11 Aralık 2009 Cuma

Uslan Artık Deli Gönül, Bak Gelip Geçiyor Ömür...

Yukarıdaki fotoğrafta nazlı nazlı yatan kız kim biliyor musun? Benim "Gönül". Bağlamam. Adını Gönül koydum. Bak şimdi… Müzik evine bağlama alma niyetiyle gitmiştim. Envai çeşit bağlama vardı tabi. Kimini elime almıştım. Kimine uzaktan bakmıştım. Nedense hiç biri içime sinmemişti. Tam bağlama almaktan vazgeçip, dışarıya çıkıyordum ki, onu gördüm. Tüm bağlamaların arkasında, akça pakça ve kızıl kafalı bir güzel adeta bana bakıp, tebessüm ediyordu. O, tebesüm edip gülümseyince bana, bir an elime almaktan korktum da, görevliye bağlamayı işaret ettim. Görevli bana tebessüm ettiğini düşündüğüm bağlamayı, gizlendiği yerden çıkarıp elime verdi. Görevli bağlamayı gizlendiği yerden çıkarıp elime verince, inanmayacaksın biliyorum gene, bağlamanın sapından resmen bir enerji geçti elime. O enerji sanki gitti gitti gitti de, gönlüme çöreklendi.. Evet.. Evet.. Sahiden çöktü kaldı gönlümde... Diyebilirim ki hatta, olduğu yere bağdaş kurup oturdu ve yerleşti. Bağlamanın sapından elime geçen enerji, gönlüme çöküp yerleşince, bu bağlamadan vazgeçemedim işte. Dedim ki görevliye :" Ben bu bağlamayı alacağım!" Bağlama almak amacıyla gittiğim müzik evinde, çok sayıda bağlamaya bakıp bakıp bırakmıştım yerine. Sahiden hiç biri içime sinmemişti. Hatta bağlama almaktan nerdeyse vazgeçmiştim. Bu bağlamayı ise inan ki ben seçmedim. Adeta o beni seçti. Yemin ediyorum resmen karşıdan bana bakıp gülümsedi. Bana gülümseyen bağlama, taht kurup yerleşince gönlüme, kulağına eğilip, sessizce "Gönüül" diye seslendim. Tam kulağına eğilip, nedense "Gönüül!" diye seslenince, parmağım bağlamanın tellerine değmedi mi? Bağlamanın tellerinden bir ses çıktı tabi... Bağlamanın tellerinden ses çıkacaktı elbette. Ama bu ses farklıydı diğerlerinden. Nasıl anlatsam sana? Biliyorum gene inanmayacaksın bana. "Bağlama canlı mı?" diyeceksin hatta... İster inan, ister inanma... Çıkan ses "Al beni!" dedi resmen. Dayanamadım aldım ve bağlamamın adını Gönül koydum. Sonra mı? Dur, bir dinle!… Anlatıyorum işte…

6 yorum:

  1. ne yapsan artık şaşırmayacağım diyorum ama ne mümkünnn .sazı aldın eline, çal bakalım ilk istek türkü --- çemberimde gül oya----..muammere vildan saz almış deyince aynen şunu söyledi " bu kız film yaaa" ....sevgiyle çal canım...

    YanıtlaSil
  2. Sana bir şey söyeyeyim mi Oya, bayılırım istediğin türküye:) Hımm! Daha bağlamayı çalmayı öğrenmeden, istek şarkılar almaya başladım..
    Eyvah! Siz yakında başımdan aşağıya gül de dökersiniz valla::))
    Bu arada selam söyle Muammer'e! Bu kız film çevirmeye devam ediyor... Beni izlemeye devam ediniz lütfen:)
    Avlu Dibi Bekleriiim,Vay! Benim Emekleriiim.
    Dümbeleği Çala Çala,Yoruldu Bilekleriiiim.
    Al Beni Kıyamam Seniii... Aaa!Dümbelek diye bir müzik aleti vardı sahi.. Oyaaa!! Dümbelek çalmayı da öğrensem mi acaba:)) Yaaa!

    YanıtlaSil
  3. bağlama senden ,dümbelek benden olsun bari[ aaa her şeyi sen mi yapacaksın]..dümbelekte benim sana kıyağım olsun........

    YanıtlaSil
  4. Canımcım, dümbelek çala çala yorulur senin o narin bileklerin:))

    YanıtlaSil
  5. hayatın dümbeliğinde o bilekler ne işler yapmıştır,iki tıngırtmayla narin bileklerim yorulmaz merak etme canım....

    YanıtlaSil
  6. Oya şimdi sen dümbelek çalayım deyince hayalimde kim canlandı biliyor musun? Mustafa Sandal'ın dedesi vardı hani.. Televizyonda özellikle Türk Şanat Müziği şarkıcılarına eşlik ederdi. Hüseyin İleri... Nasıl ritimli ve hareketli çalardı..
    Hatırladın mı? Sevimli bir adamcağızdı.. Ne yapar ki acaba şimdilerde? İyice yaşlanmıştır sanırım Allah uzun ömür versin... İyi ozaman...Sen Hüseyin İleri misali hareketli, kıpır kıpır çalarsın dümbeleği, ben de Arif Sağ gibi saçlarımı yüzüme attıra attıra çalarım bağlamamı.. Heeeyy! bebekk kim tutar bizi:))

    YanıtlaSil