Bu akşam benim küçük kardeş aradı. "Abla haydi teraviye gidelim mi?" dedi. "Teraviye mi? Sahiden mi?" dedim. "Evet, hani eski günlerdeki gibi." dedi. Baktım bizim ahaliye. Galatasaray'ın maçı var ya. Valla evden gizli kaçsam haberleri olmaz. Öyle dalmışlar maçın derdine. "Tamam kardeş" dedim. "Haydi gidelim!"
En son geçen sene Kadir Gecesi'ydi. Arkadaşımla birlikte İzmit'te teraviye gidecektik. Biraz geciktik. Amacımız Mimar Sinan'ın ünlü yapıtı Yeni Cuma Camii'ne gitmekti. Baktık ki oraya kadar gidersek çok geçikeceğiz. Önümüze ilk çıkan caminin önüne arabayı park ettik. Bu yeni bir camiydi. Dolphin'nin yanındaki Eren Cami. Daha önce hiç gitmediğimiz için, camiye nereden gireceğimizi bilemedik. Bazı kadınlar da bizim gibi gecikmişlerdi. Onların peşi sıra ilerleyip camiye yan kapıdan girdik. Zaten girer girmez de namaza duruldu. Biz de en arkada saf tuttuk. Namaza başladık. Önce yatsı namazının ilk dört rekatını herkes kendisi kıldı. Sonra dört rekat farzı hoca kıldırdı. Gene iki son sünneti kendimiz kıldık. Sıra teravih namazı kılmaya geldi. Dörder rekattan 20 rekat kılacağız. Uyduk imama, başladık namaza. Ayaktayız. Malum önce subhaneke, ardından euzübesmele içimizden okuyoruz sonra Fatiha ve bir sureyi hocanın okuması gerekiyor. Hoca Fatiha'yı okudu ve sureyi okumaya başladı. Tamam bekliyoruz sureyi okumayı bitirmesini. Okuyor, okuyor, okuyor. Sure bir türlü bitmiyor. Bu arada caminin başka taraflarından defalarca patır patır secdeye inip kalkma sesleri geliyor. Sanıyorum hocanın okuması bir beş dakika falan sürdü. Derken Allahüekber dedi . Biz de rüküya ve secdeye indik. Bu uzun sure okuma her rekatta devam etti. Normalde 45 dakika falan sürecekken teravih namazı, sanıyorum iki saat civarında sürdü. Sonra anladık ki burası caminin özel bölümüymüş ve hatimli teravih namazı kılınmaktaymış. Yani her rekatta bir sayfa kuran okumaktaydı hoca. Hem de uzata uzata. Kadir gecesiydi. Bu da Allah'ın bize bir hikmetiydi sanırım, öyle değil mi? Ayrılmadık cemaatten. Uzun teravih namazını kıldık sonuna kadar.
Şimdi bu durumu bildiğimden" Kardeş uzun teravi olmasın sakın!" dedim. "Yok ablacım, uzun değil, bizim hoca okadar hızlı ki insanlar kaçmasın, cemaat çoğalsın diye en kısa sureleri okuyor. Namaz neredeyse yarım saatte bitiyor."dedi. "Camiden sonra kahve içeriz ama değil mi karşı kafede?" dedim. "Tamam ama dedikodu yapmak yok!" dedi. Güldüm. " Gündüz Allah rızası için aç kalan, gece de Allah rızası için teravih namazı kılan kulların, azıcık izin verilmez mi acaba dedikodu etmelerine? Kardeşim tutamadı kendini artık... Biraz da öğretmenlik de olunca serde: "Aaa! Tövbe tövbe ablacım ya! Ne zaman büyüyeceksin sen?" dedi. Tövbe vallahi! Biz bu gece hem teraviye hem de kafeye gittik. Dedikodu mu? Biz mi? Allah saklasın! Asla! Asla!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder