23 Aralık 2009 Çarşamba

Ben Adres Özürlü Biriyim! Acaba O Nedenle mi Topal Ali'yi İyi Bilirim?

Ben var ya, işte buraya yazıyorum. Şifa bulmaz adres özürlü biriyim.

Yooo, itiraz etmeyin. Zerafet gösterip, "Yok canım, estağfurullah, daha neler?"demeyin. Biliyorum kendimi. Evet, öyleyim! Tamam. Bugün yeni bir müşterinin işyerine gidecektim. Tamam olabilir. Belki yeni bir yeri bulmakta güçlük çekebilirim. Lakin bırakın yeni bir adresi bulmayı tekrar tekrar gittiğim yollarda bile kaybolabilirim. Okadar adres özürlü biriyim ki, anlatamam yani! Bu gün elimdeki kolaycacık adrese gidebilmek için, ne mücadeleler verdim!


Şöyle biraz daha açıklık getireyim. Benimle İstanbul'a diye yola çıkan biri, kendini Edirne'de bulabilir yani öyle diyeyim! Aslında tabelaları takip ederim. Ama hani bazen tabela olur.. olur... olur yollarda da... Esas yol ayrımlarında gerekmez mi tabela Allahaşkına? Gerekir tabi. Tam üç yol ağzına geldiğimde falan, nedense birden tabela yok olur ya.. Ne yapılır bu durumda? Yüreğin sesi dinlenir ya da yüreğin götürdüğü yere gidilir, öyle değil mi? Tamam. Ben de durur bakarım yollara... Dinlerim yüreğimin sesini şöylee. Sonra yüreğimin götürdüğü yere giderim. Yüreğimin götürdüğü yere giderim gitmesine de, yüreğim beni ya çıkmaz bir sokağa sokar. Duvara toslayabilirim. Ya da doğru yolu bulabilmek için geri geri gitmem gerekebilir. İnanılmaz şey valla! Dinlersem yüreğimi, beni genelde yanlış yola götürür..

İşte böyle durumlarda aklıma hep Topal Ali gelir. Topal Ali de mi kim? Aşkolsun? Peki İnce Memed desem, gene de bilinmez mi acaba? Çukurova desem...Toroslar desem..Değirmenoluk köyü desem... Hani küçük yaşta yetim kalmıştır da İnce Memed, annesiyle birlikte köyde yaşamaktadır. Zalim Abdi Ağa köylerinin sahibidir hani... Ağanın kanunları geçerlidir. Köyden dışarı çıkmak kesinlikle yasaktır. İnce Memed Abdi Ağa'nın tarlasını sürer. Köle gibi çalışırlar. Buna rağmen hem kendisi, hem annesi eziyet görür ve sürekli dayak yer Abdi Ağa'dan. Hani Memed kaçar köyden de, sonra da maalesef yakalanır.

Bir kaç yıl sonra sevdiği kız Hatçe'nin, Abdi Ağa'nın yeğeni ile evlendirileceğini duyunca, bu kez Hatçe'yle kaçarlar.. Abdi Ağa köpürür tabi.. Nasıl bulacaklar İnce Memed ile Hatçe'nin izini? İşte burada karşımıza Topal Ali çıkar. Topal Ali izciliği ile ün yapmıştır ve lakabından anlaşılacağı üzere bir ayağı topaldır. Benim gibi elindeki adresi bulmakta zorlanmak ne demek, taşların, kayaların üzerinde hiç iz görünür mü? Görünmez. Topal Ali, kayalardan iz süre süre geyiğin otladığı yere kadar götürür. Öyle becerikli biridir.

İz sürmeye acayip zaafı vardır. Kendisine iyi adam desinler, Topal gibi adam yok desinler aldırmaz. "Topal gibi izci bulunmaz" dediler mi, önüne artık kimse geçemez. Aslında gerçekten iyi bir adamdır Topal Ali... Kaçak sevdalılara yüreği parçalanır ya, iz sürmemek elinden gelmez. Öleceğini bilse iz sürer, bu durumunun bir türlü önüne geçemez. Abdi Ağa'nın emri ile İnce Memed ile Hatçe'nin izini sürecektir sürmesine ama önce epeyce bir mücadele edecektir kendisiyle. Esas izi görmek, bulmak istemeyecektir. Sonra Hatçe'lerin evininin önünde İnce Memed'in çarığının izini farkeder.İçindeki iz sürme zaafı dürter onu. Kayalara doğru götürür insanları. Kayaların arasında azıcık bir toprak parçası görür. Toprakta üç tane sarı çiçek açmıştır. Sarı çiçekler parlamaktadırlar. Sarı çiçeğin bir tanesi yan yatmıştır. Ali onu arkadaşlarına gösterir ve kaçakların kesinlikle buradan geçtiklerini söyler. Artık ormana doğru izler apaşikardır. Sonrasını anlatmayayım. Topal Ali iz süre süre aşıkların yanına ulaşır. Sonra ne mi olur? Merak eden kitabı alır ve okur.

Türk Edebiyatının en önemli romanlarından biri, Yaşar Kemal'in İnce Memed'i mutlaka okunmalıdır. Benim diyeceğim odur ki, Topal Ali gözle zor anlaşılacak izleri süre süre, her aradığını bulabiliyor da, ben elimdeki ayan beyan adres bilgilerimle neden aradığım yeri bulamıyorum ya da bulmakta zorlanıyorum? Topal Ali için kurnazlığı ve zekası ile öne çıkar derler. Anladım. Demek ki ben kurnaz ve zeki biri değilim. Hımm! Adres özürlü biriyim. Ayrıca saftoriğin tekiyim. Çıkmaz sokaklarda dolandıkça hiç sinirlenmem de "Aaa! İyi ki kaybolmuşum... Ben bu yerleri başka nasıl görebilirdim?" bile derim:)

Segin Burak Yaşar Kemal'in şahaseri İnce Mehmed'i resimlemiş. Kitabı resimlemeden önce Toroslar'da ve Çukurova'da adım adım dolaşmış.

İnce Memed 1967 yılında, Sezgin Burak'ın çizimleriyle Cunhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmaya başlamış. Son zamanlarda pek moda olan, ünlü klasik romanların çizgiroman formuna sokulmasını, Sezgin Burak bundan 40 yıl önce zaten yapmış. Fakir Baykurt'un eseri Yılanların Öcü, gene Yaşar Kemal'in Ağrı Dağı Efsanesi, Yusuf Karataylı'nın Alageğik adlı eserleri Sezgin Burak tarafından çizgi roman haline getirilip, gazetede yayınlanmış.

2 yorum:

  1. Güzel paylaşımlarınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Aman efendim ben teşekkür ederim. Hoşgeldiniz Hayal Kahvem'e:)

    YanıtlaSil