Sahaflarda denk geldim. 15 Mayıs 1979 tarihli Sanat Emeği adlı dergi.
Sararmış sayfalarından birini araladım. O ismi görünce, şaşırdım kaldım. Engin
Ergönültaş, “Orhan Gencebay’dan Ferdi
Tayfur’a “Minibüs Müziği” başlıklı bir yazı yazmış. Ayaklarım kendiliğinden kasaya yöneldi.
Elim çantama gitti. Dergi artık benimdi.
Engin Ergönültaş’ın fotoğrafını
görsem tanımam. Lakin Gırgır zamanından, Pişmiş Kelle’den çizdiklerini bilirim.
Çok severim. Ya romanına ne demeli? Rüyada kitap okuyormuşum tadı veren kitap…
Minare Gölgesi…
Demek Engin Ergönültaş’ın
dergilere yazdığı çok eski yazıları var. Ne hoş! Keşke bu yazıları bir araya getirilse…
Ve bir kitap yapılabilse... Keşke.
Başlık-Fuzuli'den
Okuduğum en şaaane kitaplardan biridir Minare Gölgesi :)
YanıtlaSilHaklısın Leylak Dalı.
Silhımm ilgimi çekti benim de =)
YanıtlaSilNe güzel!
SilGugula bakıp çizimlerini görünce anımsayabildim kim olduğunu.Heyecanını anlıyorum :)
YanıtlaSilKeşke çizgi romanları da kitap olsa Balthus:)
SilBak daha önce ne yazmışım Engin Ergönültaş için:
"Ben Engin Ergönültaş'ın çizimlerindeki gibi bir mahallede ve aile ortamında doğup yaşamadım. Ama şimdi çok daha iyi anlıyorum ki Engin Ergönültaş'ın karelerinde çizip anlattığı o hikayeler, kenar mahallelerdeki vaziyetlerin, yoksulluğun, ötekiler diye görülebilen insanların, onların yaşamındaki sertliklerin, kent içinde küçük köy yaratmak durumda kalıp horgörülenlerin, işsizlerin hatta yasa ve ahlak dışı yaşamayı gündelik hayat rutini haline getirmek durumunda kalanların, gayri meşru doğurduğu çocuğunu çöpe atanların, tinercilerin, acımasız ve zalim bir dünyanın varlığını tanımama, görmeme, farketmeme ve sonrasında anlamaya çalışmama sebep olmuş. Bu hikayeler vicdan ve merhamet hislerini bileylemişler, çaresizliği, yoksulluğu acıtarak, duvara toslatarak hafızaya çizmişler meğer." Nasıl dokunmuş hayatıma... Çok mübarek adamlardan biri bence kendisi:)