30 Ağustos 2013 Cuma

Fala İnanma Falsız Kalma Derler Ya Hani... Filmekimi:)


Dün sabah ofise gelmeden Oya'ya uğradım. Uyuyordu. Parmağımı kaldırmadan zile bastım. Hiiiç acımadım. Arkadaşımı uyandırdım. Mahmur mahmur açtı kapıyı. "Rüyanda mı gördün beni." dedi. Kıkırdayarak "Bu  şahane Ağustos  sabahını kaçırmana gönlüm razı gelmedi." dedim. Yoldayken Dilek'i aramıştım. Geldi. Üç arkadaş bahçedeki şezloglara ayaklarımızı uzatıp, zamanın içine keyifle yayıldık. Bir ara elimi gözlerime siper edip gökyüzüne baktım. Uçsuz bucaksız maviliğin içinde bembeyaz  bir bulut, resmen güneşle oynuyordu. Ya güneş...  Şaşkın ya! Hani vardır ya görücüye giden   mahcup köy delikanlısı hali... Hahh işte! Başını bulutun arkasına utangaç utangaç sokup çıkararıyordu. 


Dilek'le Oya muhabbete başladıklarında, kalktım. Mutfağa geçip, şööyle yandan çarklı, mis gibi dumanı tüten  kahve yaptım. Bahçedeydik. Hem kahvelerimizi hüpletiyor, hem çekirdek çitler gibi çıtır çıtır muhabbetin dizini kırıyorduk. Rüzgar tatlı tatlı esiyordu. Güneş, bulutla oynamaya devam ediyordu. Oya, son hüplemesinden sonra fincanını tabağına kapattı. Dilek de kapattı. Geri kalır mıyım? "Fala inanma falsız kalma" derler bilirsin. Ben de  kapattım. Kapatırken ne düşünmüştüm? "Neyse halim çıksım falim!" mi demiştim, yoksa "kalbimdeki pir fincanima gir!" mi demiştim? İnan hatırlamıyorum. Bildiğim bir araya geldiğimizde geyiğine fal kapattığımız... Hayali benzetmelerimiz üzerine bolca kahkahalar attığımız... Öyle yani. Kimsenin gaipten sesler işittiği ya da görüntüler gördüğü filan yok. Oya ve Dilek şahane benzetmeler yapıyorlar o kadar.  


Biri "Aa! Senin fincanda flamenko yapan hipopotamlar görüyorum," diyor misal... Hep birlikte başlıyoruz hahaha hihihi... Ardından birbirimize bakıp soruyoruz... "Acep fincanda flamenko yapan hippopotamlar görmenin anlamı ne olabilir ki?" Geyiğe dibine kadar devam ediyoruz. Fincan üzerinden makara yapmayı öyle sürdürüyoruz ki, bir süre durulmadan mütemadiyen dalgalanı dalgalanıveriyoruz. Şimdi uzun uzadıya anlatmayayım. Kızlar sırlarını veriyorum diye bana kızarlar. Neme lazım. Yerin kulağı var. Ben... Ben var ya asla anlamam faldan maldan. Bir nebze  yetenek yok. Sahiden. Hayal Kahvem'de uydurma yazmayı beceriyorum kimi zaman. Tamam. İtiraf etmeliyim ki hayali yazılarım bolca var. Falda bişi hayal et bari mübarek! Ne bileyim, yol var de... Üç vakte kadar haber var de... Di mi? Nerdeee? Tın tın... Nato göz nato hayal!.. Hiç bir şey uyduramıyorum. Bırak uydurmayı  hiç bir şekli  hiç bir şeye benzetemiyorum. Sözün özü, fal bakmayı bile beceremiyorum. Çok fena!

 
Fakat bu sabah tuhaf bir şey oldu. Bak şimdi. Oya benim falıma bakıyordu tamam mı? Doğrusu hepimiz fincana bakıyorduk. Bu kez fincanda öyle belirgin bir şekil çıkmıştı ki anlatamam. Bööölee nasıl söylesem küçük bir kız... Mutlulukla gülümsüyor. Aaa! Sanki film şeridinden ipi olan bir salıncakta sallanıyor. Hah işte, kahve fincanında gördüğümüz aynen anlattığımın benzeri bi şeydi...  Üçümüz gözlerimizi açmış fincanın içine merakla bakıyorduk. Şekil nasıl belirgindi anlatamam. Ben bile anladığıma göre, eh sen  nasıl görünür bir şekil olduğunu anlayıver işte... O anda pek anlam verememekle birlikte, ilk kez bir şekli bir şeye benzettim ya etkilendim yeminle.  

Sonra ne oldu bil bakalım? Ofise geldiğimde işe başlamadan önce bloglar arası dolanayım istedim. Hey!.. O ne? Benim fincanda çıkan şeklin tıpkısı durmuyor mu gözümün önünde? Pes vallahi!.. İnanamadım gözlerime... Du bi... Ağustosun son günlerindeyiz ya şimdi… Sonraaa…  Eylüüül! Eylül'ün arkasından ne gelir? Ekim tabii Ekim!.. Hey, düşünebiliyor musun Filmekimi vakti geldi geliyor demek ki... Ne güzel!..  Gördüğüm bu yılki Filmekimi Festivalinin posteriydi. Evet!.. İyi ama, sanki gelmiş görmüş fincanda, benim falımda çıkan film şeridi ipli salıncakta sallanan kızın şeklini aşırmış biri... Yok artık, şaka mı bu?  İnan, şaşakaldım. Kalakaldım. Hatta donakaldım bir süre... Ne yani?  Falda çıkan şey,  Filmekimi'nin ön haberi miydi?  Yoksaaa...  Yoksa bu bana bir işaret olabilir mi? 

Yooo. Bu kadar makara yeter. Yazım bitti. Hey! Du bi... Gelmiş geçmiş Filmekimi afişlerine hemencicik bakıverelim mi?

 

 


6 yorum:

  1. Selam Misiz Vildan Abla. Kahveye bakıp bir şeyler uydurmak son yıllardaki en büyük zevkim benim de. Yalnız sizin şu hipopotam misali ben de her seferinde hayvan görüyorum. :-) Daha doğrusu niyeyse her defasında hayvanlı bir şey uyduruyorum. Bizim kızlar da çok gülüyor. Hayır, bir şey değil ünüm yayılmış, bazı insanlar gerçekten fal baktığımı falan sanıyorlar. Halbusu şu kadar bile anlamıyorum. Yazın, her zamanki gibi çok tatlı. Ballı kaymak. :-D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Ninja, demek fal bakıyorsun öyle mi?

      Filmekimi arası, sizin inşaata yönlenmeli:))

      Du bakayım nasıl deniyordu?

      Dank yu sayın wang you!:)

      Sil
  2. Bu yazı çok dokundu bana, tutamadım kendimi döktüm içimdekileri bloga... 41 kere maşallah, dostluklarınız daim olsun inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin:) Geciktim biliyorum ama hemen döktüklerinizi bi toplayayım:)

      Sil