9 Aralık 2010 Perşembe

Benim Kalbimin Böcüğünden Sizinkine, Sevgiyle...


İlk kez Atilla Atalay'dan  öğrenmiştim, hayattan bıkmışlara, olup bitenlerle başedemeyip vazgeçenlere "senin  kalbinin böcüğü" ölmüş dendiğini.. Ne oluyordu insanın kalbinin böcüğü öldüğünde peki? Öylece duruyorlardı. "Hayat bak hiç birşey yapmadan duruyorum şuracıkta... Duruyorum... Hadi ne yapacaksan yap, bitsin" der gibi. İşte aynen o durumdaydım az önce... Canım fena halde Atilla Atalay öyküsü okumak istiyordu. Öyle böyle değil ama... Çok fenaydım. Çok fena... Benim durumum bir tiryakilik hali. Canım istediyse Atilla Atalay öyküsü okumak, başka çaresi yok. Okumalıydım illa.  İşte duruyordum şurada. Kıpırdamak istemiyordum ya hani.  Bu halde o komikçinin o hisli öykülerini  okumak iyi gelecekti sanki. Öyle hissediyordum.  O komikçinin hisli öykülerini okudukça, içime ağır ve kıpırdamaz acıklı birşeyler oturacaktı. Sanki gülecek gibi olacakken  içimde göz yaşı dahil herhangi bir sıvıyla akıtılıp temizlenemeyecek bir tortu kalıp birikecekti. Aynı rahmetli Oğuz Aral'ın dediği gibi geriye koskocaman bir çeki taşı kalacaktı. O taş yüreğime bağdaş kurup oturacaktı. Tamam. Aynen böyle olmak istiyordum işte. Yüreğimdeki çeki taşlarının üzerine yeni taşlar koymalıydım. Onları bir gün kelime kelime yontmalıydım.

Kitaplarımın arasından Atilla Atalay'ın bir kitabını usulca çektim aldım. Araladım sayfalarını... Yatık Sekiz adlı öyküsünü okumaya başladım. Öykünün bir yerinde "Pis bir kırılganlığa, kedere kapılıyorum, biri ölüp gitmiş sanki. Çok derin bir nefes almak istiyorum, yani olsa, atmosferi hidrosferle beraber yutucam." diyordu. Sanki içimi okumuş gibi, resmen  benim hislerimi yazıyordu. Şimdi ise oturduğum yerden kalkmak, kimsenin ruhu duymadan karanlıkta denize girmek istiyorum. Çünkü yazarın Deliler Denizi öyküsünü okuyorum. Deniz pek sığ olacak. Yürüyecem bissürü... Yürürken yavru yengeçler, tuhaf şekilli yosunlar, türlü çeşitli meneviş, milyon tane ışık oyunu olacak, aynen öyküde olduğu gibi. Öyle yürüyecem yürüyecem, boyuma kadar gelecem. "Harbiden sudan gelmişiz kardeşim toprak ne ki?"diyecem.  Güneş batma ay da dolun olarak doğma şekilleri yapar olacak bir yandan. Ben, Değirmendere köyünden, ben burada yalnız, ben cümle planktonlar, yosunlar, şekil şekil bulutlar... diye tam bunları okurken öyküde...Tam bunları okurken ve kendime uyarlarken...  İşte tam öyleyken yani... Öykünün devamında "kenarından dolun dolun ay ve manzaranın en kral köşesinden kendine yer bulup batmak üzere olan güneşle..." diye bir cümleye denk gelince Numan Serteli'nin bir haikusu gelmedi mi aklıma? Bak şöyle:

gün öldüğünde
ay'la birleşir ruhu
doğum seherde

Öyküde yazdığı gibi ben işte böyle fenafillah mertebesinde felsefi düşüncelere dalmışken, gene öyküdeki gibi demek geldi içimden... "Yine deniz... Nasıl dingin... ..... Saatini bilsek, suda ölmek de olsa; razıyım ben, öyle güzel ki..." Tam öykünün burasında gene bir Numan Serteli haikusu aklıma gelmedi mi? 

yoktur isteğim
salt yaşamaktan gayrı
"öl" de öleyim

"Sen hiç gepgece denize girdin mi? Dolunay şavkıyorken hem de... Girdim işte ben... Yine hiçbirinin ruhu duymadı." Atilla Atalay'ın Deliler Denizi adlı öyküsü bu cümlelerle bitti. Duruyordum ya az önce yüreğimin böcüğü ölmüş gibiydi hani. Şimdiye kadar Atilla Atalay öyküleri vardı. Şimdi bunlara Numan Serteli  şiircikleri eklendi. Tiryakilik yarattlılar bende. Atilla Atalay ve Numan Serteli  kendi yüreklerindeki çeki taşlarından kırabildikleri parçalarla harfler yapan kişiler. O çeki taşlarından yonttuklarıyla o şahane  öykülerini ve şiirlerini yazıyorlar. Okudum ya bu ciddi ve hisli cümleleri ve dizeleri... Hey! Bak işte gördün mü iyileştim... Kalbimin böcüğü fıtıl fıtıl dolaşmaya başladı bile... Ne iyi!

"Benim kalbimin böcüğünden  sizinkine; sevgiyle..."

9 yorum:

  1. Amannn..vildan yaa..deme şöyle kalbimin böçüğü filan. İçim bir kötü oluyor.
    Hele de dememişmisin fıtıl fıtıl dolaşıyor diye. Ödüm koptü. Acaba benim de içimde fıtıl fıtıl böcekler varmı diye kendimden huylandım valla. Bak bidaa dersen okumam seni.
    İyyğğ.. ıyyğğ..huy bastı beni. İçimde fıtıl fıtıl solucanlar tırtıllar.. :((((

    YanıtlaSil
  2. dilekciğimmm dur bi huylanma =))bu böçük iyi bi şey,yaşamanı ,nefes almanı,var olmanı sağlıyor..o olmadımı bittiğinin resmidir hani..demedi demeee..=((((

    YanıtlaSil
  3. Dilek, senin yorumunu okuduğumda,geçen kış "haydi kara yatalım" demiştim de sana, sen "ayy, iğrenirim kardan!" demiştin de, ben gözlerimi koca koca açıp seni ilk kez görmüş, hiç tanımazmış gibi bakmıştım ya sana...aynen öyle oldum işte:) of! dedim. Neden müşterek değil bu konudaki duygularımız? Neden aynı şekilde hissetmiyoruz? Oysa müşterek hislerimiz ne fazladır seninle. Ama oluyor böyle farklılıklar işte. Arkadaşlık böyle bir şey. Edeceğiz birbirimizi idare.. Yani diyeceğim odur ki kalbimin böceği var benim ne yazık ki. Kimi ölüyor, kimi fıtıl fıtıl dolaşıyor.. Alışacaksın Dilek. Yazacağım kalbimin böceği bugün böyleyken böyle diye:))

    YanıtlaSil
  4. Hay yaşa Oya! Bir tane benim gibi arkadaşım var bari:) Nasıl biliyorsun değil mi o kalbin böcüğü vaziyetini.. Evet canım ya, kalbin böcüğünü asla öldürmemeli de bilirsin yaşam içinde bunu sağlamak kolay olmuyor tabii.. Yüreğine sağlık canım.. Bakma sen Dilek'in öyle yazdığına.. O bana nağme yapacak illa:)

    YanıtlaSil
  5. :) kardeşlerim..!!
    Neden anlamıyorsunuz beniii. :)
    Böcek deyince aklıma kakalak, karides, tırtıl, solucan geliyor.
    Siz isterseniz sevimli olsun diye BİCİYK deyin
    yine aklıma kalorifer biciykleri karıncalar, haşereler geliyor.
    Bana ne!
    Benim kalbimin melekleri var. Pır pır uçar.
    Çiçekleri var rengarenk açar.
    Balıkları var coştumu coşar.
    Bir de elinde ceza cetveli ile gezen anneleri var..hizaya sokar.
    :))

    YanıtlaSil
  6. Canım Dilekcim.. Sana Numan Serteli'nin başka bir haikusunu yazayım öyleyse.. Bak şöyle:

    hâlâ burnumda
    saçlarının kokusu
    dön ilk baharda

    Özledim seni Dilek. Gel kahve içireyim sana. Saçlarının kokusu hala burnumda... Dön gel...
    İlkbaharı bekleme hatta..

    Kalbimin meleğinden sana, sevgiyle:))

    YanıtlaSil
  7. dilekciğim bu böcek değilki böcükkk _))) kalbinin meleğinden hiç şüphem yok canım..sen ana -baba duası alansın ..senide melekler korusun...

    YanıtlaSil
  8. Canımlar ya..okadar çok böcüük muhabbeti yaptıkki..inanın ben alıştım. Artık bana da sevimli gelmeye başladı.
    Ozaman şöyle diyim ben size;
    Kalpten kalbe yol olurmuş.
    Benim kalbimin böcüklerinden sizin böcüklere sevgi selamlar.
    :))

    YanıtlaSil
  9. Hah işte şöyleee... Çok şükür:))

    YanıtlaSil