    Bi de iyiki kardeşler var.

    Hoşgeldim.
    Izleyici olamayan anne Çiğdem

    YanıtlaSil
  6. Selam Çiğdem, ben izleyici oldum Oğlak Kızlarına:) Evet, yazı uzun oldu sahiden... Kısaltmadım:)
    Kimi durumlar zamanın içinde yolculuğa çıkarıyor bizi... Ve hiç adlandıramadığımız hisler ortaya çıkıyor. Her musibette bir hayır arama vaziyeti olunca bünyede... Bulunuyor galiba:))

    Sağolun.

    İzmit'e gelirseniz haberleşelim:)

    YanıtlaSil
  7. Merhaba,
    Medyayı takip etmeniz, sosyal ve kültürel etkinliklere katılmanız; daima öğrenme arzusunda olmanız övgüye ve takdire değer.
    “Fırından yeni çıkan beklentiler satın alacaktık... “ deyişiniz ne güzel.
    “Hayallerim gene bana yetti...” deyişiniz de güzel; ama hayaller yetmemeli, hayaller tasarıya, plana, uygulamaya dönüşmeli değil mi?
    Başarılı çalışmalarınızın devamlı olmasını dilerim.

    YanıtlaSil
  8. Merhaba Sabahattin Hocam,

    Eyvah bütün öğretmenler bu yazıda toplandı:) Sabahahttin Hocam'da geldiyse eğer... "Zamanın içine sıkışmış kalmış hisler durağında inecek var!" demem uygun düşer:))

    Hocam, ben şiiri düz yazıya çevirince, benim cümlem gibi anlaşılmış olacak... “Fırından yeni çıkan beklentiler satın alacaktık... “ Cemal Süreya'nın şiirinden. Hatırlayalım mı o muhteşem şiiri?

    AYRILIK

    Öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı
    Fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım.
    Kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya
    Manzaraysa ayrılığa sıfır!
    İşte her şey hazır.
    Acılarımla iki lafın belini kırdık.
    Yokluğunda bir kuş sütü eksik..
    Yalnızlığım ve ben; seni çok bekledik!

    CEMAL SÜREYA

    İyi oldu Sabahattin Hocam, sayenizde şiirin tamamını hatırladık. Sağolun samimi yorumunuz için.

    Hocam, bende hayaller bol:)
    Hayaller kimi zaman gerçekleşmiyor tabii.. Olsun varsın... Ben hayallerimin gerçekleşmesi ihtimali kadar, hayalkırıklıklarımı da seviyorum:))

    Çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil