5 Kasım 2010 Cuma

Gene Tuhaf Bir Rüya Gördüm... Hayırdır İnşallah!


Bak ne anlatacağım sana… Gece var ya.. Tuhaf bir hal geldi başıma. Bu gece biraz hüzünlüydüm. Teselli bulmak ümidiyle yatmadan önce Zagor’un koca bir çizgi romanını okuyup bitirmiştim. Sonra balkona çıkmıştım… Kafamı kaldırıp uzun uzun gökyüzüne bakmıştım. Allah seni inandırsın, öyle bir mehtap vardı ki gökyüzünde, gülümsemesini kıskanmıştım. Sonra yatıp içimi çeke çeke  uyumuştum.


Çok iyi hatırlıyorum. Hatta uykuya dalarken işittiğim kendi sesimi, Don Çiko Felipe Cayetano Lopez Martinez Gonzales'in yani  Çiko'nun uyku halindeki "Roonnn! Roonn!" diye çıkardığı sesine benzetmiştim. Zagor okuyup yattım ya bu kadar hayal görmem çok normal diye düşünmüştüm. İşte son hatırladığım buydu. Dalmışım. O ne? RRRUMBLE!... Evet… Evet… “RRRUMBLE!” diye gök gürlemesiyle kendime geldim. Fırladım olduğum yerde. Doğruldum… Olamaz! Allahım ben neredeyim? Sıcacık yatağımda olacağım yerde, bir ormanın derinlerindeyim. Ne zaman buraya geldim? Aaaa! Baktım çevreme şöyle… Darkwood Ormanı'nda değil miyim? Anladım galiba. 1001 Roman Yayıncılık tarafından organize edilen “Çizgi Roman Günleri” ne katılacak olan  Gallieno Ferri, Perşembe gecesi  Kadıköy'deki “Zagor Gecesi”nde sevenleri ile bir araya gelecekti. Hımm.. Ben hususi sebeplerim nedeniyle gidememiştim. Üzülmüştüm ne yalan söyleyeyim. Kaç kere derin derin iç çekmiştim.

Eve geldiğimde hüzünlü hüzünlü mutfağa girmiş,  yeni öğrendiğim usulde bir tepsi ıspanaklı  pastırmalı  börek pişirmiştim. Sonra iyice acı çekeyim diye o böreğe karşıdan bakmış, elimi dahi sürmemiştim. Anlayacağın gece acının vergisini vermiş, gülün haracını ödemiştim de hüznü demirbaş defterinden düşmeye gelmişti sıra… Sonra Zagor’un macerasına dalıncaaa… Aaa! “Darkwood’un bütün davulları adına!” Hüznün demirbaş defterinden düşülmesi için bu ormanda ne işim vardı benim? Ne yalan söyleyeyim, önce epeyce tırstım. Sonra topladım kendimi… Şöyle bir silkelendim. Madem Darkwood Ormanı'ndaydım. Hemen kendime bir silah yapmalıydım. Hangi ağacın arkasından kim çıkacak nereden bilebilirdim?  Ama elimde malzeme yoktu ki… Ateşli silah icat edemeyeceğime göre… Ne yapacakktım? Bakındım etrafıma.  Zagor okuruydum ya hemen aklıma bir fikir geldi.  Her yer taş doluydu. Zagor baltası yapmaya karar verdim. Taşların elips formunda olanından hemen bir tane seçtim. Bir de çok ince olmayan düzgün bir ağaç dalı buldum… Üzerimdeki kazağın ucundan azıcık çekerek yeteri kadar ip elde ettim. Aaa! Cebimde bıçak vardı nasıl olduysa… Biliyorsun bu yaşadığım bir rüya… Cebimden çıkardığım bıçakla, çok ince olmayan ağaç dalına gerekli formu verdim. Tamam işte… Köteklik bir değnek elde etmiştim.  Nerden mi biliyordum bütün bunları? Zagor'un Sözü Bu! bloğunun  müdavimiydim. Ordan öğrenmiştim. Dalı ve elips şeklindeki taşı elime aldım. Taşı koyacağım en uygun yeri bulmak için tabii ki epeyyce titiz davrandım.


Çünkü taşın sopanın üzerinde (sopa dikken) ipsiz de durabilmesi gerekliydi. Artık asıl zor bölüme, yani taş ile sopayı birleştirmeye geldi.  Farklı açılardan, çaprazdan, tersten, düzden ipi geçirip, taş ile sopanın birlikteliğini sağlamlaştırdım. Allahtan elim yatkındı bu tür işlere…  Sonunda zevkle ipin düğümlerini attım. Nanananooom! Baltam hazırdı.  Sağlamlığını test etmek için baltayı havada şööyle bir salladım.


Aaa! "SWIIIS!...” efekti… Evet… Duymuştum işte! Zagor ne zaman baltasını savursa çevresine, kocaman bir "SWIIISS!” yazmaz mıydı o karede? Yazardı. Tamam öyleyse baltama merhaba diyebilirdim. "Merhaba Baltam" der demez "Merhaba" diye bir erkek sesi işittim. Başımı çevirdim ki o ne? Atalarımın bütün bıyıklıları adına! Zagor'un efsanevi çizeri Ferri  var ya... Evet... Karamba karambita!  Elinde kalemiyle Ferri karşımda değil mi? "Nasıl yani? Siz bu gece Kadıköy'de sevdiklerinizle buluşmayacak mıydınız?" dedim. Gülümsedi. "Gel bakayım yanıma," dedi. Utana utana  yanına gittim. "Elindeki  Zagor baltasını ver bana," dedi. Bunca yıldır heves ederdim Zagor baltası yapmaya. Ancak bir tane yapmıştım. "Şey, amaaa..." diye tutukluk gösterince, "Nazlanma! Ver! Ver!  İmzalayacağım," dedi.


Bu sözleri duyunca birden başım döndü. Allah seni inandırsın, son anda  Darkwood Ormanı'nın sarmaşıklarına tutunmasam yere yuvarlanabilirdim. Neden mi?  Nasıl sorarsın bunu bana?  Tabii ki Ferri'nin dediklerini işitince ayağım yerden kesildi. Benim hem Zagor baltam yoktu hem de Ferri'nin imza gününe gidememiştim. Şu hayal alemi ne muhteşem bir şeydi.  Demiştim ki kendi kendime "Hayal ederim ben de!" Ne var ki?  Evet... Yaptım yapacağımı gene... Saatin alarmını ayarlar gibi hayalimi kurdum. İşte rüyamda Zagor baltama kavuşmuştum. Hem de imzalısını... Hem de Zagor'un efsanevi çizeri Ferri tarafından imzalanmıştı işte...  Resmen hüznü demirbaş kaydından ellerimle düşmüştüm. Tüm efkarım birdenbire  kaybolmuştu. Ne olacak ki?  Bir şey istiyorsam eğer, aynen saat kurar gibi hayalini kurarım. Sahisi olması asla gerekmez. Benim bünyem alışık. Karamba Karambitaa! Bana bu hayal fazlasıyla yeter!  İşte uyandım şimdi ve bunları Hayal Kahvem'e yazdım. O ne? Bir de ne göreyim sahici börekler yanımda değil mi?  Birden iştahım açıldı. Oy  oy oy! Bu börekler sabaha kalmaaaaz! Az sonra bitecekler! Aaa! Şimdi aklıma geldi. Ferri İtalyan değil miydi? Benimle o kadar güzel Türkçe  nasıl konuştu peki? Binlerce kasırga aşkına!  Hey! Hayyallerimde spontane tercümeler bile başladı artık! Aaa! Ne güzel..  Eczacı dedemin hileli ilaçları adına! Gene Tuhaf bir rüya gördüm... Hayırdır inşallah!

1.NOT : Hilmi Yavuz'un Sırası Gelince adlı şiirinin gerçek dizeleri şöyle... "acının vergisini verdik, gülün haracını ödedik, hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra"
2.NOT :  Zagor kareleri ve bilgileri Zagor'un Sözü Bu Bloğundan alınmıştır.

4 yorum:

  1. Ah az okumadık gizli gizli bu kitapları Sevgili Hayal kahvem..yine bir zamana yolculuk yaptım senin sayende..;)

    YanıtlaSil
  2. Hey, crazywomwnrosemary, artık bir blog açmanın zamanı gelmedi mi:)

    Bende sizin yazılarınızı okumak istiyorum.

    YanıtlaSil
  3. Ah hayal kahvem bu işler özen ve zaman ister,o da olur diyeyim..:)

    Sahi bu ZAGOR la ilgili bir söyleşi vardı tv de ama sonunu yakaladım.Sanırım yenileyerek sürdürmüşler bu yayınları sana hiç denk geldi mi?Benim gözüme ilişmedi hiç..

    YanıtlaSil
  4. Yoo.. Televizyonda Zagor'la ilgili bir programa denk gelmedim.

    Bloğunuzu heyecanla bekliyorum:)

    YanıtlaSil