Geçen hafta Altı Nokta Körler Derneği'ne uğradığımda, Pınar, Engin, Sinan, Sibel, Mahmut Hoca ve Meltem'in yanında oturan, şık giyimli genç adamla daha önce hiç karşılaşmamıştım. Elini sıkıp kendimi tanıştırdığımda, adının Mehmet Emre Kalaycı olduğunu öğrenmiştim. Bazı insanlarla, ilk anda kanımız kaynar ya hani... Hah işte... O gün Emre'yle, sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi nasıl derin bir muhabbete girişmiştik anlatamam. Bakmıştık ki, müzik, edebiyat, sinema ve hayat üzerine konuşmamız uzadıkça uzuyordu... Ne yazık ki, ikimizin de ofislerimize geri dönme vakti geliyordu. Dernektekilerle vedalaşıp, birlikte dışarıya çıkmıştık. Arabamla Emre'yi iş yerine bırakıncaya kadar, konuşmaya hevesle devam etmiştik. Of, bağlamanın sesi yüreğimi titrettiği halde, yeteneksizliğim ve elbette beceriksizliğim sebebiyle, bir türlü bağlama çalamadığım için olsa gerek, dokuz yaşından beri bağlama çaldığını söyleyen Emre'yi, çok feci kıskandığımı itiraf etmeliyim. Üstüne, dört senedir sol klarnet eğitimini sürdürdüğünü söylemesin mi?
Yok artık!.. Hele bütün bunların üstüne, şarkı söylediğini öğrenince var ya, bünyemdeki kıskançlık katsayı ibresinin tavan yaptığını hissetmiştim. Üstelik Babylon ve Aksanat'ta sahne almış öyle mi? "Vay canına!.." dedim Emre'ye... "Sen var ya..." dedim. "Benim tüm hayallerimi şimdiden gerçekleştirmişsin. Pes ama!" Evet, ne yapayım yani? İçimde mi tutaydım!.. Aklımdan geçenleri takır takır söyledim. "Sahnede şarkı söylemeyi hep hayal ederim. Ama Emre o kadar bed sesim var ki anlatamam. Bu hayalimin gerçekleşmesi var ya ömrü billah mümkün değil. Bari bağlama çalabileyim değil mi? Onu da beceremiyorum. Ne yalan söyleyeyim, çok kıskandım seni Emre. Çoook!!" diye ünlemli cümlelerimi ardı ardına ekledim. Emre muzip muzip güldü. "İyi o zaman, diğer faaliyetlerimi şimdilik anlatmayayım. Sizi daha fazla kıskandırmayayım." dedi.
Şimdi yukarıdaki yazımı okuyan birileri, Emre'nin, 1987 yılında İzmit'te, öğretmen bir anne babanın çocuğu olarak doğuştan iki gözünde de kongenital kornea bozukluğu ile dünyaya geldiğini, sol gözünden kornea nakli ameliyatı geçirmesine rağmen ameliyat döneminin tıbbi koşullarının yetersizliği nedeniyle olumlu sonuç vermediğini, fiziksel engeli nedeniyle yedi yaşında görme engelliler ilköğretim okuluna başladığını, okuldaki üstün başarısı nedeniyle ikinci sınıfı okumadan üçüncü sınıfa atladığını, dördüncü sınıftan itibaren ise kaynaştırma eğitim programıyla görenlerle birlikte okumaya başladığını, hafta sonları rehabilitasyon merkezinde hayatını rahatça idame ettirebilmek için gerekli olan bastonla bağımsız hareket hareket edebilme, ingilizce ve matematik takviye ile bilgisayar kullanımı dersleri aldığını, görenlerle bir arada okuduğu, tüm okulları üstün başarıyla bitirip, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne birincilikle girdiğini ve bitirdiğini, şimdi hem yüksek lisansına devam edip hem de avukatlık görevini sürdürdüğünü, söyleyebilir. Emre'nin eğitim ve mesleki başarılarına var ya, hiiç aldırmam.. Hiiiç... Benim kıskançlık sebebim sanatla ilgili vaziyetine... O kadar enstrüman çalabilmeyi becerebilmesine... Güzel şarkı söyleyebilmesine... Biliyor ya beni... Bakar mısın Emre'nin yaptığına? Aşağıdaki videoyu göndermiş. Ne o? Güya mesai sırasında bunaldıklarında, nasıl vakit geçirdiklerini bana göstermek niyetindeymiş. Bu kadarla kalsa iyi... Ayrıca bu video 2 Aralık 2012'de TRT müzik kanalında saat 12:00 de yayınlanmıyacak mıymış? Pes!! Of ama! Çatır çatır çatladım! Yapılır mı bu bana?
güzel şarkı.
YanıtlaSilEvet Pınar, çok güzel.
Silokudukça kendimden utandım. ben daha şikayet edip durayım.yuh bana!
YanıtlaSilHepimize yuf olsun Kara Kitap.
SilSapasağlam olup da herşeyinden,herşeyden şikayet eden insanlara kapak olsun derim.
YanıtlaSilDoğru söz ne denir Mahmut. Haklısınız.
SilHelal olsun valla! Kendisine İzmir'den koskocaman selamlar.
YanıtlaSilEyvallah Mit, Emre bu yazıyı görmez inşallah:) Helal olsun valla:)
SilKıskanılmayacak gibi de değil ki şimdi :))
YanıtlaSilBende isterdim en azından bir enstrüman çalabilmeyi
Pire Kızı, ne diyorsunuz çok kıskandım.. Çoook:) Bu kadar olur mu?
SilHem enstrüman çalıyor, hem şarkı söylüyor, üstelik hem yakışıklı hem de şahane muhabbeti. Pes yani!
:))) ne kadar keyifli bir yazı olmuş bu böyle :) kendime bir de hayal kahvemin gözlüğünden bakınca dopdolu geçen şu ömrü ancak iki paragrafa bu kadar başarılı bir biçimde sığdırabilirdim diyorum ve bu güzel mi güzel, nükteli mi nükteli yazınız için size sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum :))) her insanın içinde mutlaka ortaya çıkarmadığı birçok meziyeti olduğuna inanırım, ben belki de onalrı ortaya çıkarabilme cesaretini gösterebildim ve onlar gün ışığına kavuştu. yeteneklerinizi serbest bırakır, kendinize vakit ayırır, cesaretinizi her zaman en üst düzeyde tutar ve hata yapmaktan korkmazsanız başarıya ulaşırsınız!
YanıtlaSilEyvah! Emre sen bu yazımı okudun mu? Eyvah ki eyvah! Gözünden bir şey kaçmıyor senin ne diyeyim:) Güya senden gizli yazmıştım. Gördün yazdıklarımı öyle mi? Mahcup oldum şimdi.
YanıtlaSilÖnerilerin için çok teşekkür ederim Emre. Sevgiler!
Emre'nin sesini Teoman'ın sesine benzettim. Şarkıya yakışmış. Bir çok şey yapabilen insanlara ben de gıpta ederim. Enerji meselesi galiba. Emre'yi tanıttığın için teşekkürler...
YanıtlaSilRabia, Emre acayip becerikli ve akıllı biri. Siz gıpta ediyorsunuz ben ise çatır çatır çatlıyorum:)
SilMerhabalar ben Emre abinin iş yerinde stajer olarak bulunmaktayım. Sözleriyle başlamak istiyorum...
YanıtlaSilEmreeeeeee abi ilk olarak seni tanıdığım için çok şanslı olduğumu düşünüyorum kısa sürede çok şey öğrendim hayata dair umutsuz yanlarım umutlandı. Seni kıskanmak mümkün değil! Neden mi çoooook güzel sesin var, başarılısın, iyi niyetli-şakacı, gülmeyi seven , açık sözlü, haksızlığı kabul etmeyen Allah yolundan vazgeçmeyen engeline rağmen namazını aksatmayan biri olduğun için gerçekten kıskanmamak mümkün değil. Oturup senle sabahlara kadar dertleşmekten asla sıkılmamak gibi dinlemektende büyük mutluluk duyduğumu dile getirmek istiyorum...
Umarım hayatım boyunca karşıma hep senin gibi insanlar çıkar.Tarif etmekten güçlük çekiyorum çünkü tarifi zor tanınması mutlaka gereken birisin...
Bu siteyi tesadüfen buldum. İyiki bulmuşum hakkında yazılan yorumları okuma şansına sahip oldum..
Doğum günümde bana biir söz vermiştin ama ben unutup gittiğim için çok üzgünümm hatamı telafi etmek için bir gün konserine gelirim İNŞALLAH
şimdilik bu kadar yeter umarım yanlış birşey yazmamışımdır. Çünkü bu yazdıklarımı geriye dönüp okumadan aklımdan geçeni yazdım..
Neyse uzun lafı kısası TANIŞTIĞIMIZA ÇOK ÇOK ÇOK MEMNUN OLDUM...
Merhaba, ne iyi olmuş Hayal Kahvem'e rast gelmeniz:)
YanıtlaSilDemek ki Emre'yi kıskanan sadece ben değilim. Heey! Çok sevindim:))
Merhabalar ben Meltem!
YanıtlaSilEmre abinin iş yerinde stajer olarak bulunmaktayım. Sözleriyle başlamak istiyorum...
Emreeeeeee abi ilk olarak seni tanıdığım için çok şanslı olduğumu düşünüyorum kısa sürede çok şey öğrendim hayata dair umutsuz yanlarım umutlandı. Seni kıskanmak mümkün değil! Neden mi çoooook güzel sesin var, başarılısın, iyi niyetli-şakacı, gülmeyi seven , açık sözlü, haksızlığı kabul etmeyen biri olduğun için gerçekten kıskanmamak mümkün değil. Oturup senle sabahlara kadar dertleşmekten asla sıkılmamak gibi dinlemekten de büyük mutluluk duyduğumu dile getirmek istiyorum...
Umarım hayatım boyunca karşıma hep senin gibi insanlar çıkar.Tarif etmekten güçlük çekiyorum çünkü tarifi zor tanınması mutlaka gereken birisin...
Bu siteyi tesadüfen buldum. İyiki bulmuşum hakkında yazılan yorumları okuma şansına sahip oldum..
Doğum günümde bana biir söz vermiştin ama ben unutup gittiğim için çok üzgünümm hatamı telafi etmek için bir gün konserine gelirim İNŞALLAH
şimdilik bu kadar yeter umarım yanlış birşey yazmamışımdır. Çünkü bu yazdıklarımı geriye dönüp okumadan aklımdan geçeni yazdım..
Neyse uzun lafı kısası TANIŞTIĞIMIZA ÇOK ÇOK ÇOK MEMNUN OLDUM...