11 Aralık 2013 Çarşamba

Ve Kar Ve Masal Ve Hayal


 Az önce balkona çıktım. Hava nasıl soğuktu anlatamam. Dondum…Dondum.  İliklerime kadar dondum. Son günlerde tüm merakımı  kara, kışa, ayaza kilitledim. Az önce balkona niye çıktım biliyor musun?  Ben iyice üşümek, üşümeyi dibine kadar hissetmek istedim.  Çünkü,  üşümenin tam zamanı. Kaçırmamalıyım ömrümün üşüme aralığını.
 
Kar yağdı ya… Kışı, soğuğu, ayazı şimdi iyice  hissetmek vaktidir. En fazla merhamet hislerini kışkırtan mevsim, kış değil midir? Yazda, baharda, sıcakta... Kimin aklına sokaklarda kalan evsizler, sahipsiz kalmış kimsesizler,  iki iri kirli kara gözlü çocukların çıplak ayaklarına geçirdiği patlak papuçlar gelir? Üşümek acıya çok benzer bir his değil midir? Şimdi üşümeyi yüreğimde hissetmeli, merhamet duygularımı derhal harekete geçirmeliydim. Balkonda uzun uzun durdum. İnce ince kar yağıyordu. Ağaçların yüksekleriyle, tüm binaların kiremitlerinde  yoğun bir beyazlık görünüyordu. Gökyüzüne baktım. Ne yıldız vardı  ne ay!  Gökkubbe kapkaranlıktı. Rüzgâr esmiyordu. Kuru, keskin bir ayaz vardı. Çok üşüdüm. Hatta donmuşum, donuyormuşum gibi hissettiğimi  söyleyebilirim.    


O anda Kibritçi Kız masalını aklıma getirdim.  Gene böyle buz gibi soğuk bir gecede, herkes paltosunun, mantosunun içinde... Kalın botlarını giymiş, atkılarına berelerine bürünmüş, sıcak evelerine koştururlarken... Kendi meşgalelerinden, gelip geçen kimsenin farkına varmadığı, başı açık, ince yamalı giysili, çıplak ayaklarına geçirdiği  plastik botları yırtık, yoksul, miniminnacık bir kız çocuğu hayal ettim. Bir köşede yerde oturmuş, ayaklarını altına toplamış, soğuktan dudakları, elleri morarmış tit tir titriyordu. İncecik, kısık bir sesle "Kibrit var. Kibrit var." diye sesleniyordu. Önündeki kibritleri sabahtan beri satmaya gayret ediyordu. Yanından gelip geçen hiç kimse kibritçi kızı fark etmiyordu. Ayakları iyice donmaya, sızlamaya başlamıştı. Ben de balkondaydım ya... Biliyordum. Üşümek feci  acıtıyordu.  Kış mevsiminin sivri dişli soğuğu, açıkta kalan bedenleri hırlayarak ısırıyordu. Acaba asıl üşümek farkedilmeyince mi gerçekleşiyordu? Sevilmeyince... El uzatılmayınca... Yalnız bırakılınca...  Sanırım üşümenin böylesi yüreği  damardan jiletliyordu.

Hemen Kibritçi Kız'ın yanına gittim.  Yancağızına çöktüm. Titreyen elinde tuttuğu kibriti elime aldım. İçinden çıkardığım çöpü duvara hızla sürttüm. Kibrit  küçücük alev aldı. Kız üşüyen ellerini uzattı.  Minik parmaklarını  ısıttı.  İki iri kirli kara gözlerini koca koca açtı. En masum haliyle içime baktı. Eğildim.  Usulca kulağına  "Farzet ki sıcak bir yaz gecesindeymişik. Senle ben yıldızmışık. Aymışık." dedim. Bana incecik dudaklarının kenarlarılarıyla sıcacık gülümsedi. O gülünce birdenbire  altımızdaki toprak ısınıverdi. Dokundum. Yanakları fırın gibi yanıyordu. Derken gökten bir yıldız kaydı. Gözlerimi önce yıldızın peşi sıra çevirdim. Sonra sevinç içinde Kibritçi Kız'a  döndüm.  Çok yorgundu besbelli. Lapa lapa yağan karların altında bir melek gibi uyuyordu. Üşüdüm ben. Titrediğimi hissettim. İçeriye girdim. Balkonun kapısını sıkıca kilitledim. Ev o kadar sıcaktı ki, kaloriferlerin ısıttığını bilmesem yaz mevsiminde olduğumuzu  rahatlıkla söyleyebilirdim. Yıllar vardı ki  Kibritçi Kız masalını aklıma getirmediğimi düşündüm. Salona geçtim. Televizyonun karşısında oturdum. O anda Kibritçi Kız'ı uykusunda   unuttum.

12 yorum:

  1. böyle güzel bir konuya değinmeniz ne güzel. Keşke hepimiz duyarlı olabilsek..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bence ibadetin birbir çeşidi vardır zng. bu yaptığım kar vakti ibadetim.

      fena olan ne biliyor musunuz, aynı diğer ibadetler gibi, tören içinde vicdanımı iyiliğe bileyliyorum ama ne yazık ki hayatın hayı huyunda farkındalık duygumu kolayca köreltiyorum.

      gene de yaşamımın konforu içinde, bu hayal, merhamet duygumu hatırlatıyor. insan olmaya gayret ediyorum.

      Sil
  2. harika olmuş..

    ben de her kar yağında aklıma kibritçi kızı getiririm ve bu masal değil bildişğin dram :(

    keşke onu kurtarsak sarıp sarmalasak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. keşke mia wallace,
      ve fakat o kadar üçkağıtçı insanlar var ki, onlar bizim sadece paramızı değil, iyiniyetimizi de çalıyorlar.

      Sil
  3. Kibritçi kız en sevdiğim hikayelerden ve kış en sevdiğim mevsim. Yazın çok hoş olmuş yine yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. her kar yağdığında hatırlarım kibritçi kızı. teşekkür ederim küçük yazı satıcısı:)

      Sil
  4. küçük oğluma kibritçi kız masalını okurken o kadar değiştirerek okuyorum ki. içim el vermiyor olduğu gibi okumaya...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bence okuyun gülizar... çocukları ağlatan, yüreğine tesir eden masallar iyidir.

      biz kemalettin tuğcu hikayeleriyle büyüdük. iyi ki okumuşuz o hikayeleri...
      bilmediğimiz, görmediğimiz, bilmek, görmek istemediğimiz dünyalara girdik. fena mı oldu? iyi oldu bence.

      aşkın güngör'ün gohor'unu okuyun derim. bilimkurgu, fantastik hikayelere de girer böylece:)

      Sil
  5. Nice insancıklar var; karda kışta kıyamette sokakta kalıyor.. Aç bi ilaç tir tir titriyor. Nice aç toplumlar var ki Afrika ülkelerinden; çölün kızgın sıcağında bile açlıktan üşüyor inim inim inliyor. Biraz merhamet; insana, kurda kuşa, çiçeğe böceğe; tüm canlılara.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok haklısınız profösör, sadece soğuk üşütmez ki, sevgisizlik, ilgisizlik feci üşütür elbette.

      Sil
  6. Kücük bir kizin karda öyle kirbit satarken dondugunu düsünmek ne aci .
    Bu masal benim icimi acitiyor . :(((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazan içimizin acıması iyidir Fikret. Merhamet duygumuz bileylenir.

      Sil