28 Aralık 2010 Salı

Ben Yazsam Yazamazdım Ki Daha Güzelini...


Bir yıl daha bitiyor. İşte bu kadar duru,bu kadar yalın. Bu kadar el değmemiş. Sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın. Bu şiire nasıl dahil edilebilir bir yılın son günleri. Her sonda, her başlangıçta ve her defasında. Alır gibi başkasını karşımıza. Perdeler çekip, ışıklar söndürüp, oturup yatağın içinde bir başımıza. Sorgulamak kendimizi... Öğrenmek ikimizin anadilini, ikinci belleğimizi. Öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini. Bu aynanın dehlizlerinde gezinirken görürüz. Karanlık günlerimizin kenar süslerini. Biterken yılın son günleri. Biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini. Gençlik ikindilerini... Kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri.

Bir yıl daha bitiyor. Düşlerim, tasalarım, yarım kalmış onca şey. Her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden. Bana mı öyle geliyor? Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman, insan yaşlanırken? Kırdım mı incittim mi birilerini? Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler? Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda? Yeniden düşünmeliyim. Dostluklarımı, ilişkilerimi. Çoğalttım mı eksiklerimi? Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı? Yitirdim mi yoksa masumiyetimi? Borçlarımı ödedim mi? Doğru seçtim mi soruların fiillerini? Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, giysilerim ütülü, odam düzenli mi? Ödünç aldığım kitapları geri verdim mi? Geri verdim mi aldıklarımı: Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları... Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi? Yokladım mı duygularımı? Hala sevebiliyor muyum insanları? Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma...Ovmalı umutları. Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan, hançer kıvamındaki o karamizah tadını. Şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım. Sonra köşe başından bir demet çiçek alıp öyle başlamalıyım akşama... Yeni bir yıla... Ama nedense herşeyin tadı dağılıyor ağzımda. Bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında. Aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta...

Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım! Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar! Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar... Gece telefonları, ıssız konuşmalar... Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler. Bırakılmış mektuplar... Ve yurdumun her karış toprağında tefrika edilen karanlık. Ey hayatıma girenler ve çıkanlar! Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey! O kadar çok anlattım ki, kendime kaldım anlatmaktan... Bunaldım kendisiyle boğuşmasını, başkalarında çözmeye çalışan insanlardan. Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan, ofset duyarlılıklardan... Kaç zamandır bir ermiş dinginliği havalandırıyor dizelerime açılan pencereleri, durup bakıyorum akşam sularında zaman kavramlarına... Zamanı düşünüyorum; koyuluyorum. Anlamını yitiriyor "şimdiki zaman"ın boşyüceliği,tarihin unutkan sayfalarındaki mürekkep lekeleri. İşimin başına dönüyorum içimde ıssız bir gönül erinci. Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum. "İçtenliğin" yada "dünya görüşünün" kirletmediği, kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum.

Sabahları açık penceremin soluduğu kent. Nabzında yüzyılın dağınık sancısı. Dumanı üzerinde tüten yıkıntılar. Hangi anlamı kuşanabilir şimdi yeni bir yıl. Umutsuzluk sözlüğünden karşılıklar aranırken hayata, hangi söküğünü dikebilir bu yaralı kuşak?  Hangi yüreğe öğretilebilir unutmak! Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları, vitrin camlarına yansıyan yüzlerde. Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar? Hala bir umut var mıdır? Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde?
MURATHAN MUNGAN

NOT: Murathan Mungan'ın Bir Yıl Daha Bitiyor adlı şiirini düz yazı gibi yazdım. Şair afetsin beni. Ama o kadar güzel ki... Ben yazsam yazamazdım daha güzelini...

7 yorum:

  1. CANIM;Ne de güzel döktürmüş ortak sevdiğimiz Murathan' ımız..AZICIK hüzün koksa da olsun çok güzel anlatmış bizlerin konuşturamadığı duygularını kaleminle..Tam da bu sabah 6.30 sularında bende bir muzırluk yapayım dedim, nasılsa yeni yılla birlikte herkesin bir doğum günü hakkı var öyle değil mi? Hatta hızımı alamadım dünya dillerinde bir de seslendirdim birinin çalışma katkısıyla..bir bakıver belki bir kaynak yazı daha çıkar sana çalışkan üreten,paylaşan arkadaşım..İyi ki varsın! ;)

    YanıtlaSil
  2. her şiir okuyan tarafından yeniden yazılırmış. :)) çok sevdiğim bir şiirdir. bu halini de çok sevdim. blogta sizin için bir mim, epostanızda da bir mailim var. :)

    YanıtlaSil
  3. paylaşım için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  4. vildancığım ne güzel anlatım olmuş,her satırına yürekten katılıyor,beni derinlere götürüyor...umutların ,varolmanın unutulmaması dileği ile sevgiler canım...

    YanıtlaSil
  5. @ oyacım murathan mungan en sevdiğim şairlerden biridir. gerçekten dizleri çok etkili ve nasıl bizden biri değil mi? aynı seyleri sende hissetmişsin işte.. yazsak daha güzelini yazamazdık. o kadar güzel ki.

    @ nilay, ben teşekkür ederim.

    @ kara kitap, bana mim demeyin ne olur? mimlemeyin beni... lütfen:) mailinize cevap verdim ama... biliyorsunuz değil mi?

    @ hey rosemary, hemen bakayım şimdi:)

    YanıtlaSil
  6. Ben unutmuşum bu yazıyı Gülşen. Sayenizde tekrar okudum:)

    YanıtlaSil