15 Nisan 2011 Cuma

Kahve Molası - 30. İstanbul Film Festivali Günlüğüm



İstanbul Film Festivali'nin 30. yılı, benim ise festival seyircisi olmamın 3. yılı sebebiyle dün gene Beyoğlu'ndaydım.  Evden  daha ayağımı atar atmaz sokağa, nasıl tatlı bir ilkbahar esintisi değmişti yanağıma, anlatamam. "Heyyy! Ne oluyoruz?" diye rüzgâra muzipçe seslenmiştim. Rüzgâr dediğimi işitmişti de, tekrar tekrar yanağıma usulca ellemişti. Ben esinti seven biriyim.  Güneş enerjisiyle değil rüzgârla çalışır benim bedenim. Bu nedenle sabah esintisine çok sevinmiştim ne yalan söyleyeyim. Ayağımda bez ayakkabılarım... Üzerimde kotum, beyaz gömleğim, kadife ceketim... Tamam işte... İki dirhem bir çekirdeğim. Şenliğe gidiyorum! Şenliğe! Bir sinemadan çıkıp diğerine gireceğim. Sadece bu sebeple "bugün bayram erken kalkın çocuklar, giyelim en güzel giysileri" ruh halindeydim. Böyleyim işte. Abarttıkça abartırım duygularımı. Kalbim  bir kuş kanadı gibi çırpar. Şarkılar söylerim. Kendimi soyutlarım gerçek dünyadan. Hayal alemimin içine gizlenirim. Tadını çıkarırım yaşadığım o anın. Fena bir şey asla  görmem. Tattığım, dokunduğum, kokladığım, baktığım, işittiğim herşey şefkate, merhamete, iyiliğe dairdir sanki.. Yani diyeceğim odur ki tuhaf biriyim. Bunları neden anlatıyorum biliyor musun? Ben İstanbul'da çok ıslandım çoook! Beyoğlu'na vardığımda, bir yağmur başladı anlatamam sana. Ayaklarımda bez ayakkabılar vardı ya... Heey! Çok ıslandılar... Çoook! Olsun ben vazgeçmedim. Gene sevinçle yürüdüm.  Zaten çocukluğumdan beri severim suda cup cup yürümeyi. Evet, yürüdüm. Bu durumda ne oldu tabii? Hem ayakkabım hem kotum suyu çekti. Üşüdüm. Çok üşüdüm. Ama ben üşümeyi terlemeye  yeğleyen biriyim. Hiç bozmadım moralimi. Bir sinemadan çıktım öbürüne girdim. Aaa! Tabii filmleri anlatacağım anlatmasına da... Kahve molası vermiştim. Bir müşterim geldi. Şimdi onunla ilgilenmeliyim. Bekle beni olur mu? Bir ara döneceğim...

6 yorum:

  1. Seni beklerken bir iki satır edeyim... nisanda bez ayakkabı giyilmez, su basmalarına davetiyedir resmen :))

    Bu arada şiir gibi bir günde "şiir" filmine geliyorum.. şiir gibi bir buluşma daha bizi bekliyor mu ne... :)

    YanıtlaSil
  2. :)))
    Kendi içinde bulunduğun o hayal alemini nasıl da yansıtmışsın. Ne güzel. Ben hala gidemedim hiçbirine bu film festivallerinin.

    YanıtlaSil
  3. Momentos ben yaz kış giyerim bez ayakkabı. Kışın içine keçe koyup gene giyiyorum ne yapayım yani:) Seviyorum:))

    Aaa! Ne güzel.. Çok sevindim sinemaya gelmene.
    Ama biz 16:00 daki filme de gireceğiz. Sabah buluşalım da iki laf edelim öyleyse:))

    YanıtlaSil
  4. francesca, hayatta bazan şımartmalı kendini insan. işte aynı spor yapmak gibi sinemaya gitmek de kendime ayırdığım zamanla ilgili.
    mümkünmertebe fırsat yaratmaya çalışıyorum.
    iyi geliyor hem ruhuma hem bedenime:))

    YanıtlaSil
  5. 16 daki film zaten şiir.. dolayısıyla sanırım 13.30 civarı oralarda olurum.. belki sürprizim de olabilir size :P :))

    YanıtlaSil
  6. Hımm.. Haklısın Momentos, saat 16'da Şiir. Ama biz 13.30'da da bir filme gireceğiz. O nedenle ya sen de 13.30 a bilet alacaksın. Ne yapalım? Konuşuruz... Sürpriz mi? Heyy! Sürprizlere bayılırım:))

    YanıtlaSil