Müşterim, seyahate çıkacağını, hemen görüşmek
istediğini söyleyince, dün öğleden sonra ışık hızıyla İstanbul’a gittim. Görüşmem fevkalade verimli,
son derece keyifli geçti. Müşterimin işyerinden çıktığımda güneş batmak üzereydi.
Köye dönmek zor geldi. İstanbul’da kalmaya karar verdim. Arabama bindim. Önceden
düşündüğüm bir programım olmayınca, ilk denk geldiğim tabelanın yolundan gitmeye
niyetlendim. Pekii… Tek başına Edirne tabelası çıksaydı karşıma ne yapacaktım? Hey!
Basacaktım gaza… Yeminle gidecektim.
Ama bakma… Edirne’nin yanında Üsküdar tabelasını
görünce çocuk gibi sevindim. Bazan ben bile kendimden korkuyorum biliyor musun?
Olur mu olur… Dellenip kendimi Edirne Ciğercisi’nde bulabilirdim. Neyse… Daldığım
Üsküdar tabelasının sonrasında denk geldiğim her tabelanın yoluna amaçsızca
girdim. Meğer Üsküdar’ın arnavutkaldırımlı ara sokakları ne kadar darmış. Meğer
binalarının duvarlarında ne çok tabela varmış. Du bi… Batarken Üsküdar’daki evlerin
camlarını tutuşturan güneşten bahseden Necip Fazıl mı yoksa Yahya Kemal miydi?
Düşündüm. Bilemedim. Denize bi
ulaşabilsem var ya… Kıyı kıyı gidecektim. Yok! Yoktu… Koskoca denizi kaybettim.
Ah!.. Deniz… Murathan Mungan öyküsündeki yolkesen bir Bizans eşkıyası gibi bile
çıksaydı önüme sözgelimi…Tutup öpecektim..
Neyse… Üsküdar’ın hep sahilini bilirdim. Fena mı?
Bahaneyle ara sokaklarında gezindim. Elbette yürümeyi tercih ederdim, fakat
arabamın tepesindeydim. Araba ve insan trafiği nasıl keşmekeşti anlatamam.
Yayalara yol vere vere yokuş çıktım. Yokuş indim. Baktım Altunizade’deydim.
Aklıma Başka Sinema geldi. Kasım ayı başından beri yerli ve yabancı bağımsız
filmleri bazı sinemalarda göstermeye karar veren yeni bir oluşum var ya hani… Ne
yalan söyleyeyim, kaçırdığım festival filmlerini seyredebilme fırsatı verdiği
için Başka Sinema’yı yürekten desteklemekteyim. Tamam. Çok taze bilgi ya… Hatırladım. Kadıköy Rexx,
Beyoğlu Beyoğlu ve Altunizade’de Capitol’de Başka Sinema’nın filmleri gösterilmekteydi.
Geçen hafta Başka Sinema’nın gösteriminde Kadıköy Rexx te Sen Aydınlatırsın Geceyi adlı
filmi seyretmiştim. Şimdi… Kısmetime ne denk gelirse, dedim. Capitol’e girdim.
Nanananoom! Denk geldiğim seansta Yozgat Blues yok
muymuş? Ne güzel! Bu film var ya bizim şehre kolay kolay gelmez. Baktım, biletler
çoktan satılmış. Sadece önden iki sıra kalmış. Vazgeçmedim. İlla Yozgat Blues'u seyretmekti niyetim. Biletimi aldım. Filimin
başlamasına vakit vardı. Ohh! Kendime mükellef bir çorba ısmarladım.
Sinema biletinde 3. salon yazıyordu. 3. salonun kapısını
açtım ki, başka bir film oynuyordu. Biletçi çocuk yanıma geldi. Yozgat Blues’un
gala gecesi olduğu için, salonun değiştirildiğini
söyledi. Gözlerimi koca koca açtım. Sahi mi, diye bağırdım. Hey! Allahım, ne
ballıyım!.. Felek gene yapmıştı yapacağını… Şaşırtmıştı. Ömrümde hiçbir filmin gala
gecesine katılmamıştım. Ve ben tesadüfen o sinemadaydım. Salona girdiğimde, bir anons yapılıyordu. Film
bitince salondan ayrılmamamız rica ediliyordu. Filmin yönetmeni, senaryo
yazarı, oyuncular ve emeği geçenler salonda olacaklarmış. Vay canına sayın
seyirciler, dedim. Koltuğuma oturdum. Ceketimi çıkardım. Yerdeki sırt çantamın üstüne
koydum. Işıklar söndü. Film başladı.
Bak şimdi… Beyaz perdedeki ilk görüntüde, sırtı dönük bir adam Fransızca şarkı söylemekteydi, tamam mı? Kim
olduğunu çıkaramadım. Derkennn… Adam başını hafifçe döndü. Hey! O ne? Yozgat Blues, Türk filmi değil miydi?
Yoksa bu filmde George Clooney mi oynuyor? Hem de Cohenvari edayla şarkı söylüyor.
Niye böyle oldu ? Yazının en heyecanlı yerini
anlatacaktım ki… Uykum geldi. Ama… Henüz ne filmi… Ne de galayı anlatmadım ki!
İyisi mi, şarkıyı dinleyip uyuyayım
şimdi.
ekmeğin içine bir şey koymuşsundur , ekmeği yer yer yer bitirmeye yakın en ballı en şehvetli en şiddetli ve en vurucu lokmayı hani sona saklarsın sonra o en hacimli parça düşer ve alabildiğince mutsuz olursun ... :) böyle bir son oldu hayal kahvem :)
YanıtlaSildelal, bu yorum yazısından sonra bir blog açınız lütfen.
YanıtlaSilbu film anlatılmaz, illa seyredilmelidir.:))
hayal kahvem blog benim için sorumluluk olur , öyle hissederim . tembelim ayrıca , üzerimdeki atalet bin yıllık sanki ... :)
YanıtlaSilumarım bir gün bir yerde seyretme imkanı bulurum.
Umarım seyredersiniz. Değişik bir öykü anlatıcılığı, değişik bir Türk filmi... Sevdim.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilNe olacak Dedimdinlemedin mi? Güzel oyunculuk, güzel bir film seyrettim.
YanıtlaSilYani sonrası, iyilik... güzellik:)