9 Şubat 2010 Salı

Louis Armstrong - Caz Ve Yaşama Sevinci

"Dünyalılar hiçbir yüzyılda 20.yüzyılda çektiği kadar acı çekmedi." derler. Bu söz sence de doğru değil mi? Gerçekten, 20. yüzyılın ilk yarısı, neredeyse iki uzun dünya savaşıyla geçmiş. Bakıyoruz ikinci yarısında ise, bu savaşların sarsıntıları devam edip gitmiş. İlginç olan ne biliyor musun? 20.yüzyıl dünyalıların en fazla hayattan keyif aldıkları bir yüzyıl aynı zamanda. New Orleans'ta, tam 1900 yılında doğmuş olan Louis Armstrong , caz'da sadece 20. yüzyıla damga vurmakla kalmamış, 21. yüzyılda da halen caz deyince aklımıza ilk gelen isim oluyor. Louis Armstrong caz tarihinin en büyük ismi... En ünlü solisti... Şu fotoğrafların sevimliliğine bakar mısın lütfen? Ben bu fotoğraflara baktığımda sadece yüzyıllara damgasını vurmuş bir caz ustasını görmüyorum ki! Bana göre bu fotoğraflarla Louis Armstrong , 20. yüzyıl insanının tüm acılarına rağmen yaşama sevincini de simgeleyen biri! Sence de öyle değil mi?


6 yorum:

  1. Evet, bence de öyle!
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Öyle elbette. Louis Armstrong gerek kişiliği gerekse şarkılarıyla her zaman insanlara neşe veren biri olmuştur. Zaten "What a wonderful world" adındaki yaşama sevinci aşılayan muhteşem şarkısı bunu kanıtlamaya tek başına yeter de artar bile. "A kiss to build a dream on" da güzel bir parçasıdır yine.

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Ali Zafer ve Mit, yorumlarınız için içten sevgi ve teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Bir de ben yorum yapiyim dedim.
    Yani bu adam takdiri hak ediyor da..bunun gibi olmayanlar övgüye layık değillermi.
    Arada bir cımbızlık olduğu için dikkat çekmiş.
    Yani tipi böyle sevimli olmasa idi de berbat olsa idi yine bu hissi uyandıracakmıydı sizlerde. Bu kadar meşhur olacakmıydı yine. Bu blogda sempati ile anlatılacakmıydı.
    Neşeli sempatik halleri doğal yapısından kaynaklanıyor yoksa çalışmış başarmış kotarmış değil. Allah yapısı işte.
    O zamanlarda ve şartlarda bir renk oluşturmuş toplumda. Ama her evde öyle bir tane düşünemiyorum doğrusu. Düşünsene onca sıkıntılar içinde her evde bir cümbüş.
    yanlışsam söyleyin yani.

    YanıtlaSil
  5. Sayın muhalif
    Susmak istedim ama baktım herkesin bir fikri var ben de fikrimi beyan etmeye karar verdim.
    Bir kere Vildan Hanıma bu yazıyı yazıp zihinlerimizi çalıştırdığı için teşekkürler.
    Siz de bilirsiniz ki nadir olan şeyler kıymetlidir. Bu zat o zamanın şartlarında insanların hayatlarına bir renk olmuş, bir farklılık getirmiş onların dili, ifadesi olmuş.
    Belki karagöz hacivatı olmuş. Neden övgüyü haketmesin.
    Sizde diyorsunuz ki nadir olan şeyler kıymetli olsa idi topal at da nadirdir, kıymetlidir. Her evin bir topal ata sahip olması ne fayda getirir. Haydaaa.. ne mantık yani.
    Bu zat okadar tutulmuş ve topluma fayda sağlamış ki taklitleri oluşmuş hemen ve ekol olup günümüze kadar ünü taşınmış.
    Ama kimse komşunun topal atına heves edip atlarının bir bacağını kırmamış.
    Zaman elek gibidir. Neyi ne zaman eleyeceğini, neyin kalıcı, neyin gidici olduğunu çok iyi bilir. Louis Armstrong örneğindeki gibi
    Vildan HanıMA Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  6. köyünüzden bir okurunuz11 Şubat 2010 00:38

    Of ya.. bu muhalifle dosatane beni yordular. İkisinin de nedemek istediklerini inanın anlamadım. Bir anlayan varsa dolandırmadan anlatsın lütfen.
    Sayın Vildan hanım yazılarınız çok güzel..anlatımınız net samimi ve bilgilendirici. Başarılarınızın devamını dilerim

    YanıtlaSil